Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ebola virüsü peygamberin yecüc mecüc hadisine uyuyor mu

YECÜC MECÜC (GOG MAGOG )

Yecüc ve Mecüc diğer adıyla gog ve magog Nuh’un soyundan türeyen iki millettir. Nuh as. Gemi ile kurtarıldıktan sonra evlatlarından gog ve magog isyan eder. Dünyada özgürce yaşamak isterler. Dünya hayatında Tanrı’ya bağlılığı ve yasalara uymayı reddederler. Dünya hayatını tercih ettikleri için ahrete inanmazlar. Dünyada her şeyi tatmak için sınırsız bir yaşam isterler. Hırsla dünya için yaşarlar ve amaçlarına ulaşmak için insanlara zarar verirler. İşte bu isyancı evlatlardan türeyen ve ona destek veren nesiller gün gelecek yeryüzünde güç ve egemenliğe kavuşacaktı.
Nuh’un soyu zamanla çoğalır. İnsanlar o zaman bir kentte yaşarlardı. Güçlü bir vesayet oluşmuştu. Fitneci bozguncu ve halklara baskı yapan bir krallık haline döndü. Ve yecüc ve mecüc ilk egemenliğini Babil’de oluşturmuştu. İktidar mücadeleleri nüfusun çoğalması, iç karışıklıklar ve yerel çatışmalar kavimlerin dağılmalarına ve göçlere neden olacaktı. Hedef dünya olunca insanlar zarar görüyorlardı. Baskılara dayanamayanlar ve yönetime kızanlar göçlere başladılar. Nuh’un evlatları kabile kabile dağılmaya başladılar.
Aradan zamanlar geçti. Tarihin bir döneminde kavimler göçü yaşandı. Gog ve magog kavimler göçü ile batıya göç etti. Anadolu üzerinden geçiş yapmışlardı. Bunlar ilk göç edenlerdi. Avrupa’ya şiddetli bir göç yaşandı. Yecüc mecüc 350-800 yıllarında kavimler göçüyle kuzeye ve batıya doğru ilerlediler. Bugünkü Rusya dahil İskandinav ülkeleri ve Avrupa ülkelerini oluşturdular. Germen, Frank gibi bugünkü Almanya, ispanya, Fransa, İngilizler gibi ülkelerin temelini oluşturdular. İşte bu halklar yecüc ve mecüc halklarıdır. Zamanla denizcilikte ilerlediler. Dünyaya sahip olmak ve kazanç derdinde oldukları için zamanla dünyanın tüm kıyı kentlerine yerleştiler.
Eski haritalarda özellikle Yahudi anlatımlarda Anadolu’da gösterilen Gog ve Magog ırkları aslında uydurmadır. Bunlara bakarak Türklere Gog Magog diyen Avrupalılar büyük bir yanılgı içindelerdir. Ayrıca 1071 yılına Müslümanların Anadolu’ya gelişiyle Rumlar, Ermeniler ve Anadolu’da yaşayan diğer milletler kuzeye ve batıya doğru göç etmişlerdi. 1200-1300 yıllarında her kavim bugün ki yerine neredeyse oturmuş hale gelmiştir. Kavimler göçü tam bin yılı aşkın bir zaman almıştır. Ve hala etkisini de yaşamaktayız.
Yecüc ve Mecüc hakkında pek çok kutsal bilgilere rastlamaktayız. Hepsinin birbirine benzemesi çok dikkat çekicidir. Yahudi kaynaklarından ve İncil kaynaklarından edinilen bilgiler islam bilgileriyle örtüşmektedir. Daniel peygamberin görümleri ile Muhammed peygamberin rüyaları günümüze büyük ışık tutmaktadır. Pek çok peygamber’den ve dinlerden son dönemde olacaklara dair net bilgilere rastlamaktayız. Bu konuyla ilgili islami ayet ve hadisleri ele alacağız.
Hadislerden Yecüc ve Mecüc'ün Allah'a iman etmeyen bir topluluk olduğu anlaşılmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde şu şekilde buyurmuştur: ‘Mirac gecesi Allah beni Yecüc ve Mecüclerin yanlarına gönderdi; Onları dine davet ettim; kabul etmediler. Onun için onlar, Adem ve İblis neslinden, Allah'a asi gelenlerle birlikte cehenneme gireceklerdir.’
Dediler ki: "Ey Zu'l-Karneyn, gerçekten Ye'cüc Ve Me'cüc, Yeryüzünde Bozgunculuk Çıkarıyorlar, bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?" (Kehf Suresi, 94)
Dedi ki: "Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkan), daha hayırlıdır. Madem öyle, bana güçle yardım edin de, sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım."
"Bana demir kütleleri getirin", iki dağın arası eşit düzeye gelince, "Körükleyin" dedi. Onu ateş haline getirinceye kadar (bu işi yaptı, sonra dedi ki: "Bana getirin, üzerine eritilmiş bakır dökeyim." Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler. (Kehf Suresi, 95-97)
Ayetlerde bildirildiğine göre, Hz. Zülkarneyn kendisinden yardım isteyen kavme iki dağ arasında, sağlam bir sed yaparak yardımda bulunmuştur. Fesat çıkaranların kötülüklerine mani olmak için iki dağın arası tamamen kapalı büyük bir duvardır. Bu duvar o dönemde fesatçı topluluğun zulmünü durdurmuştur. Settin önemi o devir içindir. Bir süre sonra settin önemi kalmaz. Yecüc ve mecüc’ün serbest kalması siyasi şartlara bağlıdır. Sizce bir kavmi iki dağın arasına bir setle kapatsanız o kavimler o dağları aşamaz mı. Belli bir süre sonra tabi ki aşarlar. Hem de yüzlerce binlerce yıldır dağ aşamayan insanlar kavimler olamaz. İnsanlar yerin altında uzun yaşam da süremezler. Gökyüzünü görüyorlarsa mutlaka yanlardaki dağlardan dışarı çıkarlar. Ne kadar dik olursa olsun dağların üzerine çıkıp aşabilirler. Pek çok insan settin günümüze kadar kaldığına inanmaktadır. Gerçek öyle değildir. Set çok önceden yıkıldı ve görevini çoktan yitirmişti.
Dedi ki: "Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaa'di geldiği zaman, O, bunu (seddi)dümdüz eder; Rabbimin va'di haktır." (Kehf Suresi, 98)
Yecüc ve mecüc’ün bozgunculuk anlayışı insanlar içinde ilk başlarda değer görmemiştir. Din, yeryüzünde sağlamca bir süre hüküm sürmüştür. Bu bozguncu ve dünyacı Yecüc mecüc kavimleri güce erişip inanç engelini hemen yıkamayacaklardır. Zulkarneyn peygamber kendi dönemine Tanrı inancını çok iyi yerleştirmeyi başarmıştır. O dönemin bilim ve felsefesi inancı çok güçlü perçinlemişti. İnsanlar tarafından Tanrı ve yasaları değer görmektedir. Böylece inançsızların milletini oluşturan yecüc ve mecüc köşeye sıkışmış halde kalırlar. İnsanlar tarafından değer bulamazlar ve güce erişemezler. O dönemde inançsızlık ve dünya malı değer görmez. İnsanlar Zulkarneyn döneminde doğruluk ve barıştan ayrılmazlar. Ve Yecüc mecüc kavimleri dünya malına sahip olacak yönetimleri ele geçirecek güce erişemezler. Son peygamber Hz. Muhammet döneminden çok sonra ortaya çıkarlar.
Günümüze göre değerlendirildiğinde settin çok önce bir tarihte yıkıldığını düşünüyoruz. Yecüc ve mecüc’ün yeryüzüne yayılması, bozgunculuğa başlamaları ve küresel bir güç olmaları yüzlerce hatta binlerce yıl alacaktır. Ta ki Osmanlı’nın yıkılışına kadar. Yecüc ve Mecüc ilk ortaçağ Avrupa’sında ortaya çıkar. Avrupa’da inanan toplumlara cadı avı adıyla bir baskı başlar. İnananlar öldürülür.Ve zamanla inanç Avrupa’da yok edilir. 1453 sonrasında yeni bir çağ başlar. İnanç yine bir güç olarak ortaya çıkar. Ancak bu son dirençtir, bu son sıçrama uzun sürmez. 1600lü yıllarda inançsızlık hızlı şekilde yayılmaya başlar. Osmanlı’nın gerileme döneminde Yecüc ve Mecüc kavimleri iyice güç kazanır. 1914 yılına kadar mücadeleleri sürer. Birinci dünya savaşıyla siyasi şartları oluşur ve meşru konuma gelirler. Yönetimlere sahip olurlar. Soğuk savaşlar, Ortadoğu’ya savaşlar ve sömürgeci bir dünya yönetimi halini alır.Zamanla insanlar onlardan büyük sıkıntı çekerler.
"Nihayet Ye'cüc ve Me'cüc (sedleri) açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman" Yecüc ve Mecüc’ün sedlerinin açılması demek bu kavimlerin serbest kalacağı anlamını çıkartırız. Ayrıca buradan Yecüc ve mecüc adındaki iki kavmin her tepeden yayılması demek dünyanın her yerine yayılmış halde olduğunu da anlamaktayız. Dünyalık menfaatleri için yaşayan ve insanlara zarar veren her insan yecüc mecüc halkını oluşturmaktadır. Dünyanın her şehrinde inançsız olan ve zulmü yol edinen insanlar olduğu bir gerçektir. Hatta her ailede bile bu anlayışı görmekteyiz. Yecüc ve mecüc iki ırk değildir. İki ayrı dünya görüşünü yaşayan dinsiz topluluklardır. Her tepeden boşalması her beldede bu insanların serbestçe hareket edeceği ve insanlara zarar vereceği anlamı çıkartılmaktadır. Bu demek oluyor ki maneviyat ve din anlayışı yıkılacak. Maddeci ve inançsız bir anlayış ortaya çıkacaktır. İnançsız ve bozguncu bir nesil dünya egemenliğini kontrol altına alacaktır. Maddeci ve dünyacı olan bu insanlar dini istemeyen ve dünya için yarışan insanlardır. Haksızlıkla ve zorbalıkla dünya ve malına sahip olmak için uygun ortam bulduklarından harekete geçerler. Ve dünya malına sahip olmak için yarışırlar. Haksızlıkla sahip olurlar. Ve bu tip insanlar her yerde çevresine zarar verirler. Yecüc ve mecüc’ün serbest kalması böyledir. Mutlaka çevrenizde menfaatçi insanlar vardır. Bunlar yecüc mecüc halkını oluştururlar. Yecüc Mecüc insan soyudur. İki ırk değildir, iki millettir. Aynı zihniyeti taşıyan ve benzerlik gösteren iki halk gurubudur.. Nuh’un ilk evlatlarından orantısal olarak günümüze gelişini düşünürseniz insanların üçte birini oluştururlar.
Hz. Muhammet, Allah’ın yaşam senaryosunu ve sonda olacakları merak eder. Dünyanın sonunu ve yaşanacakları önemser. İnsanların ve insanlığın sonunu merak eder. Muhammed böyle bir psikolojideyken kıyamete yakın yaşanacaklara dair rüyalar görmeye başlar. Allah, Muhammed’e kıyamet dönemindeki olayları açar Muhammed’i rüya ve vahiy yoluyla bilgilendirir. Kıyamet dönemine ait büyük alametleri anlatan hadisler günümüze ışık tutmaktadır. Peygamberimizin Mehdi, Deccal ve Yecüc mecüc gibi büyük kıyamet alametleri ile ilgili rüyaları çok dikkat çekicidir. Yecüc ve mecüc ile ilgili ayet ve hadislerin oluşturduğu hikmetli bilgileri açıklamaya çalışacağız.
Hz. Muhammet yine bir gün rüyasında Yecüc ve Mecüc ile ilgili rüya görür ve telaş içinde bunu ashabıyla paylaşır. Eliyle işaret eder. ‘Yecüc ve mecüc bugün setten şu kadar bir gedik açtı.’ der. Yani bu rüyadan peygamberimizin döneminde bile bozgunculuğu yol edinmiş ve dini yıkmaya çalışan bir anlayışın mücadelesi olduğunu anlamaktayız. Peygamberin zamanında dahi bozgunculuğa çabaladıklarını yeryüzünde hakimiyet kurmak için çalıştıkları anlaşılmaktadır. İnananların egemenliği o dönemde daha güçlüydü. Farklı ümmetler de olsa dinsizlik o dönemde tutulmazdı. Dünya için yaşayan insanların çabaları sürekli artacak ve gün gelecek dinsizler dünya egemenliğini sağlayacaklardı. Bu dinsiz milletler Yecüc ve Mecüc topluluğunu oluşturacaktı.
Başka bir hadiste:"...Sedde açılan delikten insanların üzerine boşanırlar. (Dünya için yaşayan inançsızlar, dünyaya sahip olmak için hiçbir yasa tanımazlar. Yeryüzünde insani hakları savunan merkez yıkılınca hırsla dünyaya sahip olmak için fırsat bulurlar. İnsanlığı ve dini savunan küresel bir merkez kalmayınca hesapsızca ve sorgusuzca haksızlıkla ve gaspla dünyaya sahip olmaya başlarlar. Büyük bir dünya hırsı ve acımasızca bir dünya yarışı başlar. İnsanlar dünya malına sahip olmak için çabalarlar. Artık serbest kalırlar.

Hatta Allah adını bile kullanırlar. İngilizlerin marşında Allah ifadeleri bile vardır. Osmanlı’nın gerileme döneminde dünya hırsı ile yaşayanların serbest kaldığını görmekteyiz. İlk İskandinav ülkelerinden ve Avrupa ülkelerinden insanların üzerine boşanırlar. Hırsız korsanlar gelirlerini ticaretle meşrulaştırırlar. Modern bir sömürgecilik başlar. Önlerine çıkan suları içip, kuruturlar. (Her beldeye girerler ve oranın zenginliklerini sömürürler. Zengin ve bereketli kıta olan Amerika’yı gasp etmeye başlarlar.Orada ormanlıklar bolluk ve bereket vardır. Petrol çıkarırlar ve bir enerji yarışı başlar. Tarihe de Amerika kıtasını keşfettik yalanını söylerler. O bölgenin yerel halklarını öldürürler. Kızıl derililer, maya ve inka soyları öldürülür. Kıtayı sömürmeye başlarlar. Beraberinde bir dalga da Afrika’ya girdi. Her bölgede dinsiz ve dünyacı insanlar vardı. Kendiliğinden organize olmaya başladılar. Çünkü meydan boş kalmıştı. İnananların düzeni sahipsizdi. Dini güç zayıflayınca yasasızlık hakim olmaya başladı. Kanunsuzca herkes kendi bölgesinde zulme koştu. Afrika’da altın ve elmas madenlerini sömürdüler. Yerel halklarını köle yaptılar. Böylece önlerine çıkan gölü yani zenginlikleri içip kurutuyorlardı.)İnsanlar onlardan korkup kaçarlar. (İnsanlar (yani mazlumlar ve inananlar) dünya için yarışan ve savaşan hırslı milletten çekinir ve korkar oldular. Çünkü dünyacı milletler silah ile güç kazanmıştır. Zorbadırlar ve öldürmekten hiç çekinmiyorlardır. Tanrı inancı olmadığından dinsiz bir anlayışla ve dünya hırsıyla önlerine çıkanı eziyorlardı. Kirli fikirlerini insanlara empoze ediyordu. Mazlum durumuna düşen inananlar çaresiz bir durumda kalırlar. Bu insanlar ahrete inandıkları için dünya hırsında olup haksızlıkla kazanmazlar, silahlanarak insan öldürmezler işte bunlar bu dönemde mazlum durumuna düşerler. Ve bu kötü dönemde kötülerden uzaklaşırlar onların döneminde sessiz kalırlar. Ye'cüc ve Me'cüc göğe bir ok atar. ( Dini ve tek tanrı inancını yok edecek teoriler, fikirler ve kafa bulandırıcı yalanlar söylerler. Evrim teorisi, uzayda canlılar var yalanı, ve daha nice şeylerle dine karşı kullanılır. Dine savaş açarlar ve dini değerleri çürütmeye çalışırlar. Halkları dinsizleştirmeye çalışırlar. Bu ok kana bulanmış olarak kendilerine geri döner. Şöyle derler: " 'Arzda olanları ezim ezim ezdik, semada olanları da alçaltıp alt ettik.'( Tanrının dinini zayıflattık, insanları dinsizleştirdik. İnanan halkları ezdik. Dünya için yaşayan, arzularına yenik düşmüş milletler oluşturduk. Savaşlar çıkardık ve insanları birbirine düşürdük dediler. İnancı yıktık ve tanrının yasalarını itibarsızlaştırdık.Allah ve melekleri bile bize güç yetiremedi derler.Allah onları enselerinden yakalayacak bir kurt gönderir. Bu kurt onları toptan helâk edip, her birini parçalanmış hâlde yere serer. (Ense güç demektir. Rüyada kurtçuğun enseden gözlenmesi gücünü zayıflatarak yok edecek anlamını taşımaktadır. Büyük bir salgını nitelemektedir.) Dünyayı kötü hale getiren bu bozguncu yönetimler ve bunlara destek veren halklar büyük bir taun veya virüs ile karşılaşırlar. Muhammed'in nefsini elinde tutan Zat'a yemin olsun ki, yeryüzündeki bütün hayvanlar, onların etinden yiyerek canlanır ve semirir." (Bu dünyacı kafir halkların toplu ölümler yaşayacağını söylemektedir.
Kuran'da bildirildiğine göre sed yıkıldığında Yecüc ve Mecüc her tepeden akın edecektir. Silah üstünlüğü sağlayan ve gemilerle yola çıkan korsanlar gün gelecek büyük bir krallık kuracaklardı. Haramilerin kuracağı bu krallık ABD ve batı egemenliği olarak karşımıza çıkacaktı. Osmanlı gerileme dönemine girmiş ve korsanlık yapanlar uzak kıtalara giderek bölgelerin zenginliklerini gasp etmeye başlamışlardır. Osmanlının egemenliği zayıfladıkça haksızlığı yol edinenler dalga dalga bu ekole katılıyordu. Haksızlık üzerinden kazanç dönemi başlamış ve hukuksuzluk güç kazanmıştır. Hukuksuzluğu yol edinen hırsızlar, dünyaya sahip olmak için zulme başlamışlardı. Her geçen gün korsanlar İskandinav ülkelerinden ve Avrupa’dan dünyaya yayılmışlardır. Bilindik topraklara yönelik gasplarına da coğrafi keşifler adını uydurmuşlardır. Osmanlı zayıflayınca her kıta gittiler. Yerel halkları öldürdüler. Köle yaptılar. Her şehirde taraftarları harekete geçti ve şeytanın saltanatı kurulmuş oldu.
Küresel istikrar zayıfladı, insani değerleri savunan merkez güç kaybetti ve meydan kötülere kaldı. Yeryüzünde evrensel değerleri barışı ve doğruluğu savunan merkez devrildiğinde Yecüc ve mecüc ortaya çıkacak ve bozgunculuğa başlayacaklardı. Osmanlı yıkılınca insanlığa sahip çıkan halifelik merkezi yıkıldı. Sonra ABD küresel bir güç olarak ortaya çıktı ve dünyanın jandarmasıyım. dedi. Evrensel değerlere sahip çıkıyoruz dediler. Yeryüzünün halifesiyim niyetini temsil ederek peygamberlik ilanı yaptılar. Adaleti düzeni ve barışı sağlayacağız ve insanlığın takipçisiyiz dediler. Ama hiç de dedikleri gibi olmadı. Petrol şirketleri ve para babalarının yönettiği bir krallık oldu. Savaşlar ve ortadoğuya saldırılar gözlendi Yalan, uydurma ve komplo siyaseti gözlendi. İnsanları birbirine düşürdüler ve dine saldırarak kendilerinin doğru yolda olduğunu iddia ettiler.
Yeryüzünde Tanrı inancı yıkılırsa hesap gününe inanç zayıflar ve böyle bir durumda insanlar dünyayı hedef yaparlar. Dünyaya ve içindekilere sahip olmak için başkasının malını gasp ederler, insan öldürürler, zina ederler. Yani Tanrı’nın on emrini veya ayetlerini çiğnerler. Suç işlemek serbest olur. Yecüc ve mecüc’ün dönemi böyle bir dönem olacaktır. Çünkü böyle bir dönemde insanlar büyük sıkıntı çekerler. İnsani değerler zayıflar. Evrensel değerler çiğnenir. Para ve mal hedef yapıldığında insanlık büyük bir yıkıma uğrar. Nitekim son üç yüz yılda böyle bir dönem yaşadık. Coğrafi kesifler adıyla kıtalara ve topraklara gasp dönemi, birinci dünya savaşıyla yönetimlere yerleşen inançsızlar dönemi, Petrol savaşları, enerji mücadelesi, silahlanma ve savaşlar dönemi gördük. Tanrı inancının yıkıldığı ve yeryüzünde her şeye maddesel olarak bakıldığı bir dönem gördük.

O gün hangi gün? Ye'cüc ve Me'cüc'ün serbest bırakıldıkları gün yeryüzüne akın edecekler. Din güç kaybedince hırsla dünyaya sahip olmak için mücadele edecekler., Zülkarneyn Aleyhisselâm'dan önce olduğu gibi hatta daha şiddetle bozgunculuğa ve saldırıya başlayacaklar. Yecüc ve mecüc devrinin başlaması insanlar arasındaki adil düzenini bozulması dinin yıkılması anlamına gelmektedir. Birlik kardeşlik barış büyük zarar görecek. Çünkü dünya malı için çekişme dostlukları bitirdiği gibi kardeşlikleri yıkmaktadır. İki öz kardeş baba verasetinden dolayı nasıl düşmanlık yaşıyorsa dünyaya sahip olmak için edilen mücadele de insanları, milletleri ülkeleri birbirine düşman etmektedir. Yecüc ve mecüc’ün döneminde toprak ve yeryüzü zenginlikleri için insanlar birbirini öldürmeye başlar. Osmanlı birleştirici, uzlaştırıcı ve yapıcı bir güce sahipti. Barışı ve adaleti korumaya çalışan bir ülkeydi. Dünya son üç yüz yıldır Osmanlı egemenliğinden çıkmıştı. Osmanlı mükemmel değildi ama iyiliğin de son temsil ülkesiydi. Osmanlının yıkılışıyla insanlığın başı boş kaldı. Evrensel değerler çiğnendi. Para, dünyayı yönetmeye başladı. Para babaları ülkeleri yönetir oldu. Küresel güç haline geldiler. Silahlanma yarışı, petrol savaşları, 11 eylül komplosu hep bunlardan çıktı. Osmanlının egemenliği kaybolunca Yecüc Mecüc’ün tam egemenlik dönemi başlamış oldu.
Yecüc ve mecüc’ün ortaya çıktığı zaman kıyametin çok yakın olduğu bir zamandır. Ye'cüc ve Me'cüc'ün ortaya çıkışı şöyledir. Ortaçağda inanca karşı savaş açarlar ve inananları cadı avı adında öldürürler. Ve Avrupa’da ortaçağda pek çok inananın ölümüne neden olurlar. Daha sonra yecüc mecüc güç kazanarak sedden insanların üzerine boşaldığı yıllar 1600’lü yıllardır. Bu dönemde İskandinav ülkelerinden ve Avrupa ülkelerinden gemilerle yola çıkan korsanların gelirleri cazipleşir ve hukuksuzca kazanma yolu tüm ülke halklarına yayılır. Güce erişip dünyayı felakete sürükleyecekleri zaman 1908-2008 zamanlarıdır. Yecüc ve mecüc birinci dünya savaşı ile tam küresel egemenliği sağlar ve sonrasında deccal ortaya çıkar. Ve anlatılanlar günümüz zamanını tarif etmektedir. Tamamen anlatılanlara uygun kıyametsel bir dönem yaşamaktayız. Nasıl ki 1908-1923 yılları arasında yecüc mecüc kavimleri küresel egemenliği sağlayabildiler ise 2008-2023 yıllarında da küresel egemenliklerini yitireceklerdir.
Ve artık tarih değişime uğradı. Tanrı doğruyu göstermeye ve kötüleri temizlemeye karar verdi. Küresel bir değişim başladı. 2008 küresel krizi değişimin ilk sinyalini verdi. 21 aralık 2012 değişimin kırılma noktasıydı. 1 Agustos 2014 inananların direnişinin güçlendiği ve şiddetle bastırıldığı bir dönem yaşandı. Günümüzde Yecüc ve Mecüc’ün egemen olduğu yönetimlere karşı uyanış ve halk hareketleri başladı. Ve farkında olmadan kıyametsel bir gerçeği yani Armageddon savaşını yaşamaya başladık. Aynen kutsal kitaplarda tarif edildiği gibi kötüler ve yolsuz yönetimler mazlum halkları ve inananları bastırmaya başladılar. Yönetimlere yerleşmiş ve vesayetini kurmuş olan yecüc ve mecüc halkları, bu halk uyanışını şiddetle ve öldürerek bastırmaktadır. Nitekim Suriye, Irak, Libya, Mısır, Ürdün, Afganistan, Pakistan, yemen ve Afrika’da yaşananlar bunu göstermektedir. Bu arada Allah afetlerle yeryüzünü kılıçtan geçirmeye başlar. İnsanlar buna kürsel ısınma veya iklim değişikliği derler. Gerçek olan ise ‘Armageddon’ yaşanıyordur. Çünkü Armegeddon da savaşacak olan inananlar değil Allah’ın kendisi ile inançsızlardır. İnançsızlar güçlü olduklarından gelişmiş silahlarla inananları ve Ortadoğu halklarını öldürürken Allah da afetlerle yeryüzündeki inançsız yecüc ve mecüc halklarını kılıçtan geçirecektir. Yeryüzüne yayılmış olan bu halklar fikren inananlara saldırıları desteklediklerinden dolayı başları felaketlerden kurtulamayacaktır.Hz İsa, siyaset ile bu kötü yönetimlerle mücadele eder. Küresel ortamda hakkı söyler. Filistinlilerin öldürülmemesi gerektiğini, Irak’a neden saldırıldığını, Suriye’de halkın kendisini yönetmek istemesiyle Esad diktasına karşı olunması gerektiğini söyler. Küresel yönetimi tekelinde tutan ve silah üstünlüğünü sağlayan küresel güçlere karşı sözlü mücadele etse de güçlü olduklarından onları durduramayacak. Onların hakka yönelmesini başaramayacak ve küresel vesayet hakka yanaşmayacak. Güçlü olmaları nedeniyle dinsiz yecüc mecüc kavimleri kimseyi dinlemeyecek. Bunun üzerine İsa ve inananlar Allah’a dua ederler. Böylece yok oluşlarını hazırlayacaklar. Ve yeryüzü sert bir değişim yaşayacak. Büyük afetler gözlenecek ve keskin geçiş dönemleri yaşanacak.
Yecüc ve Mecüc’ün yok oluş süreci, Hz İsa’nın inançsızlarla ve yeryüzündeki kötü yönetimlerle mücadelesiyle başlar. Hz İsa, dünyaya sahip olmak için çabalayan mevcut yönetimlerin gitmesi gerektiğini inançlı halkların adil ve Tanrı yasalarıyla kendilerini yönetmesi gerektiğini destekler. Hz isa, Yecüc Mecüc halklarıyla mücadele ederken onlar da inanan halkları öldürmeye başlarlar. Bugün ki Suriye Irak Ortadoğu ve Afrika’da olduğu gibi. Halklar öldürülür. Hz isa, bozguncu küresel güçleri doğru yola çağırır ama onlar yanaşmazlar ve inanan halkları şiddetle bastırmayı seçerler. Yecüc ve Mecüc halkı olan küresel güçler savaş ile inanan halkları bastırırlar. Hz İsa, güçlü olan bozguncu Yecüc Mecüc kavimleriyle siyasetle mücadele eder savaşla mücadele edemez. Çünkü güçlü değildir ve yecüc mecüc’ün sayıları fazladır. Yeryüzünde mazlum ve çaresiz halklar çoktur. Hz İsa hakkı söyledikçe yecüc mecüc zulümde ileri gider. Onların zulümlerine karşı Allah’a dua eder. Beraberinde taraftarı halklar da dua ederler. Yeryüzünde büyük ve yaygın bir virüs çıkar. Ve inançsız yecüc mecüc halkları bu virüsten kırılırlar. Koyun ve develerde olduğu gibi, kitle halinde ölürler. Leşlerinden yeryüzünü kötü bir koku kaplar. Hz. İsa bu seferde bu kokunun giderilmesi için dua eder. Hz. İsa, Hak Teala'ya tekrar ellerini kaldırır; onları nasıl getirdiyse öyle bitirmesi için dua eder. Hak Teala derhal bir takım kuşlar gönderir; bu kuşlar onların leşlerini Hak Teala'nın bildirdiği uzak bir yere atarlar. Bundan sonra Cenab-ı Hak bir yağmur yağdırır. Bu yağmur yeryüzünü tertemiz eder ve yeryüzü tekrar ma'mur hale gelir. Cenab-ı Allah , bitki bitirmesini, yeniden yemişler vermesini yeryüzüne emreder.Halk o kadar nimete doyar ki, bir narı bir cemaat yese doyar. O narın kabuğunu çadır ederler. Süt o kadar bol olur ki, dünya keçi sütüne gark olur.Aynı zamanda bir devenin sütü bir cemaati bol bol doyurmaya yeter. (yani müthiş bir bereket dönemi başlar.) Cihan halkı bu hal içinde iken en az bin yıl geçer.

Yecüc ve mecüc kavimleri nuh’un soyundan türemiş ve nesilleri günümüze kadar çoğalarak gelmiştir. Bu ilk isyanı yapan evlatlar, orantısal olarak artacak ve kıyamet döneminde insanların üçte birini oluşturacaktır. Kıyamet zamanı yecüc ve mecüc kavimlerinin yok edilmesi ve hadislerde bildirilen insanlardan üçte birinin ölmesi bu nedenledir.
Deccal, dinsel hükümlerini ortadan kalktığı bir dönemde şeytanın telkinlerine ve kurallarına göre hareket edecek. O gün insanları birbirlerine bağlayan unsurlar bozulmuş olacak.Deccal’in liderlik ettiği Yecüc mecüc dönemi, yeryüzündeki toplumlarda anarşizme, kargaşaya, bozgunculuğa yol açacak.
Son dönemlerde başta İslam alemi olmak üzere, dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan kargaşa, çatışma ve anarşi Deccal'in ortaya çıktığının göstergelerinden biridir. Bu dönem bir hadiste "... (O sırada) fitneler, karışıklıklar, ihtilaller çok olur da insanlar birbirlerini öldürürler. İnsanlar kendi canlarına kıyarlar ve yeryüzünü belalar kaplar." şeklinde tarif edilmektedir.
Hadislerde haber verilen bilgiler, Deccal'in, yeryüzünde karışıklığı ve zulmü teşvik edeceğini, hatta organize edeceğini göstermektedir. Sürekli kan dökülmesi, insanların katledilmesi, savaşlarda masumların öldürülmesi, düzenin bozulması, devlet terörünün neden olduğu korku ve tedirginlik Deccal'in teşvikiyle yaygınlaşmaktadır. Deccal'in tam anlamıyla ortaya çıkması şiddetinin daha da artacağı hadislerde bildirilmektedir. Deccal'in yeryüzünde bozgunculuğu yayarak Yecüc ve Mecüc’ü organize edeceği bilinmektedir.
Deccal ve yecüc mecüc dönemi birlikte yaşanacaktır. Ve o zamanda Meryem oğlu İsa da ortaya çıkar. Yeryüzü en önemli dönüm noktasını yaşamaktadır. Dünya lideri Deccal, bozgunculuğu yol edinmiş yecüc ve mecüc kavimlerine öncülük etmektedir. Bu sırada Meryem oğlu İsa Deccal’in liderlik ettiği Yecüc ve mecüc kavimlerine karşı mücadele eder. Ve sonunda Allah’a dua ederek zafer kazanırlar. Tüm hadisler bu şekildedir.
Hadislerde Hz. İsa’nın Deccal’i fikren mağlup edip (savaş ile değil), yok edeceğine dair birçok açıklama bulunmaktadır. Bu konuyla ilgili bazı hadislerde şu şekilde buyurulmaktadır:

İşte o sırada Allah'ın düşmanı olan (Deccal, hz. isa'yı görünce tuzun suda erimesi gibi erir gider.) Küresel bir lider olan deccal, dünya lideri olarak egemenliğini sürdürmektedir. Kötülüğün önderi olan deccal, yalan ve hile ile insanları aldatarak ve savaş siyaseti yapmaktadır. Hz.İsa aynı dönemde bir ülkenin lideri olarak ortaya çıkar. İsa’nın hakkı söylemesi ve gerçekleri haykırması Deccal’i zayıflatır. Deccal ortalığa fitne saçarken cenab-ı hak, mesih meryem oğlu isa'yı gönderir... Deccal, insanları birbirine düşürecek fitneler organize ederken (11 Eylül saldırısı gibi) Allah Meryem oğlu İsa’yı insanlara kurtarıcı olarak gönderir.nefesini idrak eden her kafir mutlaka yok olur. İsa’nın hakkı söylemesi ve doğruları haykırması inançsız olan kafiri gözden düşürür ve değersizleşir. Böylece yalan ile yürüyen her kafir lider, insanların nazarında itibarsızlaşır. Gözden düşer. Bu da nefesini idrak eden her kafirin ölmesi anlamına gelir. isa (a.s) deccal ile lüdd kapısında (beytül makdise yakın bir belde) karşılaşır ve onu yok eder.23 Gazze saldırısı ve Flistin meselesi üzerinden birbiriyle çatışırlar. Çünkü lüdd kapısı orayı işaret etmektedir. Ve isa gerçekleri söyledikçe Deccal kaybeder ve deccal’in dünya egemenliğini bitirir. Böylece Deccal’in devri son bulur destek aldığı yecüc ve mecüc halkları da yok olur.
Peygamberimiz Hz. Muhammed hadislerinde, Yecüc ve Mecüc’ün yok edilmesinde Hz. İsa’nın dualarının vesile olacağını bildirmektedir. Yecüc ve Mecüc her tepeden saldırmaya başlarlar. Ve uğradıkları her suyu içip tüketirler, karşılaştıkları herşeyi bozup altüst ederler, bunun üzerine halk feryad ederek Allah’tan yardım diler. (HZ. İSA) ALLAH’A DUA EDEREK Yecüc ve Mecüc’ü öldürmesini isteyecek. Mazlumların duası kabul olacak ve yer onların leşleriyle pis pis kokacak. İsa , Allah’a tekrar dua edecek. Allah da bir su gönderecek ve o su onları taşıyıp denize atacaktır.25
Sonra Allahu Teala, Yecüc ve Mecüc'ü gönderir... Sonra Allah'ın peygamberi HZ. İSA ve arkadaşları mücadeleleri sonrasında Allah'a dua ederler de, Allah Teala düşman ordusu içinde deve ve davarların burunlarında olan BİR KURDU GÖNDEREREK ONLARIN HEPSİNİ, bir tek insanın ölümü gibi helak eder...26
Hz. İsa arkadaşlarıyla birlikte onların şerrinden kurtulmaları için Allah’a dua edecekler. Allah onlara gökten boyunlarındaki kanı emmek için kurtlar gönderecek, hepsi ölecekler... ses ve sedaları çıkmaz olacak.27
Yecüc ve Mecüc’e musallat olacak olan hastalık hakkında hadislerde birçok bilgi verilmektedir:
Müteakiben (ardından) Yüce Allah onların başlarına (bela olarak) boyunlarına ve kafataslarına koyun ve deve kısmının burun kurtlarını gönderir de bu kurtlar onların hepsini (bir anda) öldürüp helak eder.29
Sonra Allah Teala onların üzerine deve ve koyun cinsine ait burun kurdu denilen hayvanlar ve mikroplar yağdırır da bu mikroplar onların enselerinden yakalayıp hepsini öldürür...30
Hadislerden Yecüc ve Mecüc kavmine bir hastalığın musallat olacağı ve bu şekilde Yecüc ve Mecüc fitnesinin son bulacağı anlaşılmaktadır.
Peygamberimiz (sav) bir hadisinde "Yecüc ve Mecüc orduları da kimi kiminin üstüne bindirilmiş halde çekirge ölümü gibi öleceklerdir."31 buyurmaktadır. Yecüc ve Mecüc’ün ölümleri, çekirgelerin ölümlerine benzetilmektedir. Çekirgeler normal zamanda az sayıda iken, bir anda gelişip bulundukları yeri talan ederler. Ölümleri de aynı şekilde ani ve toplu olur. Yecüc ve Mecüc’ün ölümü de çok büyük bir ihtimalle bu şekilde olacaktır.Günümüz de de benzer bir durum yaşanmaktadır.
Ebola virüsü hadisteki kurtçuğa benzemektedir. Ebola virüsünün resimlerini herkes görmüştür. Kurtçuğa benzer, uzun solucan şeklinde bir virüstür. Solucan gibi iplikimsi ve spral şekildeki ebola virüsü hadislere tamamen uymaktadır.
Hz. Muhammet son döneme ait rüyalarında, dinsiz kavimlerin enselerinden emen kurtçukları görür. Ense rüyada gücü ve dayanıklılığı temsil etmektedir. Hadislere tamamen uymaktadır. Ebola insanın önce gücünü azaltıyor. Zayıflatıyor.
Ebola ilk hristiyan misyonerleri hedef aldı. Hatta bir misyoner ülkesine gönderildi. Müslüman olmayan Afrikalılar Ebola’dan fazlasıyla etkilenecektir. Fransız, Amerika ve ispanya güçleri Afrika’da Müslümanları öldürmeye başlamışlardı. Müslümanların direnişine de Boko haram dediler. Ve küresel medyaya da inananların direnişini kötülediler. Canilik gibi gösterdiler.batılı güçler ve Hristiyan Afrikalılar silahsız ve zayıf Müslümanları öldürmeye başladılar. Tanrı da düşmanlarına karşı silahlanmıştı. Böylece bölgede Ebola kaçınılmaz olarak çıkmıştı.
Ebola virüsünün çıkış yerine bakarsanız Batı yanlısı olan ve din karşıtlığıyla bilinen batı Afrika halklarında ortaya çıkmıştır. İngiltere ve Fransa’ya destek veren halklarda ortaya çıkmıştır. Hristiyan olan Afrika ülkeleri ve batı Afrika’daki hristiyan yanlıları bu yecüc mecüc halklarındandır. Bu bölgelerde ölümler bir başlangıçtır. Virüsler çok hızlı yayılacaktır. Ve her yerdeki inançsız insanlara (yecüc mecüc halklarına) bu ölümler yayılacaktır.
Yecüc ve mecüc halkları çoğunluğu İngiltere-Fransa ve Rusya’dan oluşan üçlü bloğunun sonucunda ABD ve batı egemenliği olarak ortaya çıkmaktadır. Bu egemenlik zamanla bozgunculuğa dönüşmüş müslüman ve mazlum halklara saldırı yapan bir medeniyet haline gelmiştir. Afganistan, Irak savaşı gibi başlayan süreç müslüman Ortadoğu halkına zulme dönüşür. Amerika ve batı siyaseti yecüc mecüc’ün bozgunculuğunu doğrulamaktadır. Bu halklara destek veren yerel halklar yecüc mecüc halkını oluşturmaktadır. Avrupa ve Amerika’nın islama yönelik yaptıkları siyaset tamamen ötekileştirme ve kıyımdır. Aslında bunların yaptıkları gerçek hristiyanlıkla hiç bağdaşmaz. Onlar hristiyan bile değillerdir. Dünya için çabalayan, bozgunculuk eden, savaş siyaseti yapan, dinsiz, sapıtmış evangalist diye adlandırılan şeytani bir mezheptir. Yecüc ve Mecüc halkları bunlardan oluşmaktadır.
2014 yılında başlayan Ebola virüsü hızla tüm ülkelere ve kıtalara yayılacaktır. Virüsler çeşitlenecek ve serpilecektir. 2021 yılına gelindiğinde Ebola’dan çok sayıda insan ölmüş olacaktır. Genellikle dünyacı ve Tanrı karşıtı olan yönetimlere yerleşerek insanlara zarar veren halklardır. Ve devamında kendilerini inanan zanneden hristiyan evangalistlerin ölümleriyle devam edecek. Bu virüsler tüm inançsızlara yayılacaktır. Bozgunculuğu yol edinmiş. Haksızlıkla sahip olan. Dünya için çabalayan ve Tanrı’ya ahirete inanmayan halklar Ebola’nın türlerinden ölecekler. Ebola sürekli tür değiştiren ve evrimleşen bir virüs olarak görülecek. Ve insanlar onunla başa çıkamayacaklar. Ölenlerin hepsi Yecüc ve Mecüc kavimleridir.
Hadislerdeki gibi bu dönemde Sadece Ebola’dan değil Ebolaya benzer birtakım virüslerden, kene, sivrisinek gibi insana zarar veren pek çok böcekten insanlar zarar görecektir.
Ebola gibi çeşitli virüsler önce Afrika’ya yayılacak. Sonra Avrupa’ya, Amerika’ya ve zamanla dünyanın tamamına yayılacaktır. Bu virüs tek cins olmayacak çeşitlenecek farklı türleri görülecek ve öncelikle inançsızları hedef alacaktır.

[ATTACH=CONFIG]222[/ATTACH]
Ebola’nın ne olduğundan çok ne amaçla ortaya çıktığı önemlidir.
Osmanlı devletinin yıkılmasıyla küresel istikrar zayıfladı, insani değerleri savunan merkez 1908’de güç kaybetti ve meydan kötülere kaldı. Yeryüzünde evrensel değerleri barışı ve doğruluğu savunan merkez devrildiğinde Yecüc ve mecüc ortaya çıkacak ve bozgunculuğa başlayacaklardı. Osmanlı çökünce insanlığa sahip çıkan halifelik merkezi yıkıldı. Sonra ABD küresel bir güç olarak ortaya çıktı ve dünyanın jandarmasıyım. dedi. Evrensel değerlere sahip çıkıyoruz dediler. İnsan hakları dediler. Ama hiç bunlarla örtüşmeyen bir siyaset yaptılar. Yeryüzünün halifesiyim niyetini temsil ederek peygamberlik ilanı yaptılar. Adaleti düzeni ve barışı sağlayacağız ve insanlığın takipçisiyiz dediler. Ama hiç de dedikleri gibi olmadı. Petrol şirketleri ve para babalarının yönettiği bir krallık oldu. Savaşlar ve Ortadoğu’ya saldırılar gözlendi Yalan, uydurma ve komplo siyaseti yapıldı. İnsanları birbirine düşürdüler ve dine saldırarak kendilerinin doğru yolda olduğunu iddia ettiler.
Yecüc ve mecüc devrinin başlaması insanlar arasındaki adil düzenini bozulması dinin yıkılması anlamına gelmektedir. Birlik kardeşlik barış büyük zarar görecek. Çünkü dünya malı için çekişme dostlukları bitirdiği gibi kardeşlikleri yıkmaktadır. İki öz kardeş baba verasetinden dolayı nasıl düşmanlık yaşıyorsa dünyaya sahip olmak için edilen mücadele de insanları, milletleri ülkeleri birbirine düşman etmektedir. Yecüc ve mecüc’ün döneminde toprak ve yeryüzü zenginlikleri için insanlar birbirini öldürmeye başlar. Osmanlı birleştirici, uzlaştırıcı ve yapıcı bir güce sahipti. Barışı ve adaleti korumaya çalışan bir ülkeydi. Dünya son üç yüz yıldır Osmanlı egemenliğinden çıkmıştı. Osmanlı mükemmel değildi ama iyiliğin de son temsil ülkesiydi. Osmanlının yıkılışıyla insanlığın başı boş kaldı. Evrensel değerler çiğnendi. Para, dünyayı yönetmeye başladı. Para babaları ülkeleri yönetir oldu. Küresel güç haline geldiler. Silahlanma yarışı, petrol savaşları, 11 eylül komplosu hep bunlardan çıktı. Osmanlının egemenliği kaybolunca Yecüc Mecüc’ün tam egemenlik dönemi başlamış oldu.
Yecüc ve mecüc’ün ortaya çıktığı zaman kıyametin çok yakın olduğu bir zamandır. Ye'cüc ve Me'cüc'ün ortaya çıkışı şöyledir. Ortaçağda inanca karşı savaş açar ve inananları cadıavı adında öldürür. Ve avrupada ortaçağda pek çok inananın ölümüne neden olur. Daha sonra yecüc mecüc güç kazanarak sedden insanların üzerine boşaldığı yıllar 1600’lü yıllarıdır. Bu dönemde İskandinav ülkelerinden ve Avrupa ülkelerinden gemilerle yola çıkan korsanların gelirleri cazipleşir ve hukuksuzca kazanma yolu tüm ülke halklarına yayılır. Güce erişip dünyayı felakete sürükleyecekleri zaman 1908-2008 zamanlarıdır. Yecüc ve mecüc tam küresel egemenliği sağlar ve deccal bu zamanda ortaya çıkar. Ve anlatılanlar günümüz zamanını tarif etmektedir. Tamamen anlatılanlara uygun kıyametsel bir dönem yaşamaktayız. Nasıl ki 1908-1923 yılları arasında yecüc mecüc kavimleri küresel egemenliği sağlayabildiler ise 2008-2023 yıllarında da küresel egemenliklerini yitireceklerdir.
Ve artık tarih değişime uğradı. Tanrı doğruyu göstermeye ve kötüleri temizlemeye karar verdi. Küresel bir değişim başladı. 2008 küresel krizi değişimin ilk sinyalini verdi. 21 aralık 2012 değişimin kırılma noktasıydı. 1 Agustos 2014 inananların direnişinin güçlendiği ve şiddetle bastırıldığı bir dönem yaşandı. Günümüzde Yecüc ve Mecüc’ün egemen olduğu yönetimlere karşı uyanış ve halk hareketleri başladı. Ve farkında olmadan kıyametsel bir gerçeği yani Armageddon savaşını yaşamaya başladık. Aynen kutsal kitaplarda tarif edildiği gibi kötüler ve yolsuz yönetimler mazlum halkları ve inananları bastırmaya başladılar. Yönetimlere yerleşmiş ve vesayetini kurmuş olan yecüc ve mecüc halkları, bu halk uyanışını şiddetle ve öldürerek bastırmaktadır. Nitekim Suriye, Irak, Libya, Mısır, Ürdün, Afganistan, Pakistan ve Afrika’da yaşananlar bunu göstermektedir. Bu arada Allah afetlerle yeryüzünü kılıçtan geçirmeye başlar. İnsanlar buna kürsel ısınma veya iklim değişikliği derler. Gerçek armageddon yaşanıyordur. Çünkü Armegeddon da savaşacak olan inananlar değil Allah’ın kendisi ile inançsızlardır. İnançsızlar güçlü olduklarından gelişmiş silahlarla inananları ve Ortadoğu halklarını öldürürken Allah da afetlerle yeryüzündeki inançsız yecüc ve mecüc halklarını kılıçtan geçirecektir. Yeryüzüne yayılmış olan bu halklar fikren inananlara saldırıları desteklediklerinden dolayı başları felaketlerden kurtulamayacaktır.Hz İsa, siyaset ile bu kötü yönetimlerle mücadele eder. Küresel ortamda hakkı söyler. Filistinlilerin öldürülmemesi gerektiğini, Irak’a neden saldırıldığını, Suriye’de halkın kendisini yönetmek istemesiyle Esad diktasına karşı olunması gerektiğini söyler. Küresel yönetimi tekelinde tutan ve silah üstünlüğünü sağlayan küresel güçlere karşı sözlü mücadele etse de güçlü olduklarından onları durduramayacak. Onların hakka yönelmesini başaramayacak ve küresel vesayet hakka yanaşmayacak. Güçlü olmaları nedeniyle dinsiz yecüc mecüc kavimleri kimseyi dinlemeyecek. Bunun üzerine İsa ve inananlar Allah’a dua ederler. Böylece yok oluşlarını hazırlayacaklar. Ve yeryüzü sert bir değişim yaşayacak. Büyük afetler gözlenecek ve keskin geçiş dönemleri yaşanacak.
Ebola virüsü hadisteki kurtçuğa benzemektedir. Ebola virüsünün resimlerini herkes görmüştür. Kurta benzer ama uzun solucan şeklinde bir virüstür. Solucan gibi uzun şeklindeki kurtçuklar iplikimsi ve spral şekildeki ebola virüsü hadislere tamamen uymaktadır.
Peygamberimizin kıyamete yakın dönemdeki hadislerinin yüzde doksanı kendi rüyalarına dayanmaktadır. Muhammet son dönemde olacakları merak eder. Müslümanlara ve inananlara neler olacak diye tasa içindeyken geleceğe ait rüyalar görmeye başlar. Deccal, mehdi, yecüc mecüc, dabbetülarz ve diğer kıyamet alametlerinin hepsi hakkındaki hadisler kendi gördüğü rüyalardan gelmektedir.
Hadiste enseden kurtçuklar emecek denilmiştir. Ense rüyada gücü ve dayanıklılığı temsil etmektedir. Hadislere tamamen uymaktadır. Ebola insanın önce gücünü azaltıyor. Zayıflatıyor. Kan kusturuyor ve kanlı ishal yaptırıyor.
Ebola virüsü çok hızlı şekilde yayılacaktır. Çıkış yerine bakarsanız batı .Afrika kıyılarıdır. İngiltere ve Fransa’ya destek veren halklarda ortaya çıkmıştır. Batı yanlısı olan ve din karşıtlığıyla bilinen batı Afrika halklarında ortaya çıkmıştır.
Yecüc ve mecüc halkları İngiltere-Fransa ve Rusya’dan oluşan üçlü bloğunun sonucunda ABD ve batı egemenliğini doğurmuştur. Bu egemenlik zamanla bozgunculuğa dönüşmüştür. Müslüman ve mazlum halklara saldırı hali onların döneminde gözlenir. Afganistan, ırak savaşı gibi başlayan süreçte Ortadoğu halkına zulmedilmiştir. Amerika ve batı siyaseti yecüc mecüc’ün bozgunculuğunu doğrulamaktadır. Bu halklara destek veren yerel halklar yecüc mecüc halkını oluşturmaktadır. Hristiyan olan Afrika ülkeleri ve batı Afrika’daki hristiyan yanlıları bu yecüc mecüc halklarındandır. Avrupa ve Amerika’nın islama yönelik yaptıkları siyaset ve kendi inanç şekilleri gerçek hristiyanlıkla hiç bağdaşmaz. Onlar hristiyan bile değillerdir. Dünya için çabalayan bozgunculuk eden savaş siyaseti yapan sapıtmış evangalist gibi şeytani bir mezheptir. Yecüc ve Mecüc halkları bunlardan oluşmaktadır.
Rabbin kendisi bir buyruk çağrısıyla yeryüzüne inecek. Gökten semavi bir ses birtakım ayete benzer yazılar duyulacak. Baş meleğin seslenmesiyle olaylar yaşanmaya başlayacak. Borozana (şura üflenecek) üflenecek ve İsrafil ordularıyla yeryüzünde savaş yapacak. Kafirleri tek tek öldürecek.
Muhammed’in bir hadisinde ‘O gün hz İsa yecüc ve mecüc ile mücadele edecek. En sonunda Allah’a dua edecek. Ve yecüc mecüc kavimlerinin boyunlarından kurtçuklar çıkacak. Hepsi ölecek. Allah’a bir daha dua edecek. Yağmur yağacak ve onların cesetlerini süpürecek.’
Erdoğan’ın siyaseti şuydu. Zalimlere karşı gücünle elinle mücadele edeceksin. Elinle mücadele edemez isen dilinle mücadele edeceksin. Dilinle mücadele edemez isen buğz edeceksin. Erdoğan bunu çok defa söyledi. Libya’da, Suriye’de, Somali’de, şimdi de ışid adıyla ırak ve dünyada söyledi. Ama bu inançsız dünyacılar Erdoğan’ı dinlemiyorlardı. Amerika’nın önderliğindeki batı medeniyeti Yecüc mecüc kavimleriydi. Hatta Amerikan yönetimine batı medeniyetine inananlara saldırmayı diye çok dedi. Yalan ve komplo ile küresel bilinci yöneten küresel bozgunculara karşı artık buğz etmekten başka seçenek kalmamıştı. Çünkü ışid toplantılarında ve iklim zirvesinde Türkiye’nin üzerine çok gittiler. Tehdit ettiler. Türkiye’nin ve Erdoğan’ın bu küresel haçlı birliğine karşı gücü yoktu. Hakkı söylemekten başka çaresi yoktu. Hatta bu Işid zirvelerinde hakkı bile söyletmediler. Bugz etmekten başka çaresi kalmıyordu. Erdoğan Allah’a dua ediyordu. Allah’ım şu bozguncular dünyayı sahiplenmişler inanan halkları öldürüyorlar. Onlara fırsat verme ve onların düzenini yık diye dua ediyordu. Ve küresel bozguncuları lanetliyordu.

2014 yılında başlayan ebola virüsü hızla tüm ülkelere ve kıtalara yayılacaktır. 2019 yılına gelindiğinde Ebola’dan çok sayıda insan ölmüş olacaktır. Genellikle dünyacı ve tanrı karşıtı olan ve kendilerini inanan zanneden hristiyan evangalistlerin ölümüyle başlayacak ve tüm inançsızlara yayılacaktır. Bozgunculuğu yol edinmiş. Haksızlıkla sahip olan. Dünya için çabalayan ve tanrıya ahirete inanmayan halklar ebola2nın türlerinden ölecekler. Ebola sürekli tür değiştiren ve evrimkleşen bir viris olarak görülecek. Ve insanlar onunla başa çıkamayacaklardır. Ölenlerin hepsi yecüc ve mecüc kavimlerinden oluşmaktadır.
Hadislerdeki gibi bu dönemde Sadece Ebola’dan değil Ebolaya benzer birtakım virüslerden, kene, sivrisinek gibi insana zarar veren pek çok böcekten insanlar zarar görecektir.
Ebola ilk batı Afrika’da gözlendi. Batı sömürgesindeki Hristiyan ülkeler bu hastalıklara yakalandı. Liberya, Sierra lone gibi ülkelerde çok görüldü. Ebola hristiyan misyonerleri hedef aldı. Hatta bazı misyonerler ülkesine gönderildi. Müslüman olmayan Afrikalılar Ebola’dan fazlasıyla etkilenecektir. Fransız, Amerika ve ispanya güçleri Afrika’da Müslümanları öldürmeye başlamışlardı. Müslümanların direnişine de Boko haram dediler. Ve küresel medyaya da inananların direnişini kötülediler. Canilik gibi gösterdiler.batılı güçler ve hristiyan Afrikalılar silahsız ve zayıf Müslümanları öldürmeye başladılar. Tanrı da düşmanlarına karşı silahlanmıştı. Böylece bölgede Ebola kaçınılmaz olarak çıkmıştı.
Ebola virüsü önce Afrika’ya yayılacak. Farklı türleri görülecek Avrupa’ya, Amerika’ya ve zamanla dünyanın tamamına yayılacaktır. Bu virüs tek cins olmayacak çeşitlenecek farklı türleri görülecek ve öncelikle inançsızları hedef alacaktır.
Işid terörü adıyla islama ve Müslüman toplumlara savaş açtılar. Batı, Arap baharına karşı haçlı birliğini kurdu. Irak ve Suriye’de inanan halklar bombalanırken dünyanın çoğu yerlerinde inananlara karşı bir savaş başlatıldı. Işid terörü adıyla normal Müslümanlar tutuklanıyor ve normal yaşamlarında büyük baskı görüyorlardı. Tam bu Işid’e savaş açtıklarında yeni bir virüs peydah oldu. Chinkungunya virüsü.
Latin Amerika'da yeni oluşan tropikal virüs tehlikesi gözlendi. Chikungunya virüsünün bir ayda 4 bin kişiyi etkilediğinden şüphe ediliyor.Dominik Cumhuriyeti'nde patlak veren ve yaklaşık 4 bin kişiye bulaştığından şüphe edilen tropikal virüs Chikungunya'nın, Latin Amerika ve Karayipler bölgesine yayılma tehlikesi taşıdığı bildirildi.
‘Allah onları enselerinden yakalayacak. Enselerinden kurtçuklar çıkacak ve hepsi kırılıp gidecek.’ Hz. Muhammed’in hadisleri günümüzde ortaya çıkıyor.
Ebola virüsü hadisteki kurtçuğa benzemektedir. Ebola virüsünün resimlerini herkes görmüştür. Kurtçuğa benzer, uzun solucan şeklinde bir virüstür. Solucan gibi iplikimsi ve spral şekildeki ebola virüsü hadislere tamamen uymaktadır.
Hz. Muhammet son döneme ait rüyalarında, dinsiz kavimlerin enselerinden emen kurtçukları görür. Ense rüyada gücü ve dayanıklılığı temsil etmektedir. Hadislere tamamen uymaktadır. Ebola insanın önce gücünü azaltıyor. Zayıflatıyor.
Ebola ilk hristiyan misyonerleri hedef aldı. Hatta bir misyoner ülkesine gönderildi. Müslüman olmayan Afrikalılar Ebola’dan fazlasıyla etkilenecektir. Fransız, Amerika ve ispanya güçleri Afrika’da Müslümanları öldürmeye başlamışlardı. Müslümanların direnişine de Boko haram dediler. Ve küresel medyaya da inananların direnişini kötülediler. Canilik gibi gösterdiler.batılı güçler ve Hristiyan Afrikalılar silahsız ve zayıf Müslümanları öldürmeye başladılar. Tanrı da düşmanlarına karşı silahlanmıştı. Böylece bölgede Ebola kaçınılmaz olarak çıkmıştı.
Ebola virüsünün çıkış yerine bakarsanız Batı yanlısı olan ve din karşıtlığıyla bilinen batı Afrika halklarında ortaya çıkmıştır. İngiltere ve Fransa’ya destek veren halklarda ortaya çıkmıştır. Hristiyan olan Afrika ülkeleri ve batı Afrika’daki hristiyan yanlıları bu yecüc mecüc halklarındandır. Bu bölgelerde ölümler bir başlangıçtır. Virüsler çok hızlı yayılacaktır. Ve her yerdeki inançsız insanlara (yecüc mecüc halklarına) bu ölümler yayılacaktır.
Yecüc ve mecüc halkları çoğunluğu İngiltere-Fransa ve Rusya’dan oluşan üçlü bloğunun sonucunda ABD ve batı egemenliği olarak ortaya çıkmaktadır. Bu egemenlik zamanla bozgunculuğa dönüşmüş müslüman ve mazlum halklara saldırı yapan bir medeniyet haline gelmiştir. Afganistan, Irak savaşı gibi başlayan süreç müslüman Ortadoğu halkına zulme dönüşür. Amerika ve batı siyaseti yecüc mecüc’ün bozgunculuğunu doğrulamaktadır. Bu halklara destek veren yerel halklar yecüc mecüc halkını oluşturmaktadır. Avrupa ve Amerika’nın islama yönelik yaptıkları siyaset tamamen ötekileştirme ve kıyımdır. Aslında bunların yaptıkları gerçek hristiyanlıkla hiç bağdaşmaz. Onlar hristiyan bile değillerdir. Dünya için çabalayan, bozgunculuk eden, savaş siyaseti yapan, dinsiz, sapıtmış evangalist diye adlandırılan şeytani bir mezheptir. Yecüc ve Mecüc halkları bunlardan oluşmaktadır.
2014 yılında başlayan Ebola virüsü hızla tüm ülkelere ve kıtalara yayılacaktır. Virüsler çeşitlenecek ve serpilecektir. 2021 yılına gelindiğinde Ebola’dan çok sayıda insan ölmüş olacaktır. Genellikle dünyacı ve Tanrı karşıtı olan yönetimlere yerleşerek insanlara zarar veren halklardır. Ve devamında kendilerini inanan zanneden hristiyan evangalistlerin ölümleriyle devam edecek. Bu virüsler tüm inançsızlara yayılacaktır. Bozgunculuğu yol edinmiş. Haksızlıkla sahip olan. Dünya için çabalayan ve Tanrı’ya ahirete inanmayan halklar Ebola’nın türlerinden ölecekler. Ebola sürekli tür değiştiren ve evrimleşen bir virüs olarak görülecek. Ve insanlar onunla başa çıkamayacaklar. Ölenlerin hepsi Yecüc ve Mecüc kavimleridir.
Hadislerdeki gibi bu dönemde Sadece Ebola’dan değil Ebolaya benzer birtakım virüslerden, kene, sivrisinek gibi insana zarar veren pek çok böcekten insanlar zarar görecektir.
Ebola virüsü önce Afrikaya yayılacak. Sonra Avrupa’ya, Amerika’ya ve zamanla dünyanın tamamına yayılacaktır. Bu virüs tek cins olmayacak çeşitlenecek farklı türleri görülecek ve öncelikle inançsızları hedef alacaktır.


Serbest Kürsü

MollaCami.Com