Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


ŞEMSE NİNE

Şemse, 16 yaşında bir genç kızdı. Daha evliliğinin haftasında seferberlik ilan edilmiş, Mehmed'i cepheye çağrılmıştı .
Mehmed, cepheye giderken, Şemse'nin ellerini tutmuş, gözlerinin içine bakarak, bir tembihte bulunmuştu:
- Şemse'm gençsin, güzelsin, senden ayrı iken gözüm hep arkada olacak. Ne olur söz ver bana! Ben gelinceye kadar sokağa çıkmayacak, namusuma söz ettirmeyeceksin!
Şemse:
- Söz Mehmed'im söz... Sen gelene kadar evden dışarı adımımı bile atmayacağım. Bana emanet bıraktığın yuvamızda oturup senin dönmeni bekleyeceğim...
Vedalaşmanın sonunda Mehmed cephenin yolunu tutuyor, Şemsede söz verdiği gibi evine kapanıyordu.
Geçimini "yakmacılık" denilen usulle çibanları iyileştirerek sağlıyor, kendisini davet eden komşularına:
- Ben Mehmed'ime söz verdim. Ya ben yokken gelir de sözünü tutmadığımı görürse ona ne cevap veririm?" diyordu.
Bir mühlet sonra Mehmed, şehit düşmüş, mektupları kesilmişti. Ama Şemse, evinin pencelerine ve duvarlarına astığı mektupları her sabah namazından sonra yeni baştan okuyor, sonra da gelinliğini giyip, yüz görümlüğünü takarak, Mehmed'ini beklemeye devam ediyordu.
Günler, aylar, yıllar geçmiş, şavaşlar bitmiş, dönenler dönmüş fakat Mehmed hala dönmemişti. Ama Şemse gelinliğini giyerek, evin icinde dolaşma adetini bir gün bile ara vermeden sürdürüyordu.
Şemse, senelerce yol gözleye gözleye, ihtiyarlamış, nine olmuştü. Fakat, hiç bitmeyen bir ümitle hala Mehmed'ine kavuşacağı günü bekliyordu.
Komşuları bir akşam üstü Şemse Nine'yi gelinlik giymiş, gerdanlığını takmış, odanın bir köşesinde ellerini göğsüne koymuş, ayakta beklerken görmüşlerdi.
Halbuki o, bu işi hep sabah namazindan sonraları yapardı ...
Saka yollu takıldılar:
- Nene hayrola!... Buğün pek süslüsün. Yoksa birini mi bekliyorsun?
Şemse Nene, gözlerini yerden ayırmadan cevap verdi:
- Ben buğün evlendim. Bakın kocamın yüz görümlüğünü de taktım. Kocamı, Mehmed'imi bekliyorum.
Bu nasıl bir sevda, nasıl bir vefa, nasıl bir umuttu ki, aradan yıllar geçmesine rağmen kadıncağız hala kocasını bekliyordu.
Komşuları, hiçbir şey söylemeden ıslak gözlerini silerek, Şemse Nene'yi o halde bırakıp, evinin önünden ayrıldılar.
Ve ertesi gün, Şemse Nene'yi, gelinliğinin icinde ölmüş olarak buldular. Şemse Nene'nin evinden cenazesi çıkmış, ama o kocasının sözünden çıkmamıştı. Belli ki, Mehmed'i gelmiş, bu vefalı kadını yanına alıp götürmüştü.


(Canakkale Yöresinde Anlatılan Menkibelerden Derlemeler)
(Bir Hilal Ugruna Canakkale 1915, Osman Koç)

Gençlerimizin okuyupta örnek alması gerekir evligin ve evlenirken verilen sözün ne kadar önemli oldugunu çokgüzel anlatan bir menkibe

çok güzeldi emeğinize sağlık çok duygulandırdı :'( :'(


Yakın Tarih

MollaCami.Com