Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Çocuk Deyip Gecmeyin

Bugünün çocuğu yarının büyüğüdür. Daha farklı bir anlatımla gençler geleceğimiz, göz bebeğimizdir.

Bu nedenle çocuklarımızın iyi yetişmesi, geleceğinin aydınlık olması ve bizden daha iyi şartlarda, mutlu ve umutlu olması için onların eğitimi konusunda üzerimize düşen görevleri eksiksiz yapmalıyız

Şöyle bir geriye dönüp çocukluk yıllarınıza doğru bir yolculuğa çıkalım, kendi çocukluğunuzu, okul yıllarınızı, ergenlik ve gençlik çağlarımızı, bir düşünelim. O yıllarda sizi neler üzdü, neler mutsuz etti, neleri duymak, yaşamak istemediniz, babanız anneniz hangi beklentilerinize cevap vermedi, hangi davranışları sizi memnun, mutlu ve umutlu etti? Gerekirse bunları bir kenara not edin ve empati kurun. Siz büyüklerinizden neler beklediniz, neleri yapsalardı çok daha iyi şartlarda olurdunuz, hayatınıza hangi davranışları yön verdi, sizi başarılı, mutlu ve umutlu etti. Daha neler yapsalardı bugünkü halinizden daha iyi olurdunuz?

Bu cümleleri ve soruları uzatmak mümkün. Bunları düşünmekteki amaç, sizin çocuklarınıza nasıl davranmanız, hangi davranışlarınız onları daha mutlu ve başarılı olarak geleceğe hazırlayacağı.

Düşünün, belirleyin ve hiç beklemeden hemen uygulamaya koyun.

Elbette ki yanlışlarımızın olduğunu biliyoruz. Ama önemli olan yanlışları görüp onlardan vazgeçip gerekirse ilgililerden özür dilemektir. Zaten bu da bir erdemlilik göstergesidir.

Bazen, geçim sıkıntısından, bazen vakit darlığından bazen de şartlarımızın ve psikolojik durumumuzun ve diğer şartların uygun olmamasından dolayı, çocuklarımıza karşı eksik yaptığımız bir şeyi davranışı AMA diye başlayarak kendimize haklılık payı vermeye çalışırız. Şunu bilesiniz ki, hiçbir AMA veya KEŞKE, çocuğumuza karşı eksik yaptığımız görevimizden dolayı ortaya çıkan olumsuzluğu, hatta zararı geri getiremediği gibi, belki 10 kat, 20 kat hatta 50 – 100 kat bedelle geri ödemek zorunda kalabiliriz. Yıllar önce intihar eden öğrencimin bana söylediği keşke hocam dilim kopsa idi ben o lafları söylemeseydim cümlesi hala kulaklarımdadır. Daha da ötesi telafisi imkansız geri getirilemeyecek zararlarla karşılaşabiliriz. Çocuklarımızın sağlığı geleceği hatta hiç istemeyiz ama hayatı bile riske girebilir, kaybolabilir. Belki de onlara daha fazla maddi imkan sağlamak için çok çalışıp onları göremediğimiz ve onlara veremediğimiz zaman ve ilgiyi daha iyi maddi şartlar sunarak telafi ettiğimizi sanırız, ancak bilesiniz ki onlara çok para vererek değil, çok zaman ve ilgi vererek memnun ederiz, geleceğe daha iyi hazırlarız.

Hatta bunu farklı düşünüp çok çalışmakla fazla para kazandığımızı sanırız ama kaybettiğimiz sağlığı ve çocuklarımızın bizim iyi halimizden mahrum kalmalarını, kazandığımız parayla geri alamayacağımız gibi, ne sağlığımızı ne de mutluluğumuzu geri getirebiliriz. Bilesiniz ki, yaşamak için çalışılmalı, çalışmak için yaşamalı değil.

Bu nedenle her şey kararınca olmalı, ancak çocuklarımıza vereceğimiz zaman, sevgi ve eğitim olabildiğince olmalıdır. Kayıpta değil, kazançta olmalıyız.

Sözün özü, çocuklarımıza gerektiği zamanda ve zeminde, hiç geç kalmadan sevgi, ilgi, öğüt, tavsiye ve en önemlisi de eğitimi ihmal etmeden gerekli titizliği göstererek vermeliyiz.

Son pişmanlığın fayda etmeyeceğini, ah keşke vah keş kelerin hiç bir şeyi geri getiremeyeceğini bilmeliyiz. Çocuklarımız bilmelidirler ki, biz onların en yakın eğiticisi, yol göstericisi, dert ortağı ve onların her zaman iyiliğini isteyenleriyiz. Çocuklarımız inanmalıdırlar ki ‘’Problemlerin Çözüleceği En Emin Yerin Aile Ortamı Olduğudur’’ buna mutlaka onları inandıracak davranışlarda bulunmalıyız. Onların geleceğe iyi hazırlanması kötü alışkanlıklardan uzak durması ve iyi bir eğitim alması için elimizden geleni yapmalıyız. Zaten doğduğumuz yerden ayrılıp, çok uzaklara doyduğumuz yere gelmemizin amacı da çocuklarımızın bizden daha iyi şartlara ve daha iyi bir eğitime ve geleceğe sahip olmaları değil midir? O halde bu yolda hiç bir eksik bırakmamalıyız ki, sonradan üzülmeyelim, hatta çocuklarımızın mutluluk ve başarısı bize mutluluk katsın, ömrümüzü uzatsın, bizim hayat sigortamız olsun. Ama onların her hangi bir sorunları olursa da, bizim çözüm getiremeyeceğimiz konularda mutlaka uzmanlara işin ehillerine, doktor, psikolojik danışman, psikolog, eğitimci ve diğer işlerinin erbaplarına başvurmaktan da çekinmemeliyiz.

Dileğimiz çocuklarımızın bizden daha iyi, mutlu, umutlu ve başarılı olması, sorun yaşamamasıdır.



SAİT ÖZDEMİR

UZMAN PSİKOLOJİK DANIŞMAN

OYUNCAKÇI AMCA

Oyuncakçı amca,
Ne çok oyuncakların var;
Top, tank, tüfek, tabanca...
Gövdem titriyor,
Onlara bakınca!

N'olursun oyuncakçı amca,
Bundan böyle bizlere,
Oyuncak tüfekler yerine,
Ak yelkenli bir gemi,
Bir de süslü bebekler getir,
Unutma emi?

Sonra oyuncakçı amca,
Senden aldığım tüfekleri,
Bozarak onlardan kuş yaptım,
Bana kızmazsın değil mi?


Abdülkadir BULUT


Aile ve Çocuk

MollaCami.Com