Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Mustafa Kemal'i Kızdıran Belediye Başkanı

Tarih çalışmalarımızda temel başvuru kaynaklarımızdan olduğu için hatıratların büyük önemi var. Bugünlerde yakın tarihe ait çok hatırat yayınlanıyor. Ancak hâlâ gizli kalmış, hatta kaybolmuş birçok hatırat olduğunu da biliyorum.

Bugün size gizli kalmış, hatta kitap olarak basıldığı halde pek rastlanmayan önemli bir ismin hatıratından bahsedeceğim.

Bu sıralar bu çok önemli hatıratın sadeleştirmesiyle meşgulüm, çalışma tamamlandığında okuyucuyla mutlaka buluşturmayı düşünüyorum.

Hatırat sahibi özellikle İstanbulluların yakından tanıdığı bir isim; Süreyya (İlmen) Paşa.

Paşa’yı kısaca size tanıtmak istiyorum: (1874 - 1955) Eski milletvekili Süreyya İlmen (Süreyya Paşa) erken Cumhuriyet yıllarında İstanbul ve özellikle Kadıköy'de batılılaşma eylemleri ile isim yapmış ilginç ve hayırsever bir kent hizmetleri önderidir. Bir çok kültürel, sosyal, eğitim ve spor amaçlı girişimlere öncülük etmiştir. II. Abdülhamid döneminin ünlü seraskeri Rıza Paşa ile Adviye hanımın oğlu Süreyya Paşa, en ilgi çekecek adımı Gazi paşa’nın eşi Latife Hanım’ın kız kardeşi Vecihe ile evlenmesiyle atmıştır.

***

Süreyya Paşa’yı “Son Muhalif” olarak tanımlarsak herhalde hata etmiş sayılmayız. Çünkü CHP İstanbul Milletvekili olmasına rağmen dönemin CHP hükümetine karşı sert eleştirilerini kamuoyuyla paylaşacak kadar cesur bir şahsiyet. Paşa, ilginç eleştirilerini birkaç kitapta toplamayı ihmal etmemiş.

Evet, “Son Muhalif”, çünkü sadece altı ay ömrü olan ve Gazi’nin emriyle kurulan Serbest Fırka’nın da hem kurucusu, hem Milletvekilidir. Fırka’nın kapatılması kararı çıktığında Gazi paşa’ya, “Neden sözünüzü tutamadınız” diye soracak kadar ısrarlı. Sadeleştirmeye çalıştığım bu eseri aslında, “Zavallı Serbest Fırka” adını taşıyor. Ancak sadece Fırka süreci anlatılmıyor.

İçinde bugüne kadar yakın tarihe meraklı okuyucunun ilgisini çekecek ilginç detaylar bulunuyor.

***

Türkiye yerel seçimlere doğru giderken kitaptan ilginç gördüğüm önemli bir hatırayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Hatıranın bir ucunda belediye Başkanı, diğer ucunda ise Vali bulunuyor. Aralarında bir türlü anlaşma sağlanamayan Vali ve Belediye Başkanı’nın nizası, Gazi’nin kente ziyaretinde de açık edince bakın neler yaşanıyor ve Gazi nasıl bir tepki veriyor.

Süreyya Paşa’nın hatıratından aynen aktartıyorum:

“Gazi, 1930 yılının Kasım’ında Kayseri yönünde trenle yurt gezisine çıkmıştı. Sonunda 22 Kasım 1930′da Gazi Samsun’a varmıştı. Samsun’da olağanüstü önlemler alındı. Halk, asker kordonlarının arkasında Gazi’yi selamlıyordu. Gündüz programlar tamamlanır ev aksam ziyafet verilir. Ama masada kenti temsil eden hiç kimse yoktur.

O akşam Samsunda verilen ziyafette Gazi soruyor:

— Belediye Reisi nerede? Nasıl olur? Şehirlerine misafir geldik!

Belediye Reisi buldurulup getiriliyor, sofraya oturuluyor. Gazi Belediye Reisini sol tarafına alıyor:

— “Ne o! Reis Beyefendi! Yoksa rakı günah diye içilmiyor mu?” diye soruyor.

— Hayır, efendim, yemek yemiş bulundum da!

Ya! Demek bizim geleceğimizi bilmiyordunuz, öyle mi? !

— Yok, efendim; teşrifi devletinize bütün halkla beraber bendeniz de muntazırdım.
— Şu halde, beraber yemek yiyeceğimizi düşünebilirdiniz!
— Evet, efendim, bendeniz de o şerefe nail olmak ümidinde idim; fakat çağrılmadım.

"Beyefendi! Niçin geleceğimizi ve bu akşam beraber yemek yiyeceğimizi Reis Beyefendiye haber vermediniz?" diye Vali haşlanıyor.

Nihayet bahis, karışık mevzulardan dolaştıktan sonra, Serbest Fırka'ya intikal ediyor. Gazi Serbest Fırka'yı nasıl kurmağa karar verdiğini anlatıyor; fakat sonraları, Serbest Fırka'nın beklenen işleri göremeyeceğini, memlekette irticaın ve inkılâp dışı cereyanların bundan istifade edeceği anlaşılmış olduğundan Serbest Fırka'nın lâğvedilmiş olduğuna dair izahat verdikten sonra Belediye reisine dönerek:

— Şimdi, reis Beyefendi, zat-ı âliniz de artık fesh edilmiş olan bir fırkanın belediye reisi olarak vazifenize devam etmek istemezsiniz değil mi? İstifa ediniz, yeniden intihap yapılsın; belki gene zat-ı âliniz seçilirsiniz, emrini veriyor.

Belediye reisi de cevaben:

— Bendeniz, Paşam, Serbest Fırka'yı tanımıyorum, reisliğe de o fırkanın namzedi olarak seçildiğimi kabul etmiyorum. Bu intihap halkın şahsa karşı bir itimadı şeklinde tecelli etmiştir. Mesele, sırf seçimin serbest olmasından ibarettir. Eğer bu vaziyette istifa edersem halkın bu teveccüh ve itimadına küfranı nimette bulunmuş olurum. Eğer bendenizin bu işte kalmam arzu buyrulmuyorsa hükümetin elinde kuvvet vardır, Şurayı devlet vardır. İntihabı fesh eder. Bendeniz de o zaman halka karşı mahcup bir vaziyette kalmam, diyor. Gazi de:

— “Düşündüğünüz doğru! Arzu ettiğiniz gibi olsun!” cevabını veriyor.

Bundan sonra, sofrada bahis değişiyor. Kadehler sıklaşıyor. Belediye reisi; yarın görülecek mühim işleri olduğu bahanesiyle Gazi'den müsaade alarak, kemali hürmetle eğiliyor, kalkıp gidiyor. Ondan sonra yine Gazi'nin sesi gürlüyor!

- “ Vali Paşa hazretleri! Belediye reisi seçtiğiniz bir adamın yaptıklarını gördünüz mü? her şeyden evvel terbiyesiz! Şehirlerine misafir geliyoruz, soframıza yemek yiyerek geliyor, içki ikram ediyoruz, içmiyor. Sonra da Reisicumhur sofrasında biz kalkmadan kalkıp def olup gidiyor. Reisinizin hareketlerini beğendiniz mi?” Diyor ve bahsin de devamı sabaha kadar sürüyor.

İki gün sonra Gazi ile beraber seyahat eden Mülkiye müfettişi Necati Bey bazı sebeplerle valiye; işten el çektiriyor.
.
Bittabi belediye seçimlerinin de feshi ve yenilenmesi de karalanmış bulunuyor.


Kaynak: Fatih BAYHAN-Haber7


Yakın Tarih

MollaCami.Com