Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


İslâm dini, Müslümanlara kumarin her çeşidini haram kılmıştı

İslâm dini, Müslümanlara kumarin her çeşidini haram kılmıştır. Herhangi bir kimsenin menfaatim, haksız olarak ve oyun ile kendi­mize aktarmak haramdır.
Kumar oynamakta kullanılan vasıta; ne olursa olsun, ne şekilde bir oyun takip edilirse edilsin hep kumardır.
Kumarda zahmetsizce mal çarpmak veya çarptırmak olduğundan kumarın her çeşidine, Kur'ân-ı Kerim lisanında MEYSÎR adı veril­miştir.
Kumar; zar gibi ne olacağı belli olmayan muhataralı bir şeye bağlı olarak mal almak veya vermek demektir.
Arablar îslâmiyetten önce tavla, satranç oyunları ile kumar oy­narlardı. «Ezlâm-ü aklâm» denilen fezz, tev'em, rakib, hils, nâfis, müs-bil, muallâ, menih, sefih, vağd adındaki kumar kalemleri ile kazan­dıklarını hayra dağıtmak üzere, piyango çekerlerdi.
Sûre-i Bakara Jda içki ve kumarda büyük günah bulunduğu beyan edilerek, Müslümanların günahtan kaçınmalarına işaret edilmiş; Sû­re-i Mâide'de ise, «Şeytanın amelindendir. Ondan uzaklasınız» buy-rulmuştur.
Günahın küçüğüne bile heves etmeyen mü'min, büyüğünden uzaklaşmak isteyecek, hele kumarın şeytanın işinden olduğunu, '­ın kelâmından öğrendikten sonra kumardan tamamen el çekecektir. Zira dünya ve âhirette felah, kumardan kaçmakla mümkindir.
Kumarın müptelâsı olan insanlar, ya çoluk çocuğunun rızkım kumarbazlara kaptıracak veya başkasının aile efradına mahsus ekmek parasını, oyunla elinden alıp çocuklarını aç bırakacaktır.
Kumara alışmış olan kimsenin çocukları yetim, ailesi dul gibi perişandır. Gece yarılarına kadar kocasının gelmesini bekleyen kadın onun bir cinayete kurban gideceğinden endişeli olarak, gündüz kor­ku gece kâbus içinde yaşar.
Kapının vurulduğunu duysa, «acaba gelen bir kara haber mi, yoksa kocam olacak derbeder mi?» diye kalbi çarpar, gözü kararır, korkulu ve heyecanlı anlar yaşar.
Ayakta çorap, sırtta giyecek, evde yiyecek bulamayan çocuklar yan aç, yarı tok bir ömür geçirirler. Yaşamaları, akrebin kıskacında hayat sürmek kadar zordur. Buna yaşamak değil, ölmemek için çır­pınmak ve çare aramak denilmesi gerekir.
Kumarbaz; yalnız ailesini değil kendi sıhhatini de düşünmez. Ha­vasız, ışıksız ve gıdasız kalarak 'ın emanet ettiği canına zulme­der; yâ bir hastanede yatak esiri olup inleyerek veya bir cinayete kurban giderek can verir. Kendini hayırla andıracak bir nam bı­rakmadığı için kimse onu rahmetle anmaz.
Şeytan, insanı tuzağa düşürmek için bazı şeyleri vasıta kılar. Ku­mar da bu tuzaklardan biridir. Bir âyet-i kerimede buyruluyor ki:
«Şeytan, içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin dü­şürmek ister» (1) .
Şeytan, kumar vasıtasiyle kalblere düşmanlık tohumu eker, öfke ile sular ve cinayetle meyvesini dermiş, muradına ermiş olur. Zira iki kişinin biri mezarı, diğeri hapishaneyi boylamış olur.
Kumar, içinde her felâketi gizleyen belâ, kumarbaz da cinayetin her çeşitine müsaid bir belâdır. Kızdığı zaman, elini din kardeşinin kanına bulaştırmaktan çekinmez.
Can sıkıntısını dağıtmak için tavla ve benzeri şeyleri oynamakta mahzur görmeyenlere şu hadîs-i şerif açık bir ikazdır.
«Tavla oynayan, sanki elini domuz etine ve kanına bulamış gibi­dir» (2).

«kim tavla oynarsa muhakkak ve Resulüne isyan et­miştir» (3).
Böylesine kirli ve mülevves bir işin müptelâsı olan kimsenin ku­lağı, hakkı ve hakikate kapalıdır. Okunan ezanları duymaz hâle ge­lir. Şeytan kumar vasıtasiyle 'ı anmaktan ve namaz kılmaktan insanı alıkoyar.
Bazı kimseler, satrancın oynanmasında mahzur olmadığı iddia­sındadır. Fakat menfaat teminine vasıta olan her oyun gibi, satranç da kumar sayılmıştır

RABBİM muhafaza buyursun kötü fiilleri üzerimizden alsın inşallah..


RABBİM muhafaza buyursun kötü fiilleri üzerimizden alsın inşallah..


Hayatın İçinden İslam

MollaCami.Com