Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Küçük Yaşlarda Kumandan Olan Bir Sahabi: Hz. Üsâme Bin Zeyd ( R.A. )




Küçük yaşlarda kumandan olan güzel bir sahabiyi tanıyıp yâd edeceğiz bugün...

Buyrun yolculuğumuza iştirak edin...

***

Ömrünün 20 senesine yakınını Resûlullah’ın (asm) çok yakınında geçiren ve O’nun (asm) ahlâkıyla ahlâklanan mübarek bir sahabi...

O, Peygamber Efendimizin (asm) azatlı kölesi ve vefakâr hizmetçisi Zeyd bin Harise (ra). O, Resûlullah’ın (asm) evlâtlarının mürebbiyesi Ümmü Eymen’in evlâdı Üsame bin Zeyd (ra).

İslâm beşiğinde dünyaya gelmiş bu temiz ruhlu sahabi, kabiliyeti ve dirayetiyle küçük yaşlarda savaşlarda yer aldı. Hicret’in 8. senesinde teşkil edilen Harka Seriyyesi kumandanlığına getirildiğinde 14-15 yaşlarındaydı.

Adından en çok söz edilen hâdise ise başka bir seriyyenin kumandanlığıydı. Çünkü daha 20 yaşındaydı ve Hz. Ömer (ra) gibi birçok sahabinin kumandanıydı.

Maharetin ve liyakatin yaşta, soyda-sopta, hatta dinî noktadaki fazilette olmadığının ifadesi olarak Resûlullah (asm) Hz. Üsame’yi (ra) kumandan tayin edip “Haydi Allah’ın adıyla yürü” buyurmuştur.

Bu duruma karşı çıkanlar, dedikodu yapanlar oldu. Resûlullah (asm) bunları öğrendiğinde minbere çıkarak şöyle konuştu:

“Ey insanlar! Üsame bin Zeyd’in kumandanlığına karşı çıkıyorsunuz. Siz bundan evvel de onun babası Zeyd’in kumandanlığına dil uzatmıştınız! Allah’a yemin ederim ki, o bu işe lâyıktı. Allah’a yemin ederim ki, o, insanlar arasında benim en çok sevdiğim birisiydi. Allah’a yemin ederim ki, Üsame bin Zeyd de kumandanlığa lâyıktır.

Allah’a yemin ederim ki, o, babasından sonra benim insanlar arasında en çok sevdiğim birisidir. Şimdi onu size tavsiye ediyorum; çünkü o, sizin salih olanlarınızdandır.”

Hz. Üsame’nin kumandasında bulunanlar karargâhta hazırlık yapıyorlardı. Hz. Üsame Resûlullah’ı (asm) ziyarete gitti.

Resûlullah (asm) çok hasta ve baygın vaziyette idi. Hz. Üsame gözyaşları içinde Efendimizin (asm) mübarek ellerini öptü.

Bu sırada Resûlullah (asm) ellerini semaya doğru kaldırmış ve Hz. Üsame’ye (ra) duâ eder gibiydi. Hz. Üsame (ra) karargâha döndü ve ertesi sabah tekrar Resûlullah’ı (asm) ziyarete geldi.

Resûlullah (asm) iyileşmişti. Hz. Üsame’ye (asm) “Haydi Allah yardımcın olsun” diye duâ etti...

Ordu hareket etti. Cürf mevkiinde konakladıklarında Sevgililer Sevgilisi Resûlullah’ın (asm) vefat haberini aldılar.

Ordu tekrar Medine’ye döndü ve İki Cihan Serveri’nin fani âleme veda edişini uğurladı. Hz. Üsame (ra) Resûl-i Ekrem’in (asm) vücudunu kabre indirenlerden biriydi.

Hüzün hâkimdi cihanda. Yanıyordu yürekler. Habîbullah (asm) Rabbine kavuşmuştu.

Resûlullah’ın (asm) vefatından sonra “irtidat eden bedevî Araplar” meselesinde kumandanlığı Hz. Üsame’nin (ra) yapmasına muhalefet edenlere Hz. Ebubekir (ra) direnmiş ve “Resûl-i Ekrem’in (asm) kumandan tayin ettiği bir kimseyi ben nasıl azlederim?

Allah’a yemin ederim ki kaplanların beni parçalayacağını bilsem, Resûlullah’ın emretmiş olduğu bir orduyu seferden geri koymam!” şeklinde cevap vermişti.

Hz. Üsame (ra) ordunun başına geçti ve zafer müyesser oldu... Medine’ye döndü. Anne ve babasına çok bağlı olan Hz. Üsame (ra) babasının vefatından sonra daima onun için kurban kesti ve annesi için de hurma ağaçlarının mahsullerini yoksullara bağışladı.

Hicretin 54. yılında 60 yaşında iken vefat eden Hz. Üsame (ra) Peygamberimizden (asm) birkaç tane hadis rivayet etmiştir. Bunlardan ikisinin meâli şöyledir:

“Her kime bir iyilik yapılır, o da yapan kimseye ‘Allah seni hayırla mükâfatlandırsın’ derse, onun için en güzel duâyı yapmış olur.”

“Kıyamet günü bazı kimseler getirilip cehenneme atılır. Orada bağırsakları çıkarılan adam, eşeğin değirmenin çevresinde döndüğü gibi bağırsağın etrafında döndürülür. Cehennemlikler onun etrafında toplanıp, ‘Ey filan, sana ne oldu böyle? Sen dünyadayken iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmaz mıydın?’ derler. O da ‘Evet’ der. ‘Ben iyilikleri tavsiye ederdim, fakat kendim yapmazdım! Kötülüklerden sakındırırdım, fakat kendim uymazdım!’ diye cevap verir.”



Kaynak: Sahabiler Ansiklopedisi

ARZU KONAN

Allahu Teala razı olsun kardeşim,

ÖNDEN GİDENLER'in "SONA KALAN" takipçileri olarak yaşlarımızı ve yaptıklarımızı, bu mübarek, ,büyüklerimizin yaşları ve yaptıkları ile mukayese ederek başımızı iki elimizin arasına alıp derin bir muhasebe yapıp;sonra da o iki eli kaldırıp ulu dergaha açarak;

"Ya Rabbi!
Bizleri ve bizden sonrakileri,Bizden "ÖNDE GİDENLERİN" halleriyle hallendir.
Ecdadına layık evlat eyle.
Huzur-u mahşerde bizleri mahcub etme.
Bizleri lüzumsuz işlerden uzak eyle,süresi sınırlı ömrünü boş yere harcayan "ZAMAN ÖLDÜREN" kendi ömrünü katledenlerden eyleme.
Vakit çok geç olmadan aklını başına alanlardan eyle!"


diye dua etmemiz gerek.


Yürü; hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!


Sahâbe-i Kirâm

MollaCami.Com