Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Rabbim bize vicdan verdi...

Yıllar önce hocam insan kendi kendinin terazisidir demişti ozamanlar bunu fazla alğılayamasamda şimdi çok iyi algılıyorum cenab ı Allah cc insanı mükemmel yaratır ken ayır edebilecek bir kalp vermesi vicdan vermesi onu yeri ve zamanın da kullanmamız gerekmesinin bir sebebi olmalı peki ğerektiginde kullana biliryormuyuz yoksa vicdanı mız sadece kendimizi kayırıyor
hz ömer r.a hilafeti zamanında kadınların mihirleri çok yükselmeye başlamış dahada ilerlerse kimse evlenemez korkusu hasılolmuştu hilafetin kendisine verdiği güç ile insanları bir yere toplayarak ey kadınlar bugun itibari ile kadınların mihri hz peygamberin eşlerine verdiği mihirlerinden yüksek olamaz dedi halifenin karşısında herkes susarken kadının biri yüksek bir sesle ey halife sen Allahın emrine aykırı emirveremezsin diye bagırdı ortalık bir anda sessizliğe bogulurken orada bulunanlar halifenin emrine itaatsizlikle suçlayıp yükses bir sesle halifeye bagıran kadına bakar ken hz Ömer r.a şaşırtıcı bir şekilde bu kadın dogru söylüyor Allah emretti onlar nikah için sizden ne isterlerse verin ben haksızlık ettim
bunu niye anlattım şimdi Hz ömer ayeti kerimede cenabı Allahın verdiği vicdanı nı kullandı ve o kadını haklı buldu cünkü Ayeti kerimede cenabı Allah size ayırt edebilecek kalp verdi demişti işte halifeki tüm güc kendisinde olmasına ragmen vicdanını kendini kayırmak için kullanmıyor du
şimdi birde kendimizi düşünelim ,haksızlık yapan birisi akşam yastıga başını koydugunda kendi kendini muhasebe ediyormu veya ediyorsa hep kendinimi haklı gorüyor ayeti kerimede Hz Allahın verdiği ayırt edebilecek kalp acaba onda varmı yokmu eger yok ise dünyada bunun faydasını görüyor gibi görülsede madalyonun diger tarafında Hz Allahın ona bunu vermemesinin vahametini düşünmemiş değilmi ?

mülk suresi ayet 23 قُلْ هُوَ الَّذِي أَنشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ
Kul huvellezî enşeekum ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(ef’idete), kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).

1.kul: de
2.huve ellezî: o ki
3.ensee-kum: sizi inşa etti, yoktan yarattı
4.ve ceale: ve kıldı, yaptı, verdi
5.lekum(u): sizin için, size
6.es sem'a: işitme hassası
7.ve el ebsâre: ve görme hassası
8.ve el ef'idete: ve fuad hassası, idrak etme hassası, gönül
9.kalîlen: az
10.mâ: ne (kadar)
11.teşkurûne: şükrediyorsunuz

De ki, odur ancak sizi inşa eyleyen ve size dinleyecek kulak, görecek gözler, duyacak gönüller veren, fakat sizler pek az şükr ediyorsunuz

Müslüman islam nimetinin farkında olmalı idrak damarları tam manası ile açılmalı veya kendi muhasebesini kendisi yapmalı dır
vesselam....

Kendi hatalarımıza karşı savcı başkalarının hatalarına karşı avukat gibi olmalıyız. Yazınızı okuyunca bu söz aklıma geldi.


Sizin Makaleleriniz

MollaCami.Com