Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Verilen Resim Hakkında Düşüncelerini Yaz.. (Oylama)

S.a arkadaşlar.. biliyorsunuz bu yarışma ile ilgili katılımları almıştık.. sadece 2 arkadaşımız dün saat 00:00 dan önce yazı gönderebildiği için yarışma 2 arkadaş arasında olacaktır..

Yazıları aşağıda paylaşıyorum.. Yazıları okuduktan sonra yukarıdaki ankette oylayalım arkadaşlar.. Buyrun oylamaya..;)


-1- KÜÇÜK YAŞTA ÖĞRENDİM -

Ne zamandı tam hatırlamıyorum … 11,12 yaşlarındaydım galiba… Zamanı hatırlamıyorum ama renkleri hatırlıyorum : siyah ve griydi !

Gri duvarlar üzerinde devasa bir şekilde uzanan siyah, simsiyah tel örgüler arkasında dayımı gördüğümde ürktüğümü hatırlıyorum. Evet ürktüm ve korktum …

Sonra önünde durduğumuz o kocaman kapıyı açtılar ve ;
-Açık görüş başladıııı, diye bağırdı kafasında koca şapkasıyla çirkin suratlı bir adam. Babam elimi tuttu ve içeri girdik. Dayım ;

-Guzuuuummm ‘ diyerek kollarını açtı bana ama sarılamadı çünkü korkup babamın arkasına gizlendim. Sanki her zaman sarıldığım dayım değildi! Yüzünün rengi değişmiş , güneşyanığı teni gitmiş ,bir gölge gelmiş oturmuştu sanki yüzüne. Her zaman koşup oynadıktan sonra atlayıp, sarıp sarmaladığım boynu incelmişti adeta. Dik duran omuzları beter çökmüştü.Babam ;

-Hadi kızım sarılsana dayına ‘ dedi.Çekine çekine gittim yanına;

-Dağ çiçeği kokulum,çekrme kaşlım ,ela gözlüm,sürmeli guzuuumm, pek özledim guzuuumm seni, hele bi sarıl dayına sıkı-sıkı …

Sarıldım sarılmasınada ,dayım gibi kokmuyordu.Yazları İstanbul’dan köye tatile giderdik. Her dakikam dayımla geçerdi. Kimi zaman sağılmış taze süt gibi kokardı,kimi zaman yeni biçilmiş ot,kimi zaman kayısı, kimi zaman koyun- koyun ama onu bile severdim ben. Şimdi küf kokuyordu …. İstanbul ‘da küf kokuyordu ….

Gösterdiği derme çatma sandalyelere oturduk. Babamla sohbet etmeye başladılar.
-Kızım sen dolan istersen, deyip dışarı açılan bahçeyi gösterdi. Başımı salladım ve bahçeye yöneldim. Ne kadar pis bir yerdi burası,hem pisti, hem de dağınıktı.Rengi beyazdan siyaha dönmüş bir buzdolabının yanından geçerken ayağım yerdeki yıkanmamış kap -kacağa takıldı, hepsini devirdim ve irkildim .Kocaman,çirkin bir ses yankılandı uzun gri duvarlarda.Dayım;
-Elleşme, toplarım ben ,hadi yürü git hele ‘dedi. Dedi de, cesaretim kırılmıştı ve o bulanık , loş odadan görünen güneşli bahçe, her güzel şey gibi ulaşılmaz bir hale gelmişti birden…

Bahçeye çıktım . Dolaşırken biri ;
-Hişt,hişt , diye seslendi . Baktım ben yaşlarda masmavi gözlü , kavruk –epeyce zayıf - bir çocuk.
-Baksana kız ,dedi.
-Ne var ,dedim .
-Misafirsin dimi ?
-Evet ,dedim korka korka …
-Bekle beni,dedi ve gitti. Geldiğinde elinde bir torba vardı. Torbayı bana uzattı.
-Al bunu ,dedi.
-Ne yapıcam ,dedim.
-Bunda artık ekmekler var . Ben annemle 5 senedir içerdeyim. Eskiden annem ,babam ,ben ,kardeşim birlikte boğaza giderdik. Babam çay söyler ,simitçiden de simit alirdı. Oturur hep birlikte yerdik . Sonrada evden getirdiğimiz ekmekleri kuşlara atardık. Akşama kadar oynardık parklarda, annemle babam da oturur, hem bizi, hem manzarayı seyrederlerdi. Benim için boğazda oturup çay iç, simit ye ,manzarayı seyret ve kuşlara ekmek at ,olmaz mı?
-Yutkundum! Sessizce;
- Olur ,söylerim babama ,dedim.

Adını bile bilmediğim o masmavi gözlü çocuğu hiç unutmadım!

En kötüsü ise şu: 45 yaşında, hala simit yiyip çay içerken ,hele de bir deniz manzarası varsa gözlerimden süzülen yaşlara mani olamam .

İnsanoğlunun simit, çay deyip önemsemeden yedikleri o nimetin asıl tadının özgürce oturup, sağlıkla yenmesi olduğunu küçük yaşlarda öğreten Rabbime de her defasında teşekkür ederim….

-2-İNSAN CAM MİSALİ BÜYÜK EMEKLERİN NETİCESİNDE İŞLENEREK İNCE BELLİ BİR BARDAK OLUR..-

İnsan her baktığına kendi gözü ile bakar ,yani baktığı şeyleri de kendi gözü ile görür, bu görmek istediği şey,kişinin kendi iç dünyasını yansıtır mı bilmem ama klişeleşmiş olan şu sözü şöyleyim kişi görmek istediğini görür .

Cenabı Allah Cibril emin namusu ekber vasıtası ile peygamber efendimize inzal buyurduğu kuranı azimuşşan da biz insanları ve cinleri kendisine ancak kulluk etsinler diye yarattığını beyan ediyor ve yine insanın yarattıkları arasında en şerefli olduğu iltifatı ile insanı şereflendiriyor .

İnsan cenabı Allah hazretlerine ne kadar yakınlaşırsa o kadar insanlaşır, İslam ın esas manalarından biri de insanı insanlaştırmak
dır , ve kul ne kadar rabbine yaklaşırsa o kadar güzelleşir, birde içerisini feyzi ilahi ile doldurmaya başladı mı ,işte o zaman mükemmelleşir.

İnsanı ince belli bir bardak olarak görmeye çalışırsak ,içerisine zehir konulursa o bardak tan herkes uzak durur değimli ? birde içerisine bir bardak çay koyulsa, içmeye doyulmaz işte insan da aynen böyledir, içerisine çay rengindeki o feyzi ilahi girmeye başladı mı tadından yenmez bir hale gelir yanında da huşu susamları ile süslenmiş bir de namaz düşünelim mesela …..

Şimdi baştan başlayalım isterseniz ?
Esasında insan, cam misali büyük emeklerin neticesinde işlenerek ince belli bir bardak olur ,cam emek harcanarak önce ihlas ile ısıtılıyor sonra samimiyet ile şekillendiriliyor ve bardak oluyor işte o ince belli narin bardak , içerisine konulacak şeyi bekleyen bir insan gibi , içerisini feyzi ilahi ile doldurursa rengi ve görünüşü ile tam manasıyla bir kul oluyor.

Aslında içerisinde ona güzellik veren rengi değildir ona o güzelliği veren içerisinde saklanılan şekerdir! görülmüyor ama onun içerisinde şeker gibi bir üstad olmalı bir yudum içtiniz mi o görülmeyen şekerin,üstadın tadını alır insan ,ama güzellikler bununla da yetmez o ince belli bardağın içerisindeki çay aşıktır bir simite ,onsuz yenmez tadı olmaz bir kere, o simit ki önce una abdest aldırılarak hamur haline getirilir sonra ona da bir şekil verilir namaz gibi, sonra her tarafına huşu susamları serpiştirilir ve sonra kızgın bir fırında iyice pişirilir ancak oda bundan sonra mükemmele ulaşır

işte sadece bunlar birleştirilirse hayat güzelleşir , o zaman mutluluğun fotoğrafını, cenabı Allahın eşsiz güzelliklerle dolu yarattığı masmavi denizin mutluluğunu ve üzerindeki mavi gökyüzünün huzurunu görebilir insan hatta belki de hissedebilir..

İkisi de çok güzel :) biraz daha inceleyip sonra karar vereceğim.
Ben gecikmişim. Aynı yazıyla sıradaki yarışmaya ilk katılan benim inşallah :D
Emeğinize sağlık arkadaşlar :)

Bu kadar güzel anlamlı ve duygulu yazıları okumak gerçekten çok keyif verici..2 yarışmacımızı da tebrik ediyoruz ..

aslında yapılacak yorumlar acaba 2 satırla 4 satırla sınırlı kalır mı ki diye tereddüt etmedik de degil başta :)

ama bizi hem şaşırttınız hem mutlu ettiniz bu kadar güzel ve anlam yüklü yazıları ve daha fazlasını yazan ,yazabilen degerli kalemlerimiz oldugu için çok şanslıyız ..bu yarışmalarda, bu kalemlerimizi yazarlarımızı teşvik edici oluyor oda ayrı bir güzellik..

Yarışmaya katılan diger degerli kardeşlerimizinde en az bunlar kadar güzel yazıları olacaktı eminiz ki ..ama süre aşıldıgı için kurallar geregi diskalifiye edildiler..oylama yazı gönderen 2 yarışmacı arasında yapılıyor..bir sonraki yarışlarda bu gecikmelerin olmayacagını umuyoruz..yarışmacılarımıza başarılar diliyoruz

ikisinede oyverme hakkımız olsa olurmu acaba :;-D:

İkiside çok başarılı, ikisinide çok beğendim ne olacak şimdi ?

Yazan arkadaslarımızın yüreğine kalemine saglık, aramızda böyle sağlam kalemlerin olduğunu bilmek çok guzel :)

...üslup ve akicilik yönünden BIRINCISINI daha cok begendim.

iki yazıda güzel ...

ama farklı bakış açılarından ele alınmış....

nasıl desem , biri yemek biri tatlı gibi !

veya biri ayran biri limonata :)

insanın o anki ihtiyacına göre değişir beğenisi...

karnı aç olana önce yemek ama tok olana tatlı hitap eder...

içi bayılana limonata midesini rahatlatmak isteyene ayran gibi!

ama anlaşılırlık,akıcılık ve uslüp açısından laleye katılıyorum ... :;)):

rengimi belli etmek istemiyordum ama,ikinci yazıyı yazan kardeşimiz kendini aşmış nasıl bi maneviyat bu.bi bardak çay ve simit ancak bu kadar manevi dereceleri ile anlatılabilir ve mana yüklenebilirdi.çok güzel.

ilki de gerçekden acaba nereya bağlayacak diye insanda merak uyandırıyo,sürükleyici.

iki kardeşimizinde emeğine sağlık.:)

iki yazıda güzel ...

ama farklı bakış açılarından ele alınmış....

nasıl desem , biri yemek biri tatlı gibi !

veya biri ayran biri limonata :)

insanın o anki ihtiyacına göre değişir beğenisi...

karnı aç olana önce yemek ama tok olana tatlı hitap eder...

içi bayılana limonata midesini rahatlatmak isteyene ayran gibi!

ama anlaşılırlık,akıcılık ve uslüp açısından laleye katılıyorum ... :;)):



TESEKKÜRLER CEPNI katilimin icin:;DD:

lale yorumum gayet açık ! ve sonuna eklediğiniz yorumunda hoşuma gittiğini söyleyemeyeceğim :( gülen bir smiley koysanız bile !

yorum yapan bazı arkadaşlarımız gibi yazan arkadaşlarımızın nefsini çoşturacak kelimelerde kullanabilirdim :-_-:

bu bir maneviyat yarıştırma oylaması değil ve yazılan yazıların bu bakış açısıyla değerlendirilmesine hayretler içinde kaldığımı söyleyebilirim!

eminim yazarlar bu açıdan bakıp ele almamışlardır!

yorumlarımı da kimseyi etkilememek adına genele yaydığımı düşünüyorum!

eğer farklı bir durum anlaşılıyorsa bilerek ve isteyerek yaptığım bir durum değil onu söyleyebilirim!

hatta olay selman-i pak'a dediğim gibi cereyan ediyor :)

dediler ki resime yazı yazılacak ama kimse adını yazmayacak! kimse bilmeyecek kim katıldı!

sonra da, ama katılmak isteyenler ben katıldım desin anlaşılmaz, bişey olmaza döndü !

bende dedimki, kalktı biri ben katıldım dedi, diğer arkadaşlarda isimlerini vermedi! ama iki kişi katıldı! eeee biri belli diğeri değil haksızlık olmayacak mı?

şimdi yaptığım yorumdansa bu durumun daha tartışılır olduğunu düşünüyorum .....

ama ilk deneme zamanla oturur heralde ....

@ cepni
ben, benim düsünceme katildigin icin sana smily gönderdim.baskada bir kastim yoktu.senin yazdigini bile bilmiyordum.ammmmma da alindin be ABICIM

ammmmma da alindin be ABICIM

Lütfen kullandığımız kelimelere dikkat edelim.. Olayları şahsi mesele haline dönüştürmeyelim..

Haklısın cepni kardeşim.. İnşallah bir daha ki sefere katılanları da belli etmeyelim.. zaten ilk yarışma olduğundan biraz acemilik var tabi ki.. Sadece cesaretlendirici olsun diye düşünmüştük.. Bir daha ki sefere kaç kişi katıldığını bildirelim inşallah cesretlendirme için isimleri vermeden..

Evet arkadaşlara katılıyorum. İkisi de çok güzel. Benim haberim olmadı böyle bir yarışma olduğundan. Belki katılırdım :)

Yarışma katılım süresi dolmadan yazılar gelseydi katılım 2 kişi degildi .başka güzel yazılarınıda görecegimizi umdugumuz degerli kardeşlerimiz vardı ama..daha fazla güzel yazı okumak isterdik açıkcası..2 kişi olsada özellikle yazı sahipleri yorumlarıyla açıklamadıktan sonra yazının kime ait oldugunu anlamak kolay degil..heleki katılan üyeleri yazılarıyla yakınen tanımayanlar için daha zor ;)

Ama burada bizim ilgilendigimiz kime ait oldugu degil okudugumuzda resim ve yazı arasındaki baglantı ve okuyan kişiye ne ifade ettigi..her 2 yazının da kendi manevi degeri ve baglandıgı bir noktası var..ve gercekten ikisinden birini secmek imkansız denecek kadar zor..yani keske 2 oy hakkımız olsa dedirtiyor :)

Cepni kardeşimizin dedigi gibi kimi tansiyonu düşmüştür ayran ister ,kimi susamıştır su içmek ister..yada biri ekşi sever biri tatlı..
aynı yazı birine tatlı gelir birine tuzlu ..aynı yazı dan sorsak, 10 kişi 10 ayrı sekilde anlam çıkarmış 10 farklı anlam yüklemiş olur bu bakış açısı ile alakalı..

zaten begenimizi yada ruh halimizde bize üstün basanı oyumuzla takdir etmiş oluyoruz seçmek çok zor olsada..

İlk yarışma acemilik olsun bundan sonrakilerde daha cok katılım ve daha çok güzel yazı görmek istiyoruz ..


Yarışmalar

MollaCami.Com