Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Çocuklarımız Neden Başarısız

Çocuklarımız Neden Başarısız

Çocuklar anaokuluna veya eğitime başladıkları zaman başarısızlığın ne olduğunu bilmezler. Onlar için 'başarısızlık' diye bir korku yoktur. Çocuklara başarısızlık korkusunu bizler öğretiyoruz. Bazı çocuklarda okul korkusu vardır, ama onun sebepleri başkadır, Çocuklar öğrenme süresince beş temel dönemden geçerler. İlk dönemlerde yetenek, gayret ve başarı arasındaki ilişkileri bilmez, dahası dikkat de etmezler. Saf ve önyargısızdırlar t çok çalışarak her şeyi başaracaklarına inanırlar.

Birinci Dönem: 'Okul öncesi' dediğimiz (1-4 yaş arası) dönemde çocuklar doğru-yanlış, iyi-kötü, fayda-zarar, sevap-günah, canlı-cansız arasında ayırım yapmaksızın hızlı bir öğrenme motivasyonu ile doludurlar. Öğrenmeyi zorlaştıran "benim matematiğe kafam almıyor, tarih dersinden nefret ediyorum" gibi peşin hükümlerden uzak, doymak bilmeyen, saf bir öğrenme açlığı içindedirler. Oyun, deneme-yanılma, taklit. 'bu ne?' soruları gibi o yaşların temel öğrenme mekanizmalarını bolca kullanırlar. Öğrenememek ve başaramamak gibi endişeleri ve korkuları yoktur.

İkinci Dönem: Anaokulu ve yuva çocuklarının yaşadığı (4-6 yaş arası) dönemde başarı ile gayret eş anlamlıdır. Bu yaştaki çocuklar daha çok gayret göstererek her şeyi başaracaklarına inanırlar. Bir grup anaokulu çocuğuna başlarının üstünde bir beysbol topu olduğu halde, topu düşürmeden on adım atmalarını isteseniz, her defasında on adımı tamamlamadan topu düşürseler dahi ümitsizliğe kapılmazlar, başarmaya kadar (bıkmadan) denemeye devam ederler. Her insanın doğuştan gelen yetenekleri, zayıf ve kuvvetli yönleri bulunduğunu kavrayamazlar. Okumada, yazmada veya koşuda en iyi olmak isteyen birinin daha fazla gayret göstermesi gerektiğini düşünürler.

Üçüncü Dönem: İlköğretim çağı çocuklarının ilk beş yılda yaşadığı (6-10 yaş arası) dönemdir. Anne babanın ve öğretmenin söz ve davranışları sonucu, doğuştan gelen yeteneklerin başarıda önemli rol aldığını kavramaya başlarlar. Yazmaya yeni geçen birinci sınıf öğrencisi iki çocuk, aynı zamanı ve çabayı harcadığı halde, birinin yazısı güzel iken diğerinin çirkin olabilir. Öğretmen, yazısı çirkin olana, "biraz daha dikkat et, bak arkadaşın senden daha güzel yazmış" dediği zaman çocuk bu kıyaslamadan rahatsız olur. Güzel yazmak ve öğretmenin güvenini kazanmak için elinden gelen gayreti gösterir, ancak sinir sistemi ve buna bağlı el-göz koordinasyonu henüz arkadaşı kadar gelişmiş olmadığından onun kadar güzel yazmayı başaramaz. Yazısı iyi olmayan çocuk, yazısı iyi olan arkadaşından daha çabuk ve daha fazla şiir ezberleyebilir. Her şeye rağmen aradaki farkı tam olarak anlayamaz ve güzel yazmak için daha çok çalışması gerektiğine dair iyimserliğini korumaya devam eder.

Dördüncü Dönem: ilköğretimin ortaokul bölümünü okuyan (11-13 yaş arası) çocuklarda gözlenen çok kritik bir dönemdir. Kritik diyoruz, çünkü çocuklar hayatları boyunca devam edecek olan çalışma alışkanlıklarını ve kendilerine olan güveni bu dönemde kaybeder veya kazanırlar. Kendilerinden daha zeki ve yetenekli birinin az b ir çalışmayla başarı elde ettiğini, ona yetişmek için çok çalışmaları gerektiğini tamamen kavramışlardır. Çalışma alışkanlığı kazanamayan, gayretin ve sebatın değerini anlayamayan bazı çocuklar başarılı olmak için tek şartın yüksek zekâ ve yetenek olduğuna inanırlar. Bu düşük başarı seviyesinin salgın hastalık gibi yayıldığı bir dönemdir. Çocuklar öğretmenin ve anne babanın da olumsuz yaklaşımları sonucu yeterli zekâ ve yeteneğe sahip olamadıkları için başarısız duruma düştüklerine kendilerini inandırırlar. "Ne yapayım matematiğe kafam çalışmıyor, ne kadar okusam coğrafya dersini anlamıyorum" gibi bahanelerin arkasına sığınarak yarıştan çekilirler. Bu çocuklara rehberlik yapılmaz ve daha çok çalışmaları ve sebat etmeleri gerektiği anlatılamaz ise; çalışmayı erteleme, işten kaçma ve bahaneler uydurma alışkanlığı kazanmaya başlayacaklardır.

Beşinci Dönem: Lise çağı dediğimiz (14- 16 yaş arası) ergenliğe geçiş dönemidir. Okuldaki başarısızlıklarının yanına bir de ergenliğe geçiş problemleri eklendiğinde bunalımlı bir dönem başlar. Tenkit edilmekten ve nasihatten hoşlanmazlar. Anne babadan kaçar, arkadaş gruplarına sığınırlar. Tembelliklerini, dağınıklıklarını, sorumsuzluklarını kabul etmek istemezler. Öğretmenleriyle ve anne babalarıyla sık sık çatışmaya girerler. O zamana kadar ağır aksak yürüyen okul başarısı iyice kötüye gitmeye başlar. Az bir çalışma ile engele takılmadan okulu yürütmenin yollarını ararlar. Aldıkları kırık notları ailelerinden saklamak, yapılmayan ödevlere bahaneler uydurmak. Yalan söylemek, sınavlarda kopya çekmek bu çocuklarda sık rastlanan davranışlardır.
Sorun ki! Cevap Bulasnz... - Makaleler: ocuklarmz Neden Baarsz


Genel Soru ve Cevaplar

MollaCami.Com