Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Örümceğin Ağ Örmesi, Güvercinin Yuva Kurması ve Sevir Mağarası'nda ki Günler

Müşrikler; mağaranın sağını solunu araştırdılar. İçlerinden birisi, mağaranın önünde yuvalanan yaban güvercinini görünce geri döndü. Arkadaşları ona; "Mağaraya ne diye bakmadın?" diye sordular. O da; "Mağaranın ağzında iki yaban güvercininin yuvalandığını gördüm. Bundan, içeride hiç kimsenin bulunmadığını anladım." dedi.
Ümeyyet'ibn-i Halef; "Mağaranın üzeri, örümcek ağıyla kaplanmış iken, siz ne diye şüphelenip duruyorsunuz? Vallâhi, ben bu ağın Muhammed doğmadan önceye âit olduğu kanâatindeyim" dedi. Bâzıları da; "Eğer onlar mağaraya girmiş olsalar, güvercinin yuvası dağılır, yumurtası kırılır, örümceğin ağı da bozulurdu!" dediler. Böylece, müşrikler umduklarına eremeden geri döndüler. Mevla'nın kudreti ve himayesi işte böyle tecelli ediyor, kafirleri de böyle şaşırtıyordu.

Sevir Mağarası'nda Geçirilen Günler

Allah Rasûlü, perşembe günü geceleyin Hz.Ebû Bekr'i yanına alarak mağaraya girmişti. Cuma, cumartesi, pazar gecesini orada geçirdiler.
Hz.Ebû Bekr'in oğlu Abdullah, anlayışlı ve becerikli bir gençti. Babasından aldığı direktif üzerine, gündüzleri Mekkelilerle bulunur. Onların, Hz.Peygamberimiz ve Hz.Ebû Bekir (R.A.) hakkında söylediklerinden işitebildiklerini, karanlık basınca Sevir mağarasına gelip anlatırdı. Geceyi Peygamber Efendimiz ve Hz.Ebû Bekir (R.A.) ile birlikte geçirdikten sonra, tanyeri ağarırken Mekke'ye döner, geceyi Mekke'de geçirmiş gibi müşriklerle sabahlardı.
Amir ibn-i Füheyre de, O'nun gelip gittiği yol üzerine koyunlarını sürerek izini belirsiz ederdi. Hz.Ebû Bekr'in kızı Esma ise, geceleri yiyecek getirirdi. Hz.Ebû Bekr'in azadlı kölesi Amir ibn-i Füheyre, Hz.Ebû Bekr'in koyunlarını Mekkelilerin koyunları ile birlikte otlatır, (aldığı direktife göre) karanlık basınca Hz.Ebû Bekr'inkilerini mağaranın önüne getirip bırakırdı. Peygamber Efendimiz ve Hz.Ebû Bekir (R.A.) de, onlardan bir kaba süt sağar, güneşin hararetinden ısınmış temiz taşların içine koyarak, sütü ısıtır ve içerlerdi. Amir ibn-i Füheyre gecenin sonuna doğru gelip koyunlara seslenir, onları da önüne katarak yaymağa götürürdü. Bu hâl üzere üç gün geçti.
Halkın, Rasûlüllah Efendimiz ve Hz.Ebû Bekir (R.A.) hakkındaki arama taramaları biraz yatışır ve tavsar gibi oldu. Kılavuz olarak tutulan Abdullah ibn-i Üreykıt da, kendisine emânet edilen iki deve ile birlikte kendi devesini de yanına alarak pazartesi günü seher vakti sevir dağının eteğine geldi. ( Islam Tarihi-Hasan Arikan//mollacami.net//ücharfbeşnokta)


Safer

MollaCami.Com