Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ateş Böceği





Düşünüyorum da,
Sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek.
Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi,
Cesaretsizliğimizin anlaşılması,
Korkularımızın paylaşılması
Sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti.
Kabuklarımızın altında
Kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız.
Ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarımızın ardında.
Hissedilmeden, el değmeden, sevgimizi göstermeden.
İstiridyeler, deniz minareleri, midyeler.
Kirpiler ve kaplumbağalar gibi.


Sahi koruyor mu bu çatlamamış sert kabuk?
Kimse incitemiyor mu, duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi?
Yoksa zarar mı veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize.?
Hissettiklerimizi gölgeliyor, yansıtmıyor gerçek kimliğimizi,
Duyularımızı bastırıyor, el ele tutuşmamızı engelliyor mu?
Eğer bir yıldız gibi ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak.
Ne çıkar ateş böceği sansalar beni.?


Belki en hoyrat yürek bile, ateş böceğinin o uçucu, masum, sevimli çocuksuluğuna el kaldırmaya kıyamaz?
Güçlü kapıların arkasına kilitlesem kendimi, korkaklığımı, sevgi isteğimi
En insani yönlerimi kayıtsızca sunabilsem, bu sert kabuğun ağırlığından kurtulup, bir kuş gibi uçacağım özgürce.
Anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım karşımdakine.


O da çözülecek belki samimi ve güvenliksiz, silahsız biriyle göz göze gelince.
Oysa bir görebilsek bunu, kalmadı böyle insanlar demesek.
Güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak.
Kırılmaktan korkmasak
İncinsek yaralansak.
Ne olur bir darbe daha alsak.
Yeniden açsak kendimizi, atabilsek o kabuğu
Denesek
Risk alsak
Yanılsak
Fark etmez
Tekrar ,tekrar bıkmadan denesek ve kucaklaşsak yeniden, tıpkı eskisi gibi.
Ne olduğunu anlayamadığımız o on beş yıldan öncesi gibi.
O zaman fark edeceğiz.
Ne kadar özlediğimizi birbirimizi.
Neler biriktirdiğimizi,
Kaybolan değerlerimizi ne kadar özlediğimizi
Beraber geldik beraber gidiyoruz oysa.
Vakit az, paylaşmak, sarılmak için.
Yaşadığımız coğrafya zor, şartları ağır.
Yüreği daha fazla küstürmemek lazım.
Sırtımızda ağır küfeler, her gün katlanan.
Ve koşullar bir türlü düzelmeyen.
Sevgiye çok ihtiyacımız var.
Ufukta kar ve kış görünüyor.
Ancak birbirimize sokulursak atlatırız o günleri.
Kırın o sert ağır kabuklarınızı.
Kurtulun bu yükten.
Korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize.
Yalnızlığa mahkum ediyor bizleri.
Hem hepimiz bir yıldızız.


"Ne çıkar ateşböceği sansalar bizi."


Tagore

paylasim icin tesekkürler ahuzar-can...

pekiii, hic düsündügümüz oluyormu kayalarin neden parcalandigini...?
tas'larda neden catlaklar olustugunu...?
süt'den agzi yananin su'ya neden ürkek yaklastiginin...?

sözüm meclisten disari ama son zamanlarda insanlarin nasil bu kadar acimasiz oldugunu
ama aslinda ne kadar zayif oldugunu düsünür oldum...!

Konuya olan ilginiz ve değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim Afaki kardeşim...

İnsan soru sorabildiği ve cevap için kafa yorduğu müddetçe hakiki anlamda varoluyor...Önce farkındalıklar sonrasında da anlamanın getirdiği ağır bir yük ve tecrübeler ediniyoruz...En azından nacizane ben bu açıdan bakıyorum...

Galiba sorun öncelikle haddini bilme,sonrasında empati ve uslüp yetersizliğinden kaynaklanıyor ne dersiniz? Ne diyelim akibetimiz hayrola...

üslub.. mutlaka önemli bir faktör...

yazdiklarina bir de "iyi niyeti istismar" ekleyebiliriz...

yolun aydin olsun kardesim...

Ahuzar sağol kardeşim, paylaştığın için..

İlgi ve alakanız için teşekkürler Mine74 kardeşim...

çok güzeldi teşekkürler ahuzar kardeşim :)
evet kabuklarımız var. dış dünyayı almak istemiyoruz yakınımıza
belkide korkular belkide başka şeyler... :-\
sadece dost bildiklerimize sevecen olabildiğimiz bir hayat yaşıyoruz
rabbim dostlardan ayırmasın :) :)

İlgi ve yorumunuz için ben teşekkür ederim sevgili Laleee...

Evet haklısınız kardeşim kabuklarımızı kırmamız için bizi engelleyen en büyük nedenlerden biri de korkularımız...Bir de güven yetersizliğini haklı çıkaracak yaşanmışlıklar varsa çekincelerimiz artıyor...

Temennilerinize gönülden katılıyorum...Rabbim dostlardan ayrmasın ve hakiki dostlarımızın sayısını artırsın...


Edebiyat

MollaCami.Com