Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Kabirler Üzerine Türbe Yapmak1

Soru:

Okuduğumuza göre Hanefi Mezhebindeki mutemed görüş, kabirlerin üstüne türbe gibi şeyler yapmanın haram olduğudur.

"Kabrin üzerine bina yapılmaz..."

"Yani kabrin üzerine bina yapmak süsleme maksadıyla olursa haramdır. Definden sonra kabri sağlamlaştırmak için yapılırsa mekruhtur. Definden önce ise orası zaten kabir değildir. İmdâd. el-İhkâm'da Câmi'u'l-Fetâvâ'dan şöyle nakledilir: "Denildi ki, meyyit, meşayıhtan, ulemadan ve sadattan olursa mekruh değildir." Ancak bu hüküm, meyyitin umuma açık kabristandan başka bir yere gömülmesi durumu için geçerlidir. Nitekim bu husus açıktır."

Bu Reddu'l-Muhtar'dan alıntıdır. Burada diyor ki, Kabir üzerine inşaat yapmak haramdır, ve kabri desteklemek için yapılırsa, mekruhtur. Ondan sonra diyor ki: "Kîle (denildi ki)..." Bu gösteriyor ki, bundan sonra gelen görüş zayıftır. Allame İbn Abidin bu görüşü mutemed olarak görseydi, bunu söylerdi çünkü genelde öyle yapıyor; ama aksine, sonra bunun olamayacağını söylüyor, çünkü vakıf-olmayan topraklar hakkında olur diye. Bu görüşü Cami al-Fetava ve el-İhkam'dan rivayet ediyor, orda da aynen "Kîle" diye geçiyor.

Allame Kasım, Allame Şurunbulali ve Allame İbn Âbidin bu görüşteler.

Şafiilere göre özel mülkiyetlerde mekruh, umumi mülkde ise haramdir (İmâm Nevevi'ye göre), ve İbn Hacer el-Heysemi diyor ki: "Bunların yıkılması vacibdir."

Hanbeliler ve Malikilere göre de hüküm aşağı yukarı aynı.

Şimdi sorum:

Bu böyleyse, niye 1200 yıldan beri İslâm aleminin bütün köşelerinde, her yerde, nerde olursa olsun, Endonezya'dan İspanya'ya kadar, alimlerin ve evliyaların kabirleri üstüne türbe yapıldı? Ve Vehhabiler türbeleri yıkarken haklı değiller miydi?

İmam Zahid el-Kevseri'nin görüşünü de biliyorum, ama biliyoruz ki İmam Zahid el-Kevseri rahimehullah Vehhabilerin her yaptığına şiddetli karşıydı, bazen doğru bile olsa; bu konuda olduğu gibi. Kendisi diyor ki, "Ulema bu konuda ümmete zorluk çektirmesin..."

Benim sorum: Bu hakikaten Hanefi mezhebinin görüşüyse, Osmanlı, Selçuklu, Moğol/Hindistan, Afganistan vesair yerlerde bu mezheb hakim iken, o zaman nasıl oldu da türbeler vesaire yapıldı?

Ben bunu anlayamıyorum. Ya bütün Ümmet yanlış yaptı, ya da benim anlayışımda bir hata var, ve ben benim anlayışımda bir hata olduğunu zannediyorum."

Cevap

Efendimiz (s.a.v)'den, kabirlerin kireçlenmemesi, yükseltilmemesi ve üzerine bina yapılmaması konusunda nakledilen birçok rivayet vardır. Bu rivayetlerin zahirini esas alanlar, kabri yerden yüksek yapmanın, kireçlemenin, üzerine türbe yapmanın, başına taş dikmenin ve üzerine meyyitin adını yazmanın...haram olduğunu söylemektedir. Bu mesele de abartılarak Ümmet fertleri arasına ayrışma ve fırkalaşma belasının girmesine vesile yapılan meselelerden biridir ne yazık ki.

Gerçekten de ilgili rivayetlerin zahiri esas alındığında Ümmet'in asırlardan beri yaptığı uygulama hadislerle çatışma teşkil etmekte, dolayısıyla ortaya, Ümmet'in bilerek, isteyerek, amden, kasten hadise/Sünnet'e muhalefet ettiği gibi bir sonuç çıkmaktadır.

Elbette bu durumda cüz'î bir meseleyle sınırlı bir etki yapmıyor, Ümmet-Sünnet ilişkisine bakışı derinden etkileyen kırılmalara ve ithamlara da yol açıyor.

Haftaya devam edelim.

Okuyucu sorusunda İbn Abidîn'den yapılan bu nakil Arapça olarak verilmişti. Anlaşılması için ben tercüme ettim.

Dr. Ebubekir Sifil
araştırmacı yazar


Ebubekir Sifil

MollaCami.Com