Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


İlahi kameralar her yerde




Son günlerde, malum' gizli kamera görüntüleri üzerine konuşuluyor, yazılıyor, tartışılıyor. Türk siyaset tarihinin en yüz kızartıcı olayı olarak tarihe geçecek bir olay. Olay üzerinde çok şey yazıldı çok şey konuşuldu.

Olay medyada gündeme gelince arşivimde sakladığım bir yazım geldi aklıma. Ancak o yazıdan daha çok mahşer meydanını düşündüm. Nedense aklıma mahşer meydanı ve Yaratıcı karşısında vereceğimiz hesap geldi.

Dünyada ne iş yaparsanız yapın, ne kadar uzun yaşarsanız yaşayın, kaçınılmaz bir son bekliyor hepimizi. Ölüm ve hesap...

Sayın Abdurrahman Dilipak'ın, sık sık kullandığı biçimiyle hesap gününü tarif edeyim.

O öyle bir hesap günü ki, yapmanız gerekirken yapmadıklarınız için de hesaba çekileceksiniz, yapmamanız gerekirken yaptıklarınızın da hesabını verecekseniz....

Hesap gününde herkes kendi görüntülerini izleyecek. İnkar etmeye kimsenin hakkı da olmayacak gücü de yetmeyecek. Dünyada gizli kamera görüntüleri ortaya çıkan insanların yaşadığı utançtan binlerce kat daha büyük bir utanç yaşayacağız. Çünkü karşımızda eş, dost, akraba, tanıdık veya siyasi rakiplerimiz değil, Allah (cc) var.

Dünyada bile bu kadar utanç verici, yedi kat yerin dibine sokacak kadar yüz kızartıcı olan bir hadise, yaratıcının huzurunda, kim bilir be kadar zor olur.

Allah'ın (cc) huzurundasın ve sizin kasetleriniz, kayıtlarınız izleniyor! Aman Yarabbi! Ne zor bir an!

Omuzlarımızda ki kameramanlar tarafından kayda alınan kayıtların, dünyada ki gizli kamera kayıtlarından en büyük farkı, gizli olmamasıdır. Allah hepimizi bu kayıtlar konusunda bilgilendiriyor. Omuzlarımız da ki kameramanlardan da bizi haberdar ediyor, mahşerden de, hesaptan da bahsediyor Kuran'da. Yapmamız ve yapmamız gerekenleri de söylüyor. Kayıtlar gizli değil açık.

Omuzlarımız da ki kameralar, sadece ses ve görüntü kaydı da yapmıyor. Kim bilir kaç boyutlu çekim yapıyorlar? Üç boyutlu filmler moda oldu son yıllarda. Ancak hiçbir kamera niyetlerimizi kaydedemez. Ancak yaratıcı tarafından omuzlarımıza yerleştirilen kameralar, niyetlerimizi de kaydediyor.

Cami de namaz kılarken çekilmiş görüntüleri izlerken, kimler neler hissedecek acaba mahşer gününde? Allah rızası için mi namaz kıldığını, millete gösteriş için mi kıldığını çok net bir biçimde çeken kamera görüntüleri, kim bilir ne kadar utandırır insanı?

Nerede yalan söylediğimizi de anında tespit ediyor omuzlarımızdaki kameralar. Müşterisine yalan söyleyen sakallı bir esnafın yaşayacağı şaşkınlığa ne dersiniz?

Bir fakire yardım ederken, herkes bilsin, görsün diye milletin içinde sadaka (!) verenlerle, bir elin verdiğini öteki elinden bile saklayanlar arasında ki farkı bile gösterecek bir çekim sistemi var, omuzlarımızdaki kameraların.

Makam odalarında yapılan ihale pazarlıkları ile medya karşısında yapılan dürüstlük ve şeffaflık açıklamaları arasındaki fark çok net bir biçimde görülecek o kayıtlarda.

"Görmedim, duymadım, haberim yoktu!" diye itiraz edenlerin yüzlerine çarpılacak kamera kayıtları.
--------------------------------------------------------------------------------




alıntı

mahkemeler mahkemesi ,mahkemei kübra olmasaydı mazlumlar çıldırırdı.. iyiki ahiret var... paylaşım için teşekkürler.selametle

"Görmedim, duymadım, haberim yoktu!" diye itiraz edenlerin yüzlerine çarpılacak kamera kayıtları.


Allah yardımcımız olsun...
Teşekkürler kardeşim

çok yakın bir zamanda dinlediğim bir sohbetten etkilendiğim bir sözü sizinlede paylaşmak istedim

[size=14pt][b]tarikat ehli takva sahibi kişi yarın mahşerde piranın önüne çıktığında yüzünü kızartacak bir hata yapmayan kişidir..... kendimizi sorgulamamız için çok güzel bir söz belkide sözün bittiği yer mevlam yar ve yardımcımız olsun son nefes dahil imandan takvadan ayırmasın................


Hayatın İçinden İslam

MollaCami.Com