Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Şevahidü’l-Hak’dan Vehhabilere Cevaplar



Şevahidü’l-Hak’dan Vehhabilere Cevaplar

Heyet
Fazilet Neşriyat

Biricik dünyevî ve uhrevî saadet yolu olan Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat mensuplarına düşen vazife, dalâlete götüren yollardan birisi olan Vehhâbîliğin, "şer'i hükümlerde taklidin ve muayyen bir mezhebe bağlılığın lüzumsuzluğu" gibi, son derece tehlikeli olan amelî ve itikâdî sapıklıklardan sakınmaktır. Zira bu safsataların neticesi; apaçık bir dalalet ve dipsiz bir hüsrândır! Şerlerinden Allah'a sığınmak gerekir.

İşte bu eser, Yusuf Nebhânî'nin Şevahidü'l-Hak isimli eserinden seçmelerdir. Eser, bu sapıkların tuzaklarını öğreten bir rehber, zararlarına karşı bir kalkandır. Bu sebeple her müslümana harâretle tavsiye ederiz.


Cümlemizden inşallah...

Kendini ehli sünnet vel cemaat firkasindan sayan herkesin bu kitabi mutlaka okumasi gerekir.
Büyük alim ve mutasavvif Yusuf en Nebhani böyle bir eser yazmakla cok hayirli ve bereketli bir hizmette bulunmustur...bizlere düsen bu hizmetleri bos'a cikarmamak ve en azindan okuyarak hakkini vermektir.

Maalesef ifade etmek zorundayimki...kendine ehli sünnet diyen bende dahil bircok din kardesimiz, bir vehhabinin basit bir sorusuna cevap bile veremeyebiliyor. Ilmi münazarada temsil ettigi cepheyi hakki ile savunamayabiliyor. Halbuki sevahidul Hak kitabi, bu meseleler üzerine kaleme alinmis temel bir kayank niteliginde muhtesem bir eserdir...bunu okumak ve okudugumuzu kavramak bile bizlere gerekli bilgiler acisindan yeterde artar bile. Bazen, ben buyum veya suyum demekle olmuyor. Ne oldugunu bilmek ve gerektiginde müdafaa edebilmek lazim.

Herkesi bu kitabi okumaya davet ediyorum. Paylasim icinde ayrica tesekkür ederim.

Rica ederim. Münazara meselesi çok önemli.
Münazara yönüm kuvvetlidir Allah'a çok şükür.
Ama yanlış hatırlamıyorsam ya Ebu'l-Faruk ks. ya da başka bir büyüğün, -sabah sabah sözün tamamını ve sahibini tam hatırlayamadım, hatırında olan varsa hatırlatırsa sevinirim-
"Dini ilimleri cahillerle münazara kastıyla öğrenenin helak olacağı" tarzında bir sözü vardı.
Yani bu ilimleri öğrenirken gayemiz sadece hizmet etmek ve onu Allah için yaymak olmalı. Ümmet-i Muhammedin evladını okutmak olmalı.
Bu sözün manasından korktuğum için münazara gibi şeylerden uzak duruyordum yakın zamana kadar. Çünkü münazaranın insanın nefsini de kabartan bir tarafı var.
Herkesi susturdukça -her şeyi ben bilirim- havasına giriyor nefis ister istemez. Onun için münazara yapacak olanın itikadının, niyetinin ve iradesinin çok sağlam olması lazım.
Karşıdakinin şahsıyla değil, bozuk sözleriyle mücadele ettiğinin idrakine iyi varmalı. Münazara kişisel ego savaşına dönüşmemeli.
Münazara ederken hep hizmet gayesini gütmeli insan.

Ben hak olanı savunmak için münazara edenlerin net ortamlarında küfürleştiğine şahit oluyorum. Bu durum savunduğu davaya ve müslümanlığına yakışıyor mu?
Olmuyor işte. Cahilin seviyesine düşmüş oluyor. İnsan asla edebini bozmadan, küfürlü edepsiz kelimeler kullanmadan da pekala muhatabı susturabilir.

Sadede geleyim, ben evvelden yukarıda saydığım sebeplerden münazara olayına soğuk bakıyordum ve uzak duruyordum.
Ama İmam-ı Rabbani ks hazretlerinin mektuplarında din düşmanları ve bidat ehliyle sertçe mücadele etmek gerektiğini vurguladığını gördüm. Kişinin gücü neye yetiyorsa, o yolla mücadele etmeli, bozuk fikirleri yaymalarına fırsat vermemeli buyuruyordu.
Yani ortamına göre bazen eliyle bazen diliyle bazen de sadece kalben (nefret ederek ve onları dost edinmeyerek) mücadele etmek gerektiğini söylüyordu.
Bunları okuduktan sonra kalbim ikna oldu. O büyükler zaten birbirine muhalif sözler söylemezler. Hizmet vazifesini ihmal etmeden, niyeti nefse çevirmeden, kişisel tartışmalara girmeden pekala münazara yapılabilir, yapılmalıdır.
Hani diyor ya sevgili büyüğüm, "Cephe bozulunca cihad kadın erkek herkese farz-ı ayın olur..." Bu niyetle münazara yapmak lazım çünkü bir takım soytarılar laf kalabalığı ile dini götürüyorlar. Eğer bu alana da müdahale etmezsek, gün gelecek, okutacak sağlam müslüman evladı bile bulamayacağız.
Onun için münazara önemli bir şey ve çok şükür şimdiye kadar susturamadığım bir kimse çıkmadı henüz. Bunu da yine kendi zekama değil, İmam-ı Rabbani hazretleri ve onun kıymetli talebesine borçluyum. Birilerine cevap verirken hep niyetimi oraya bağlıyorum.

Tartisma dinimizce yasaklanmis olarak biliyorum

Tartışma yapmıyoruz ki, din düşmanlarının ve vahhabilerin bozuk fikirlerini çürütüyoruz.

Iyi ben dinsizlerle cok tartisdim rahatsizlanmadan once dinede davet ettim. Sonra korkutuldum rahatsizlandim:)

Çok geçmiş olsun :) Rahatsızlığınla onun bir alakası yoktur.


Dini Kitaplar

MollaCami.Com