Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Cahit zarifoğlu

Şiirle iman tazelenir mi?

Abla soruyu anlayamadım. Lakin yine de anladığım kadarıyla ve dilim döndüğünce bir şeyler yazayım. Şiirin insana lüzumlu (dînî) bilgileri hatırlatmak ya da (dînî) bir şey öğretmek harici kullanımında imamını artıracağını sanmıyorum ve nefse hoş gelen şeylerin insanın imanını ve aklını zayıflatacağını düşünüyorum. Mesela şiir yazmak benim için vazgeçemediğim bir alışkanlık. Lakin ben bunu boş vakti doldurmak için yapıyorum. Boş vaktim için hayırlı işler bulsam elbette daha iyi olur lakin çalışkan birisi değilim.
Şiir yazmak bakımından; yazarken kalem kalbe tercüman oluyor, içinde iyi kötü ne varsa döküyorsun lakin imanımı artırdığını görmedim, hissetmedim.
Dinlemek bakımından da, bilgi ve ibret vermek haricindeki konularda kendi görüşüme göre artıracağını düşünmüyorum.

Kur'an dinlemek konusunda ise ayet var "Müminler o kimselerdir ki; Allah zikredilince kalpleri titrer, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğu zaman bu onların imanlarını artırır ve yalnız Rabb’lerine tevekkül ederler” (Enfâl: 2). Kur'an'ı okumak, anlamak, dinlemek imanı artırır.

Şiir yazmakla iman artsaydı Ferazdak evliya-i kiramdan olurdu lakin yetmiş senelik şairlik hayatını kendisi yetmiş yaşında red etmiş, aklı yetmiş yaşında başına gelmiştir.

Ferazdak en meşhur Arap şairlerindendir. Asil bir ailedendir. Çocukluğunda bir hücrede ayaklarını kelepçeye vurmuş ve Kur'an'ı hatmetmeden kelepçeyi çözmeyeceğine dair yemin etmiş, uzun bir aradan sonra ezberleyip kelepçeyi çözmüştür. Dini ve siyasi şiirleri çoktur, kendi zamanında çok önemli bir kişi olmuştur çünkü o zamanın iletişim araçları şairler idi. Şiirler dilden dile aktarılır yayılır, sürekli tekrardan dolayı içinde barındırdığı manayı da benimsetir. Çok çok sonraki lügat alimleri onun hakkında "Ferazdak'ın şiirleri olmasaydı Arap lisanının üçte ikisi kaybolurdu" demişlerdir. Hareketli bir hayatı olmuştur, yetmiş yaşından sonra bütün fikri yapısı değişmiştir, önceki şiir hayatını reddetmiştir çünkü evveli genel olarak maddi çıkar ya da siyasi çıkar uğruna yazılan hiciv vb. şiirlere dayanıyordu. Çok geç anlamıştır bütün işlerin dünyadaki insanlar ya da menfaatler için değil yalnız Allah için yapılması gerektiğini ve muhtemelen ömrünün uzunluğuna şükretmiştir.

Ben sadece yorumunu yazdım, belki faydalı bir yazı yazarım belki de bir faydam olur kabilinden, ayet haricindeki yazdıklarım kişisel görüşümdür. (Dursun Ali Erzincanlı'nın okuduğu Ümmü Zer'in Hikayesi hoşuma gitmiştir, belirteyim)

Sa kardesim sordugum soru uzere kaleme aldiginiz yaziniz tatminkarca :) Alah szden razi olsun şir konsuna ufakca deginirsekte kalben hisedersek cogu duyguyu dunyanin butun sesleri icinde yalnz onun sesini Allah c.c nn sesini duyariz boyle bi ruh haliylede yazilan siirin imani hat sfhaya ckarcgi ni kalben inkarbetmek mantiksizca geliyor Tkrrlyrm Allah senden razi olsun ins :)



Kur'an dinlemek konusunda ise ayet var "Müminler o kimselerdir ki; Allah zikredilince kalpleri titrer, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğu zaman bu onların imanlarını artırır ve yalnız Rabb’lerine tevekkül ederler” (Enfâl: 2). Kur'an'ı okumak, anlamak, dinlemek imanı artırır.


)




Acaba O kalpler kaldimi


Tanışma Platformu

MollaCami.Com