Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


" Suriye Nereye? "

Suriye’de olayların başlamasından sonra seslendirilen çok sayıdaki senaryodan biri de Esad’ın darbeyle indirilmesiydi.

Geçen hafta Şam’da tertiplenen ve savunma bakanı başta olmak üzere rejimin güvenlikle ilgili çok önemli isimlerinin can verdiği bombalı suikast, bunun bir denemesi olarak gerçekleşti.

Bazı iddialara göre, bombaların çiçek saksısı ile çikolata kutusuna gizlenerek patlatıldığı salondaki toplantıya Esed de katılacaktı, ama son andaki bir program değişikliği sonucu katılmadı.

Bombalı suikastı gerçekleştiren kişinin, Esed’in yakın korumalarından biri olduğu yönündeki haberler de ilginç. Demek ki, Esed’i devirmeye çalışanlar, yakın çevresine de nüfuz ettiler ve kanlı bir “saray darbesi” yapmaya çalıştılar.

Bu suikastın, Suriye için dönüm noktası olduğu ifade ediliyor. Gelişmeler de onu gösteriyor.

Nitekim patlama sonrasında çatışmalar Şam ve Halep gibi şehirleri içine alacak şekilde daha da yaygınlaşır ve şiddetlenirken, ülke sınırlarındaki kontrolün muhaliflere geçtiği öne sürüldü.

Bu hengâmede, evvelce de seslendirilen bir senaryo yine gündeme getirildi; Esed’in Şam’dan çekilip Nusayrîlerin ağırlıkta olduğu Lazkiye merkezli bir mini devlet kurarak yola o şekilde devam etmek istediği iddiası tekrar ortaya atıldı.

Bunun imkânsızlığını söyleyenler de var.

Ama öyle de olsa, böyle de olsa, işaretler, Suriye’nin bir parçalanma sürecine girdiğini gösteriyor. Barzani’nin Suriye Kürtlerini Esed’e karşı bir araya getirme hamlesinin ardından, Kuzeydeki Kürt bölgesinin bir kısmında PKK’ya yakın grupların kontrolü ele geçirdiği iddia ediliyor.

Diğer muhalif grupların mahiyeti de şu aşamada tam bir muamma. Kim neyin peşinde, bilinmiyor. Müslüman Kardeşler “Kan dökmeden hedefe varalım” diyor, ama dinleyen yok. El Kaide’nin orada da aktif olduğundan söz ediliyor.

Bizdeki sınır kamplarında karargâh kuran Özgür Suriye Ordusunun kimlerden oluştuğu, kime ve neye hizmet ettiği de bilinmezlerden biri.

Şu an için Esed’i devirme hedefinde birleşmiş görünen muhaliflerin, hedefe ulaşıldığı takdirde ne yapacakları meçhul. Kimilerince telâffuz edilen “özgür ve demokrat bir Suriye” söylemi kulağa hoş geliyor, ama bu parçalı, dağınık ve bilinmezlerle dolu muhalefet cephesiyle bu hedefe nasıl ulaşılabileceği sorusunun cevabı meçhul.

Buna karşılık, akbabalar ve leş kargaları gibi bekleyenler var. “Esed devrilirse füzeleri ve kimyasal silâhları Hizbullah’ın eline geçmesin” gerekçesiyle müdahaleye hazırlanan ve bunu açıkça da ilân eden İsrail bunların başında geliyor.

Bu hengâmede sınırdaki Türk TIR’larının muhalifler tarafından yağmalanıp yakılması olayını, “Şimdi Esed’le aramız iyi olursa, o devrildikten sonra yerine gelecek yönetimle iyi ilişkiler kuramayız”diyen Davutoğlu’na verilmiş bir erken cevap olarak değerlendirmek yanlış olur mu?

Yoksa bu olay, PKK’nın Türkiye’ye karşı Suriye’de de yeni bir cephe açtığının işaret fişeği mi?

Sonuç olarak, Suriye giderek derinleşen bir kaos ve kargaşanın içine sürükleniyor.

Bu gidişatın sonu bir parçalanmaya varır mı? Öyle bir süreçte daha ne kadar kan dökülür ve daha kaç masum zarar görür, kestirmek mümkün değil.

Ama görünen o ki, Suriye’ye ve onun üzerinden Türkiye başta olmak üzere tüm bölgeye kurulan kanlı fitne tuzağı işlemeye devam ediyor.

Kimileri bütün bu olup bitenlere “Esed gidecek, dertler bitecek” iyimserliği içinde bakabilir

Ama gelişmeler işin bu kadar basit olmadığını, oyun içinde gizlenmiş birçok oyunlar bulunduğunu, Esed’in de figüranlardan biri olduğunu, Suriye’nin sürüklendiği kaos ve kargaşanın tüm bölgeye sirayet edecek vahim sonuçlar doğurabileceğini şimdiden gözler önüne seriyor gibi.

Suriye’yi bu hale düşürmek için izlenen yöntemler Libya ve Irak’tan farklı gibi görünüyor.

Ama sonuç şaşırtıcı derecede benziyor: Kaos, kargaşa, çatışma, iç savaş, bölünüp parçalanma.

Allah yardımcımız olsun.


Kazım GÜLEÇYÜZ

56paylasim icin tesekkurler

sağolun


Yazarlardan

MollaCami.Com