Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Subhanallah Elhamdulillah Allahuekber

Subhanallah Elhamdulillah Allahuekber


Tesbih/"Subhanallah":Cenab-ı Hakkı kusur ve noksanlıklardan tenzih etmek,buna karşılık,kul olarak kendi kusur ve noksanlıklarımızı hem sözümüzle hem fiilimizle itiraf edip kabullenmektir."Subhanallah" diyerek,İlahi huzurda kendi kusurlarımızı görüp istiğfar eder,Rabbimizi bütün noksanlardan pak ve müberra olduğunu,Rabbimizin dalalet ehlinin batıl fikirlerinden, yanlış zanlarında münezzeh ve ali olduğunu,kainatta gördüğümüz bütün kusur ve eksiklerden mukaddes ve uzak olduğunu kendi kendimize telkin eder, bütün alemlerin halifesi ünvanıyla İlahımıza takdim ederiz.

Tahmid/"Elhamdulillah":Allah'a bize layık gördüğü her türlü ihsan, lütuf ve nimetler için şükrümüzü bildirmek, buna karşılık, kul olarak da, kendi fakrımızı, yoksulluğumuzu, muhtaçlığımızı hatırlayıp Allah'a karşı sonsuz minnettarlımızı dile getirmektir."Elhamdulillah" diyerek, Cenab-ı Hakkın cemaline karşı dilimizle,kalbimizle ve bedenimizle şükranımızı arz eder, hem kendi ihtiyacımızın hem de bütün yaratılmışların ihtiyacının her an sonsuz bir rahmet ve kudretle karşılaştığını görüp ifade ederek, Rabbimizin ihsanlarına, nimetlendirmesine karşı şükreder, bütün yaratılmışlar adına O'nu hamd ve sena ile överiz.

Tekbir/"Allahuekber":Celali tecellileri ile biz Rabbimize nihayetsiz uzak olduğumuz halde, cemali tecellileri olan rahmetiyle, ihsanıyla, lutfuyla bize sonsuz yakınlığı gösteren,yani cemal ve cemal tecellilerini mükemmel bir dengeyle bize sunan Cenab-ı Hakka kemal sıfatıyla tazimlerimizi ifade etmektir.Bu anlamda,kemal,cemal ve celal dengesinin ifadesidir,yani Allahî tekbir etmemiz,Allah'ı tesbih etmemizin ve Allah'a hamd etmemizin sonucudur."Allahuekber" diyerek, Rabbimizin eksiksiz kudretine karşılık kendi zayıflığımızı ve aczimizi görüp itiraf ederiz.O'nun hiçbirleye muhtaç olmayan ve her şeyin her an muhtaç olduğu kudretine karşı sonsuz beğenimizi,hayranlığımızı ifade ederiz.Bütün yaratılmışların acizliği adına İlahımızın huzurunda huşu ile eğilip manen ve bedenen rukua gideriz, O'na iltica ettiğimizi, bir O'na güvendiğimizi,bir O'nu vekil bildiğimizi yine O'na ilan ederiz.

Semine&Senai Demirci

En üstün zikir: La ilahe illallah’tır



Rasulullah Sallu Aleyhi Ve Sellem buyurdu ki:

“ Allah’ın en sevdiği dört söz şunlardır: Subhan, Elhamdulillah, La ilahe ill ve Allahu ekber. Hangisiyle başlasan sakınca yok.”[1]



Yine buyurmuştur ki:
“Muhakkak ki benim Subhan, Elhamdulillah, La ilahe ill ve Allahu ekber demem, benim için üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha sevimlidir.”[2]

Sübhanallah: Yani; Allah’ı takdis ve tenzih etmektir. Tesbih, takdisi gerektirir. Tenzih; Allah Teala’yı ona layık olmayan her şeyden, ortaktan, çocuk ve eş edinmekten, mutlak olarak sonradan olma her şeyden berî bilmektir. Bu Allah Teala’dan başkası için uygun olmayan yüce bir zikirdir.

Elhamdulillah: Hamd’in anlamı kemaliyle övgüdür. Allah Subhanehu hamdin tamamına müstehaktır. En güzel isimler ve yüce sıfatlar O’nundur. Rasulullah Sallu Aleyhi Ve Sellem buyurmuştur ki:
“Allah Teala bir kuluna nimet verir de kul “elhamdulillah” derse mutlaka bu aldığı şeyden daha üstünü ona verilir.”[3] İbn Abbas Radıyu anhuma dedi ki: “Elhamdulillah sözü; Allah’ın nimetini, hidayetini ve yaratmasını ikrar ederek şükretmek demektir.” Rasulullah Sallu Aleyhi Ve Sellem:
“Duaların en üstünü Elhamdulillah sözüdür”[4] buyurmuştur.
Yine Rasulullah Sallu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurmuştur: “Elhamdulillah mizanı doldurur, Sübhan ve Elhamdulillah sözleri göklerle ve yer arasını doldurur.”[5] Denildi ki: “Şayet bu ikisinin sevabının değerine cisim takdir edilse, göklerle yer arasını doldurur. Bu ikisinin faziletinin büyüklüğünün sebebi, “Subhan” sözünün Allah Teala’yı tenzihi ve “Elhamdulillah” sözünün de Allah Teala’ya muhtaçlığı ifade etmesidir.

La ilahe illallah: Yani hakkıyla mabud olan yalnız Allah’tır. Bu, tevhid kelimesi, İslamın ilk şartı ve zikirlerin en üstünüdür. Rasulullah Sallu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurmuştur:
“En üstün zikir: La ilahe illallah’tır.”[6] Denildi ki: bu kelimede iki özellik vardır. Birincisi: bütün harfleri ecveftir. Yani söylenirken çıkış yerleri karındandır. Harflerinden hiçbiri be, fe, mim gibi mahreci dudak olan şefehî harflerden değildir. Bu da bunun ağızdan değil, ihlâs ile kalpten söylenmesine işarettir. İkincisi: Bütün harfleri noktasız harflerdir. Bu da Allah Teala’dan başka bütün mabudlardan tecerrüde işarettir.
Bu kelime nefiy ve ispattan ibarettir. “La ilahe” sözü Allah Teala’dan başkasından ulûhiyeti nefyetmek, “İll” sözü de Allah Azze ve Celle’nin ulûhiyetini ispat etmektir. Bu cümle, Allah Subhanehu dışında ibadet edilen her şeyi reddetmeyi ve zatıyla ibadete layık olanın sadece Allah olduğunu ispat etmeyi ifade eder. Bu yüzden bunu söyleyen kimsenin, söylediğinin gereği olarak fiilen reddetmesi ve Allah Azze ve Celle’nin hakkını söz ile ispat ettiği gibi fiili ile de ispat etmesi gerekir. Zira amaç dil ile söylemek değil, bilakis bu mübarek kelimenin kapsadığı manayı gerçekleştirmektir.
Bu kelimenin Müslümanların şuurunda bariz bir yeri vardır. Kul, bununla yaratıcısı Tebarek ve Teala’ya kulluğa layık hale gelir. Boyun eğiş ve Allah Azze ve Celle’yi yücelterek ikrar eder, nefsi bu kelime ile parlaklaşır, yaratıcısı Subhanehu ve Teala’ya bu kelimeyle bağlanır, kişi İslam’ını bununla ilan eder, âlemlerin rabbi olan Allah’a inanmaları bununla belirtilir, emrine itaat edenler, Allah’ın sağlam ipine sarılanlar, Allah’a itimad edenler ve işlerini Allah’a havale edenler bu kelimeyle ayrılır.

Allahu ekber: Yani; Allah Azze ve Celle’nin her şeyden büyük olduğunu söylemektir. Arap dilinde tazim ve yüceltme anlamında en son sınırdaki kelimenin Allahu ekber sözü olduğu söylenmiştir. Yani sıfat olarak her şeyden büyüktür. Şair der ki:
“Allah’ı her şeyden büyük ve ordularını en çok gördüm.”
Peygamber Sallu Aleyhi Ve Sellem namaza başlarken “Allahu ekber” derdi. Ömer b. el-Hattab Radıyu anh der ki: “Kulun Allahu ekber” demesi dünya ve içindekilerden hayırlıdır.”


Müslim; Kitabu’l-Edeb

Müslim; Kitabu’z-Zikr.

Sahihu Süneni İbn Mace (3067)

Sahihu Süneni’t-Tirmizi (2694)

Müslim; Kitabu’t-Tahare.

Sahihu Süneni’t-Tirmizi (2694)

teşekkürler...emeğine sağlık..

takdirlik bir konu...
burda yoksun ama eserlerinle hala aramızdasın ;) ;) ;)


takdirlik bir konu...
burda yoksun ama eserlerinle hala aramızdasın ;) ;) ;)

Evet özledik yaaa :(

Gerçekten takdir ettim hemşerim allah razı olsun
özledik seni yaa :)

Okuyan gözlerinize sağlık arkadaşlar.
Ben de çok özledim ama maalesef teknik sorunlar hala devam ediyor kısa bir süreliğine girebildim. :'(


Fıkıh - İlmihal

MollaCami.Com