Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
İstihare konusunda doğru adımlar
Dağıstanâdan Oktay Milailov: âTesbih taneleri üzerinde istihare yapılır mı? Bazı tarikat mensuplarında bu sıkça görülüyor. Hz. Davutâun istiharesi diyorlar. İstiharenin aslı nedir? Nasıl yapılır? Nasıl duâ edilir?â
İstiharenin özünde Allahâtan hayır istemek vardır. İstihare konusunda Peygamber Efendimizin (asm) tarif ve duâsını, şekil ve yapılış biçimini aşağıda vereceğiz.
Bunun dışında tesbih taneleri ile yapılan veya adına Davud İstiharesi denilen başka bir istihare çeşidi rivayet edilmemiştir. İşi gereksiz kurallara veya yanlış itikatlara boğmamak lâzım.
Öncelikle kul her işinde, her teşebbüsünde, her gayretinde, her adımında Allahâtan hayır ister, Allahâa güvenir, Allahâa dayanır.
Hiç şüphesiz Allahâtan hayır istemek, yani istihâre yapmak kişisel görevleri yapmaya ve sebeplere başvurmaya engel olmadığı gibi, istişâre yapmaya, danışmaya, konu hakkında uzun uzadıya düşünmeye ve bir sonuca ulaşmaya çalışmaya da engel değildir.
Hattâ istihâre yapmanın âlâzımıâ bunlardır. Yani bunlarsız istihâre, esâsen istihâre değildir.
Nasıl tevekkül eden, yani Allahâa güvenen birisi, tembelce yatmıyorsa, sebepleri atlamıyorsa ve görevini ihmal etmiyorsa; istihâre eden, yani Allahâtan hayır isteyen birisi de tembelce yatmaz, sebepleri atlamaz ve yapması gereken, meselâ düşünme, danışma, bilgi toplama, işi usûlüne göre yapma... vs gibi ön görevleri ihmal etmez.
Yani ne tevekkül tembelliktir; ne istihâre yapılması gerekenleri atlamaktır!
Bilâkis tevekkül de, istihâre de Allahâın verdiği bütün imkânları sonuna kadar kullanırken; kalben bir yandan Allahâa güvenmeyi, diğer yandan da Allahâtan hayır ummayı sürdürmek demektir.
Yani esas olan tevekkül ve istihâreyi birleştirmek ve bir âhal ve davranışâ olarak her an yaşamaktır.
Nitekim Resûlullah Efendimiz (asm) küçük-büyük her iş hakkında istihâre yapmayı teşvik eder ve: âHer ihtiyacınız hakkında hayır dileyiniz. Nalınınızın tasması koptuğunda bile!â buyururdu.1
Hazret-i Câbir (ra) demiştir ki: Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) Kurâânâdan bir sûre öğretir gibi küçük-büyük işlerimizin hepsinde bize istihâreyi öğretirdi ve buyururdu ki:
âSizden biriniz bir iş yapmak istediğinde nafile olarak iki rekâât namaz kılsın, sonra şu duâyı okusun:
âAllahümme innî estehîrüke bi ilmike ve estakdirüke bi kudretike ve esâelüke min fadlikeâl-azîm. Fe inneke takdirü ve lâ akdirü ve taâlemü ve lâ aâemü ve ente allâmüâl-ğuyûb. Allahümme in künte taâlemü enne hâzeâl-emre hayrün lî fî dînî ve meâşî ve âkıbeti emrî; fakdürhü lî ve yessirhü lî. Sümme bârik lî fîh. Ve in künte taâlemü enne hâzeâl-emre şerrün lî fî dînî ve meâşî ve âkibeti emrî; fasrifhü annî vasrifnî anhü. Vakdür liâl-hayra haysü kâne. Sümme ardinî bih.â
(Mânâsı: Allahâım! Hakkımda hayırlısını bildiğin için, Senâden hayırlısını istiyorum. Ve hayırlı olana gücün yetiştiğinden, Senâin beni güçlü kılmanı diliyorum. Yâ Rab! Hayırlı olan tarafın belirlenmesini ve bildirilmesini Senâin o büyük fazl ü kereminden bekliyorum.
Allahâım! Senâin her şeye gücün yeter; halbuki benim yetmez. Sen her şeyi bilirsin. Oysa ben bilmem. Muhakkak Sen, bize görünmeyen her şeyi çok yakından bilensin; Sen Allâmüâl-Guyûbâsun.
Allahâım! Şu azmettiğim işimde dînim, hayatım, dünyam ve âhiretim için hayır varsa, onu bana takdir et, onu bana kolaylaştır, onu bana mübârek kıl! Yâ Rab! Şu azmettiğim işimde dînim, hayatım, dünyam ve âhiretim için şer ve zarar varsa, onu benden uzaklaştır, benim gönlümü de ondan çevir. Ve her nerede hayır varsa, bana onu takdir et! İçimi de ona ısındır!) (Duâyı okuyan, âşu azmettiğim işimdeâ ifadesi yerine, işini ve ihtiyacını ismen belirtebilir.) 2
Allahâtan hayır diledikten sonra, Allahâın hayır takdir edeceği umulur ve beklenir.
İstihâreden sonra kalbin ve rûhun bir taraf için yatıştığı ve râzı olduğu, bir tarafa meylettiği, bir tarafı tercih ettiği hissedilirse, o tarafın hayırlı olduğu kabul edilir.
Eğer kalpte herhangi bir meyil, arzû, yöneliş ve tercih uyanmaz ise, Allahâtan hayır dilemeye ve istihâre etmeye devam edilir.
Kalbin meyli, arzûsu ve bir tercihe yatkınlığı belirene kadar istihâre bırakılmaz.
Esâsen istihârenin yediye kadar tekrar edilmesi sünnettir. Resûlullah Efendimiz (asm) Enes bin Mâlikâe (ra): âYâ Enes! Bir işe teşebbüs etmek istediğinde o iş hakkında yedi defâa istihâre eyle. Sonra kalbinden geçen rûhî meyil ve arzûya bak. Çünkü hayır, kalbinde doğan o arzûda, tercihte ve yöneliştedir.â buyurmuştur.3
Dipnotlar: 1- Buhârî, 4/136. 2- Buhârî, 4/598. 3- Buhârî, 6/545.
Süleyman KÖSMENE
Güzel paylasim, tesekkürler.
Yalniz istihare yapilirken göz ardi edilmemesi gereken su var diye biliyorum: Istişare yapılan konuda istihare yapılmaz.
Yani kişinin zaten bir işe meyli var ise o zaman yapacagi istiharede gönlünden geçene göre gözükür. Yani pek saglikli sayilmaz.