--çiçek sulandığı kadar güzeldir
kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
bebek ağladığı kadar bebektir.
ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin.
bunu da öğren,
sevdiğin kadar sevilirsin.....

--ne garip değil mi,sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru,
sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız...

sevgi,varlığında bütün renklere sahipken
gidince geride sadece kırmızıyı bırakır..
ya bir ömür içinde saklarsın o rengi
yada bileklerinden dökersin...
(İsmail Kılıçaslan)

Yazdığım her şeyi ''tırnak''içinde yazıyorum artık
çünkü her yazdığım,duygularımdan alıntıdır...
İsmail Kılıçaslan

otunu,suyunu bilmediğin gönüllerde koyun gütme yoksa kaçıracağın keçilere çobanlık yapamazsın...
Şems-i Tibrizi

kimsenin suçu yok aslında..
yanlış insanı sevmişiz sadece..
yanmış ağacın dalında meyve arar gibi...
İsmail Kılıçaslan

kalp mi insana sev diyen
yoksa yalnızlık mı körükleyen?
sahi nedir sevmek?
bir muma ateş olup dokunmak mı,
yoksa yanan ateşe dokunmak mı???

--Ya tam açacaksın yüreğini,ya da hiç yeltenmeyeceksin..
grisi yoktur sevginin..
ya siyahı ya beyazı seçeceksin...

eğer çekemeezsen gülün nazını,
ne dikene dokun ne gülü incit..
sevda sahrasında Mecnun değilsen,
ne Leylayı çağır,ne çölü incit...

aldırma söylenenlere,
varsın görenler seni bir ot sansın..
sen gül ol da
uğruna ötmeyen bülbül utansın...

herkes herkesi aynı sevemez dostlar..
kimi gururunun yettiği kadar
kimi de ömrünün yettiği kadar...

gidenlerden sevginizi,kalbinizi,beyninizi,yazdıklarınızı değil sadece uykularınızı geri isteyin..en çok ona ihtiyaç oluyor..

sevginin en acımasız yanı,ağzından çıkmaya cesareti olmayan sözlerin,yürekte fırtınalar koparmasıdır...

yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen,değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın...

aynı kağıdın ön ve arka yüzleri gibiyiz..
sonsuza dek beraber ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen...