Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Sebep olduğunuz neticeyi beğendiniz mi?

Türkiye’yi idare edenlerin görmezden geldiği dertlerden biri de alkollü içkilerin gazete reklâmlarıyla teşvik edilmesidir. Hal ve gidişe baktığımızda iki şey akla geliyor: Ya ‘yetkililer’ bu gazeteleri okumuyor, ya da artık bu reklâmları, yani alkollü içkilerin alenen tevşik edilmesini ‘kanıksadılar’, onlar için alkollü içkiyi teşvik etmek yanlış değil!

Yanlışa yanlış, doğruya doğru: Türkiye’yi idare edenler sigaraya karşı ciddî bir mücadele başlattılar ve büyük ölçüde mesafe alındı. Her ne kadar ‘kapalı mekânlarda sigara içilmez’ kararı kahvehanelerde bile delinmiş olsa, yine de gelinen nokta sevindirici. Şehirler arası otobüslerde, minibüs ve çoğu ‘kamusal alan’da sigara içilmemesi çok iyi, takdire şayan.

Ayrıca, sigaranın gazetelerde reklâmlarının yasak olması da alkışlanacak bir durum. Ancak aynı hassasiyet alkollü içkiler olduğunda niçin gösterilmiyor? Sigaranın gazetelerde reklâm edilmesi yasak, ama her türlü alkollü içkinin gazetelerde reklâm edilmesi, tanıtılması, tüketiminin artmasının teşviki serbest! Bu çelişkiyi izah edebilecek bir uzman, bir hekim, bir idareci var mı?

İşimiz icabı gazetelere bakıyor, inceliyoruz. Bira dahil alkollü içkilerin tam sayfa ilânlarını görünce canımız sıkılıyor ve Türkiye’yi idare edenlere sesleniyoruz. Gerek Başbakanlığa ve gerekse Sağlık Bakanlığına bu yanlışın sona ermesi için sesleniyoruz. Çoğu defa, TBMM Sağlık Komisyonuna da seslendik, ama bir defa olsun sesimizin duyulduğunu görmedik. Tabiî ki Türkiye’yi idare edenlere seslenen sadece biz değiliz. Başta Yeşilay olmak üzere pek çok sivil toplum kuruluşu da bu tehlikeye dikkat çekip çeşitli açıklamalar yaptı, yapıyor. Buna rağmen büyük yanlıştan geri adım atan yok: Bilhassa hafta sonları olmak üzere hemen her gün gazetelerde tam sayfa alkollü içki reklâmları var!

Peki, alkollü içki reklâmlarının yayınlanması nasıl bir netice doğurmuş? Haberlere bakılırsa, 2003’te 500 milyon litre olan alkollü içki satışları 7 yılda 1 milyar 902 milyon litreye ulaşmış! Yani, alkollü içkilerin tüketimi 7 yılda 4 kat artmış.

Elbette bu rakamlara itiraz edenler de olabilir. Ama şu bir gerçek ki, gazetelerde yer alan alkollü içki reklâmları mutlaka tüketimi arttırır ve arttırıyor. Zaten reklâmlar tüketimi arttırmıyor olsa, üretici firmalar paralarını çöpe, yere, boşluğa atar mıydı? Bu reklâmları görmeyen, ses çıkarmayan, itiraz etmeyen herkesin bu kötü neticeden bir payı bir hissesi, bir günahı yok mu?

Rakamları değerlendiren Türkiye Yeşilay Derneği Genel Başkanı Avukat Muharrem Balcı, kapalı alanlarda sigara kullanımının kanun çıkarılarak yasaklanmasının sigaraya karşı bir bilinç oluşturduğunu ifade edip şöyle demiş: “Sadece sigaraya karşı yasa çıkarmak yeterli değil. Alkol de, sigara ve madde kullanımı, çocuk oyunları gibi bağımlılık yapıyor. Çoğu insanda alkol, bağımlılık yapıyor ve sürekli kullanmaya başlıyor. Bütün bağımlılık yapıcı maddelerle mücadele etmek lâzım. Devlet on bir dalda resmen şans oyunları oynatıyor. Milletin çocuklarını kumarbaz yapıyor. On bir dalda kumar oynatan bir devlet alkolü nasıl yasaklayacak?” (Millî Gazete, 18 Haziran 2012)

Doğrusu, alkollü içki reklâmlarının gazetelerde serbestçe yayınlanması, ‘alkol lobisi’nin gücüyle mi, yoksa iktidarın bu reklâmları ‘tehlike’ olarak görmemesiyle mi izah edilebilir bilemiyoruz. Alkollü içkilerin gazeteler eliyle yapılan reklâmları hiç şüpheye yer bırakmayacak kadar tehlikelidir, yanlıştır, hatadır. İmkânı olduğu halde bu konuya el atmayan herkes, hepimiz bu yanlıştan sorumluyuz.

Gençliği muhafaza niyetiyle kurulmuş bütün sivil toplum kuruluşları bu konuya el atmalı ve alkollü içkilerin gazetelerdeki reklâmını durdurmak için büyük bir kampanya başlatılmalı. “Duyarlı medya” bu sese kulak verip ciddî ve samimî bir kampanya başlatsa alkollü içkilerin gazetelerdeki reklâmları bir haftada sona erer. Nedense bu hususta ‘duyarlı medya’ da sessiz...


Faruk ÇAKIR


Yazarlardan

MollaCami.Com