Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Çocuklarda obezite ve okul kantinleri

Geçen haftalarda gazetelerde okullarda aşırı tatlı ve tuzlu birtakım hazır besinlerin satışının kontrol altına alınacağına dair haberlerle karşılaştık. Çok yerinde bir karar, çünkü ülkemizde obezitenin fazlalaştığı bilinen bir gerçek...

Okul kantinleri obeziteyi destekleyen, sağlığa zararlı maddelerle dolu. Bazı çocuklar kahvaltı etmeden evden çıkıp, ilk teneffüste bu maddelerin önünde kuyruğa giriyorlar. Kaloriden başka hiçbir değer taşımayan bu yiyeceklerle karınlarını doyuruyorlar.

Karşıyaka Kız Meslek Lisesi'nde okul kantin denetçiliği yaptığım 1980-85 yıllarında patates vb. şeylerle yapılan bu baharatlı, tuzlu yiyecekler yaygın değildi ama tatlı bisküvi ve kekler, aşırı şekerli kolalı, kolasız ürünler çocukların tercih ettiği yiyecek, içeceklerin başında geliyordu. Kantin sahibinden, boş kalori kaynağı bu tür ürünler yerine sadece ayran, taze meyve suları bulundurmalarını rica ettim. Önünde duran koca depo buzdolabını göstererek, "Hocam buzdolabını bedavaya veriyorlar ve satışlardan da belirli bir pay alıyoruz. Daha önemlisi, isteyen az sayıdaki çocuğun ayran ve meyve sularını da bu dolaplarda bozulmadan saklıyoruz." dedi. Söyleyecek söz bulamamıştım. Aynı şekilde ketçap ve mayonezle hazırladıkları tost ve hamburgerlerin de çok sevildiğinden söz etmişti. Doğruydu, yemek hocası arkadaşımın ilkokula giden çocuğundan biliyordum. Öğlen yemeği için annesinin yanına gelen oğluna annesi salatasıyla, köfteler, tavuklar vb. hazırlar, minik Erhan ise pencereden kantini işaret eder, annesinden para koparır, kantine gidip oradan alacağını alır ve annesinin güzelim yemekleri bize kalırdı. Çocuklar, arkadaşlarıyla aynı yiyecekleri yemekten zevk duydukları için kantin yiyeceklerine ister istemez alışıyorlardı. Yemek hocası olan arkadaşım, akşam yemeğinde çocuğun beslenmesini bilinçli şekilde tamamlardı ama bu konuda eğitimi olmayan annelerin çocukları Allah'a emanetti. Ne var ki bir sebze-meyve cenneti olan ülkemizde her ailede ete vurulan sebze yemekleri yanında ayranla ve ekmekle beş besin grubunu da içinde bulunduran dengeli bir yemek listesi oluşturuyor ve sabahları kahvaltı eden, akşamları da etli sebze yemeği yiyen o yılların çocukları daha iyi besleniyorlar, obezite nadir görülüyordu.

O dönemin çocukları hamburger ve tostlara öylesine alıştılar ki; günümüzde tost yemek şekli olmaya başladı. Kilosunu aşmış birçok çocuğun lokantalarda çeyrek ekmeği yarıp içine pilavı ve etli yemeği üst üste koyup tost gibi yediklerine üzülerek şahit oluyorum. Yavaş yavaş ekmek arası fasulye -pilav, ekmek arası makarna- karnıyarık gibi yemekler yenileceği günlere yaklaşıyoruz, sanırım, Allah korusun!

Günümüzde cebi dolu çocukların, bakanlığın uyardığı tuzlu veya tatlı hiçbir besin değeri taşımayan sadece kalori veren, ayrıca içinde raf ömrünü uzatan koruyucu bulunduran bu yiyeceklere ve içeceklere aşırı düşkünlüğünün önüne geçilmesi gerekiyor.

Türk halkını ileride obeziteden korumak için bakanlık kadar aileler ve okul idarecilerine de görevler düşüyor. Bakanlığın önerisini okullar iyi denetlemeli ve aileler, çocuklarını kahvaltı etmeden okula göndermemeli. Çocukların bilinçlendirilmesi ise hepsinden daha önemli. Keşke ilkokuldan başlayarak çocuklara beslenme dersleri verilse ve gelecekte sağlıklı kuşaklar yetiştirilmesi sağlansa. Dileyelim ki öyle olsun...


Dengeli Beslenme & Diyet

MollaCami.Com