Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Peygamberimiz (s.a.)'e Düşmanlık eden azılı kafirler..

Ebu Leheb,karısı ve oğullarının Düşmanlığı

Peygamberimiz'in amcası ebu leheb,böyle bir yakınlık şerefinden istifade etmekden mahrum oduğu gibi,diğer insanları aleyhte teşvik ve tahrik etmekle,hem sapık hemde sapıtıcı olma bedbahtlığına düşmüştü.

Onun Hz Rasülullah'a buğz ve düşmanlığı o derece şiddetliydi ki,bu hususta yakınlarına düşman olanları izah için Drb-ı mesel haline gelmiştir.Peygmberimiz'in ev ev dolaşarak insnları islam dinine daveti sırasında,peşinden gidip:
-"Ey insnlar bu adamın dediklerine aldanıpta atalarınızın dininden sapmayınız" diye karşı propagandayı ihmal etmezdi.
Araplar arasında,"Kişiyi,kabilesi herkesten daha iyi tanır" sözünün ağırlığı düşünülecek olursa,onun bu aleyhte faaliyetinin halk üzerinde ne derece menfi tesir yaptığı daha iyi anlaşılır.
Peygamberimiz'in saadetli hanesi, ebu leheb ve ukbenin evleri arasında bulunuyordu.Bu iki büyük kafir,insan ve hayvan terslerini getirip O Hazretin kapısının önüne atarlardı.Rasül-ü Ekrem ise,her iki kapı komşusunun yaptıkları bu çirkinliğe üzülür;
-"Ey Abdimenaf oğulları!...Bu nasıl komşuluktur?.." diye sitemle seslenir ve o pislikleri,kapının önünden ileriye atardı.Ebu leheb yine bir gün,bu şeni hareketi yaparken,Peygamberimiz'in diğer amcası Hamza gördü.O pislikleri elinden alıp,onun başına döktü.Kafası pislik içerisinde kalan ebu leheb küplere bindi,kardeşine çıkıştı.Ancak çaresiz kendi kafasında ki pislikleri temizlemeye başladı.
Ebu leheb bundan başka kendi evinden ve diğer komşusu Adiy bin hamranın evinden Rasülullahı taşlar ve taşlatırdı...

Paylaşımınız için Teşekkürler...

Ebu lehebin karısı Ümmü cemilü'bnü harb'in Peygamberimize olan düşmanlığı ise,kocasından aşağı değildi.Sert ve dikenli çalıları toplayıp,gece vakti,O Hazretin geçeceği yollara sererdi.Ancak bununla içindeki düşmanlık ateşini söndüremez ve kocasını, Peygamberimize eza ve cefa etmeye zorlardı.
Ümmü Cemil'in Kur'a-nı Kerim'in Tebbet suresinde "Hammalet'el Hatab=(Cehennemde ) odun hammalı"diye vasıflandırılmasının sebebi,O Hazrete eza vermek için böyle yoluna dikenli çalı koymasıdır.
Ebu leheb'in,kendisi aleyhinde sure nazil olması ve karısının böyle bir sıfatla anılıp teşhir edilmsinden son derece canı sıkılmıştı.Hemen oğulları Utbe ile Uteybe yi çağırdı.Peygamberimizin bu iki oğlunda nikahlı olan kızları Hz Rukayye ile Hz Ümmü Gülsüm'ü boşattırdı.Onlarda böylece Rasülullah'a damat olmak gibi müstesna bir şerefi ellerinden çıkardılar.
Hz Ümmü Gülsüm'ün nikahlısı olan uteybe,yalnız onu boşamakla kalmayıp,Peygamberimizin huzuruna gitti:
-"Ben senin dinini inkar ediyorum.Seni sevmem,sende beni sevmezsin.Onun için kızını boşadım!"diyerek,üzerine hücum etti.Gömleğinden tutup mübarek yakasını yırttı.Peygamberimiz de;
-"Ey Rabbim!..Canavarlarından bir canavarı,buna musallat et"diye niyazda bulundu.
Allahü Teala bu duasını kabul buyurdu.Uteybe şam'a giderken, Zerka bölgesinde karşılarına çık bir arslan,kendisini babası ile arkadaşlarının arasında parçaladı, ve;
-"Ben size,Muhammed insanların en doğru sözlü olanıdır!diye söylemedim mi?" diyerek öldü..

Ümmü cemilde,kocasının ve kendisinin nazil olan bir sure ile kötülendiğini duyunca çok hiddetlenmişti.Eline bir taş alarak Mescid-'i Haram'da Hz Ebu Bekir ve Hz Ömer ile beraber oturan Peygamberimizin yanına vardı.Ümmü Cemil'in geldiğini gören Hz Ebu Bekir:
-"Ey Allah'ın Rasülü, bu dili ile işkence eden küfürbaz bir kadındır.Keşke kalkıp buradan gitmiş olsaydın" dedi.Rasül'ü Ekrem ise;
-"Beni göremez" diye karşılık verdi.

Allahü Teala,Rasülünü o kadına göstermedi.Ümmü Cemil,Hz Ömer'den hoşlanmadığı içinHz Ebu Bekir'e dönüp "Arkadaşın nerede?" diye sordu.Hz Ebu Bekir ne yapacağını sorunca da:
-"Onun beni hicv ettiğini haber aldım.Yemin olsun ki,onu bulacak olursam,bu taşı ağzına vuracağım! O şairse,bende şaireyim.Bend onun gibi söyler,onu hicv ederim!" diye cevap verdi.Hz Ebu Bekir;
-"Hayır,bu Beyt-i Şerif'in Rabbine yemin olsun ki,O, ne seni nede kocanı hicv etmiştir.Arkadaşım şair değildir,şiirin ne olduğunu ve şiir söylemeyide bilmez!" dedi.Ümmü Cemil;
-"Yemin ederim ki sen yalan söylüyorsun.Çünkü halk, O'nun bizi hicv ettiğini anlatıyorlar!"dedi.
Bunun üzerine Hz Ömer;
-"Yazıklar olsun sana! O,bir şair değildir!" diye sert bir çıkışta bulununca, ümmü cemil;
-"Ey Hattab'ın oğlu ben seninle konuşmak istemiyorum!"dedi.
Hz Ebu Bekir, ümmü cemil'e;
-"Sen yanımda bulunan zatı gördün mü?" diye sordu.Ümmü cemil de;
-"Sen,benimle alaymı ediyorsun?Yemin olsun ki ben,senden başka kimse görmüyorum" dedikten sonra "İsyan ettik o mümezzeme,yüz çevirdik emrine,kin bağladık dinine!"şeklinde ki hicviyesini söyledi.
~~Mekke müşrikleri,Peygamberimiz'i hicv ederken,"Muhammed=Övülmüş" İsmi Şerif'i yerine "müzemmem=yerilmiş" diyerek hakaret ederlerdi.~~

Ümmü cemil,öfke ile gitti.Sonra Hz Ebu Bekir;
-"Ey Allah'ın Rasülü!...o,seni gördümü?" diye sordu.Peygamberimiz de;
-"Hayır beni göremez.Allahü Teala onun gözündenbeni görme kabiliyetini aldı ve beni ona göstermedi!." buyurdu...










,

Büyük kafirlerden Ukbet' übnü Ebi Muat'ta Peygamberimizin komşusu idi ve O'na en çok eza ve cefada bulunanlardandı.Bir gün,ukbe bir saksı içerisinde getirdiği pisliği, Hz Rasülü Ekrem'in kapası önüne dökmek isterken,O Hazretin halazadesi Tuleyb bin Amr bunu gördü.Saksıyı elinden aldığı gibikafasına geçirdi.Ukbe, derhal Tuleyb'i yakaladı ve çeke çeke annesinin yanına getirdi.
-"Oğlun kureyş'e karşı düşman olarak,Muhammed(s.a.v) fırkasına girmiş.Şu bana yaptığı hareketi görüyormusun?" diye çıkıştı.Tuleyb'in annesi Erva binti Abdülmuttalib de:
-"Pek iyi yapmış!!Akrabaya yakışan da,birbirine yardımcı olmak ve düşmandan intikam almaktır.Nefsim,malım ve canım Muhammed(s.a.v)'in yoluna feda olsun!!.." diyerek,Ukbeye gereken cevabı verdi..



As bin Vail, bir gün Peygamberimizle karşılaşmış ve bir miktar görüşüp konuştuktan sonra ayrılmışlardı.As,oradan ayrıldıktan sonra Mescid-i Haram'a girdi.Kureyş büyükleri,kendisini gördükleri için:
-"Kiminle konuşuyordun?" diye sormuşlar,As Peygamberimii kast ederek:
-"Ebter ile konuşuyordum" dedi.
O sırada Peygamberimizin Kaasım ve Abdullah 'dan sonra Tahir adındaki oğluda vefat ettiğinden,hayatta erkek evladı kalmamıştı.Arap adetince, bir kimsenin erkek evladı olmazsa,ona "Ebter,Halefsiz nesli kesik" denirdi.Bu tariz,Hz Rasülullah'a ulaştığı vakit,pek müteessir oldu.Bunun üzerine,Kevser Suresi indirildi ki,yüce meali şöyledir:

"Ey Rasülüm!..Hakikaten biz sana Cennet'teki Havz-ı Kevser'i,pek çok hayırları verdik.O halde buna şükür olaraknamaz kıl ve kurban kes.Doğrusu sana evladsız,nesli kesik deyip dil uzatanlardır(Ebter,hayırsız ve nesli kesik)olan...


Mekke kafirleri,"Muhammed'in yerinini tutacak oğluda kalmadı.Kendisi yok olduğu gibi,adı ve şanıda unutulur" diye,bu "ebter" hakaretiyle,küfürlerinin devamı uğrunda ümitlenmişlerdi.

Halbuki bilmiyorlardı ki,Allahü Teala sevgili Peygamberine neler vermiş ve O'nu ne büyük rütbelere eriştirmişti...
Hatırlarına gelmiyordu ki O'nun şeriatı,kıyamete kadar kalacak ve ümmeti kendisinin evlad ve ahfadı makamında olacaktır.
O Hatemülenbiya Aleyhisselamevladdan evlada kalacak bir devlet ve saltanat kurmaya gelmedi ki,erkek evladı kalmadı diye endişeye mahal olsun..
O,ancak Alemi şirk ve delalatten kurtarmak için geldi.Kıyamete kadar kalacak bir şeriatı bırakıp gitmek üzere geldi..

Belki,arkasından erkek evladı kalmamasının hikmeti de bu nükte ile alakalı idi...

çokkk güzeldi kardeşim...
devamını bekliyorum....
elinize sağlık..Rabbim razı olsun...


Sevgili Peygamberimiz

MollaCami.Com