Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Uyanış



UYANIŞ - Lokman Hikmet SEBAT

Tarık Şamil Yılmaz kardeşimizin “Küçük Bir Ayrıntı” yazısını okudum az evvel. Onda uyanan hislerin yazıya dökülüşü beni de yıllar evvelinde yaşadığım bir sohbete götürdü. Sohbeti yapan Hoca bir hadis okuyordu: "fakirlik bir kapıdan girdi mi iman diğer kapıdan çıkar." Sözün tam burasında bir kişi tamamen masumane şu soruyu yöneltti hocaya: ”Hocam ya iman yoksa ne çıkar kapıdan?” Hafızamda bir anı olarak kalan o soru şimdilerde kendime sorup durduğum bir soru artık. Sahi türlü türlü günahların koynuna atılarak imandan yoksun kılınan bir kişiyi, bir de fakirliğin, yokluğun acımasız kollarına teslim ederseniz ne olur?

Mazlum, mağdur halkımıza yıllardır yapılan bu değil mi? Fakirliğin, işsizliğin, yoksulluğun kol gezdiği bu diyarlarda bunlar yetmezmiş gibi, bir de her yandan halkımızın, gençliğimizin imanına yapılan onlarca saldırılar var. İçki, kumar, fuhuş, uyuşturucu batağına batması için gece gündüz demeden uğraşan zalim güçler var. Halkımızın çocukluğu çizgi filmlerle, gençliği belden aşağı düşüncelerle, orta yaşlılığı meslek edinme derdiyle, maişet sorunuyla, ev-araba alma hevesiyle, yaşlılığı da ya kahve köşelerinde ya da ne anlama geldiğini bile bilmeden cami cemaati olarak geçsin isteyen zalim güçler var. Zulümlerinin, çelişkilerinin sorgulanmaması için can hıraş çalışan Süfyani bir Rejim var.

Tam da burada düşmanımızı iyi idrak etmemiz gerekiyor. Yıllardır dur durak bilmeden bu kara, kapkara kalplilerin yine kendileri gibi kara kalpli stratejistleri, psikologları, toplum mühendisleri adeta bir kobay faresi gibi, halkımızın üstünde türlü türlü deneyler yapmaktalar. Zannetmeyin ki bir günde cinnet vakıaları böyle tavan yaptı, sadist caniler çoğaldı, fuhuş arttıkça arttı, uyuşturucu çılgınlığı ilkokullara kadar indi. Yılların projeleridir bunlar. Hem de ne meş'um, ne çirkin, ne acımasız projeler.

Hedef tahtasına koyduğumuza dikkat etmemiz gerekiyor. Malcolm X’in ifadesiyle, kuklayı değil kuklacıyı vurmamız gerekiyor. Unutmayalım ki toplumu saran bu şerlerin kaynağı Süfyani Rejimdir. Daha açık bir örnek verecek olursak kardeşlerim, şu devletin çatır çatır vergisini aldığı genelevlerinde çalıştırılan mazlum kadınlar bizim halkımızdır. Öyle alçakça bir tuzağın pençesindeyiz ki işte, ağza almaya utandığımız halleri hergün ama hergün yaşatıyor bu hain sistem mağdur halkımıza.

Belkide Bediüzzamanca bir hale bürünmemiz gerekiyor bu koşullarda. Yine bir sürgüne giderken Üstad, tren garında sarılmış battaniyesine tir tir titriyor hastalıktan. Kendini izleyen bir sarhoşa takılıyor gözleri. Çağırıyor yanına. Muhabbet ediyor üç beş dakika ve en son içki içme diye tavsiye ediyor, yüzü güleç bir şekilde, bir babanın evladına olan şefkatinden daha sıcak bir edayla.

Bugün bize lazım olan anlayış bu olmalıdır zannımca. Maddi, manevi fakirliğin derin uçurumlarına atılan halkımızı kurtarmak gerekiyor ve onları bu uçurumlara iten şer odaklarını kökünden imha etmenin en acil vazifemiz olması gerekiyor. Hüseyin (a.s) vari bir feryadla uyandırmak gerekiyor tüm uyuyanları. İmam Humeyni’nin uyarısınca, uyanık bir feryad olmak gerekiyor. Bilelim ki tüm uyuyanları uyandırmaya bir uyanık yeter. Düşman bunca uğraştayken a dostlar, tekrar tekrar uyanmamız adına Kayalar gibi haykırmamız gerekiyor şimdi:

“Fedailik şiar iken anılmaz başka meşrepler
Ebazer karı gayret bekliyor günler bütün şebler!”

Alıntıdır. Kaynak: Halk Haber


Yazarlardan

MollaCami.Com