Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


OSMANLICA HAKKINDA KİM NE DEDİ?

OSMANLICA HAKKINDA KİM NE DEDİ ?


Her dil imparatorluk dili olamaz. Çünkü her
millet imparatorluk kuramaz. Türk milleti tarafından fethedilmiş
topraklar nasıl Türk vatanı olmuşsa, aynı millet tarafından Fethedilmiş
kelimeler de öyle Türk kelimesi olmuştur. Asırlarca Türk'ün malı olmuş,
Türk sesiyle ve Türk san’atıyla işlenmiş; ev, âile, köy Türkçesine, aşk
ve îman Türkçesine girmiş; Türk'ün heyecânına işlenip vicdânına
yerleşmiş ve Türk olmuş kelimeler de Verilemez!.. Bunlar, bizim zafer
ve şeref hâtıralarımızdır.

Nihad Sâmi BANARLI



Yeryüzünde milli kütüphanelerindeki
eserlerin dilini ve harflerini bilmeyen, bunları okumaktan aciz bir tek
millet var mıdır? Tarihinden edebiyatından, ilmi, felsefi ve dini
eserlerinden, milli kültür hazinelerinden haberi olmayan bir miletin
bir toprak parçasında rastgele toplanmış bir kuru kalabalıktan farkı
nedir?


Avrupalılar okullarında Shakesper’e,
Milton’a, Schiller’e, Voltaire’e dair bilgi verirken talebeye bu
yazarların okul kütüphanesindeki eserleri de okutulur. Bir kitabın bir
parçası değil, tamamı okutulur. Bugün yirmi yaşlarında bir Türk genci Naima’yı, Fuzuli’yi, Cevdet Paşa tarihini orjinalinden okuyamaz.


Yeni yazıya çevirisini okusa da anlayamaz.
Bu talihsiz delikanlı için Baki’nin o muhteşem “Mersiye” si Galib’in o
enfes “Hüsn ü Aşk” ı Hamid’in “Tarık Bin Ziyad”ı simsiyah karanlıklara
batmış muazzam abidelerdir. O zavallıcık bu eserlerin arasında,
İstanbul’un göklere fırlayan tarihi eserleri arasında iki gözü kör
dolaşan bir turist gibi gezip durur. Kendi tarihini, atasını, dilini, edebiyatını bilmez ve sevmez. Yani kendini bilmez ve sevmez.


Peyami SAFA




Kamus bir milletin hafızası, yani kendisi; heyecanıyla, hassasiyetiyle şuuruyla.

Kamusa uzanan el namusa uzanmıştır. Her mukaddesi yıkan Fransız ihtilali, tek mukaddese saygı göstermiştir: Kamusa…

Heyhat! Batıda cinnet bile terbiyeli.


Cemil MERİÇ




Osmanlıca ilgisini iyi ama geç kalınmış bir hamle olarak değerlendiren
araştırmacı- yazar Dursun Gürlek şunları söylüyor: “Rahmetli Cemil
Meriç’ten defalarca duydum. Türkiye’de Osmanlıca öğrenmenin Arapça öğrenmek kadar hatta daha mühim olduğunu söylerdi.


Çünkü kütüphanelerimiz Osmanlıca eserlerle dolu ve işin garibi bu eserlere bizden çok Avrupalı oryantalistler ilgi gösteriyor. Düşünebiliyor
musunuz benim kütüphanemdeki eserleri bir Fransız ya da İngiliz
araştırıcı rahatlıkla okuyup çevirebiliyor, ben tabiri caizse bön bön
bakıyorum. Yahut çevremdeki mezar taşlarını okuyamıyorum. Dedemden
kalan tapu belgesini okuyamıyorum.


En güzel tarihi eserler İstanbul’da, fakat Osmanlı çeşmelerinin,
camilerinin kitâbelerini okuyamıyorum. Tabii bu lüzum, bu boşluk gün
geçtikçe daha iyi açığa çıktığı için Osmanlıca’ya rağbet var. Kanaatim odur ki rağbet artacak.”


Dursun GÜRLEK




Osmanlı Türkçesi; Türklerin yüzyıllar boyunca geliştirdikleri özgün bir
dildir. Arapçadan da Farsçadan da yararlanmış ama ikisi de olmamış;
yeni Türk kuşakları Osmanlı Türkçesini anlayabilmelidir ki, gelecekle
geçmiş arasındaki köprüyü sağlam kurabilsinler.


Attila İLHAN



Bugün Türkiye’de bir münevverin Osmanlıca okumayı bilmesi lâzım. Atla deve değil.


Osmanlıca öyle Fransızca ve Rusça gibi ayrı dil olarak anlaşılamaz, Arap harfleriyle yazılan bir Türkçedir. Her dil asırdan asıra bazı değişiklikler geçirir ama bu durum ayrı bir dilden söz etmeyi gerektirmez. Nihayet anneannemizle dedemizin mektuplaşma dilidir.


İlber ORTAYLI




Türkiye'de entelektüelliğin şartı Osmanlıca bilmektir. Bizde kendi
kültürünü bilmez,İngilizceden okumaya çalışır. Batı'yı bilmez sadece
kafa çekip ahkâm keser.


Ben şunu söylüyorum:
Türkiye'de Osmanlıca bilmeyen entelektüeller cahildir. 1928 öncesi
yazılmış şeyleri okuyamıyorsanız eğer, hiç 'okur-yazarım' diye
geçinmeyin. Bugün bir İngiliz entelektüeli Shakespeare'i, Shelly'yi
okur, bilir.Bizimkiler Nedim'i, Fuzuli'yi anlamaz, Şeyh Galip'i
utanmadan İngilizcesinden okurlar. Birçok tarih kitabı hâlâ
Osmanlıcandır bizde. Kendi kültürünü bilmeyen entelektüel olamaz.


Murat BARDAKÇI




Osmanlı İmparatorluğu
zamanında kullanılan dil, şüphe yok ki Türkçeydi. İçinde fazlasıyla
Arapça ve Farsça kelime bulunmasına rağmen cümle yapısı Türkçeydi.


Bugün de anlaşılabilen ve sade bir Türkçeyle yazılmış olan
metinleri gözden uzak tutmamalıyız. Fatih Sultan Mehmet dönemi tarih
yazarlarından Tursun Bey’in yazdığı Târîh-i Ebü’l-Feth adlı eseri
okurken işaretlediğim bazı cümleler vardı. “Osmanlıca mı, Osmanlı
Türkçesi mi?” tartışmasında aklıma bu eserde işaretlediğim cümleler
geldi; birkaçını aktarayım:


“Gel imdi her gün ah eyle,

Günahlarını anup inile;

Biz kıssaya girelim, sen dinle ...”


Prof Dr. Hamza ZÜLFİKAR




Vasıflı insan olmak isteyen her Türkiyeli genç mutlaka ve mutlaka zengin, edebi, yazılı Türkçeyi, yani Osmanlıcayı iyi derecede öğrenmekle mükelleftir.
Osmanlıca bilmeden köylü, bakkal, işportacı, kasap, esnaf olunabilir,
ama münevver, yüksek tabaka mensubu, kültürlü olunamaz.Yeterli
Osmanlıca bilmenin ölçüsü de şudur: Zevk ve haz alarak, mânasını
anlayarak Türk dilinin en büyük şairi Fuzulî’nin divanını, aslî
metninden okuyabilmek.Mehmet ŞEVKET EYGİ Türk diline yapılan kasıtlı
müdahaleler sonunda dilimizin gittikçe fakirleşmekte ve ifade
yeteneğini kaybetmekte oluşudur. Daha önce kullanılmış olan; aşikar,
bedihi, dekolte, münhal, müstehcen, vazıh, bariz… gibi 12 kelimenin bir
tek -açık- kelimesiyle karşılanması dilde nasıl bir kavram kargaşasına
yol açar? Nüanslar nasıl kaybolur ve bu müdahale Dili nasıl
fakirleştirir, düşünülmeye değer! Bu pek çok misalden Bir tanesidir.


Servet KABAKLI








KAYNAKÇA:



Nihat Sami BANARLI, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul, 2001.

Muhammed Ali ENSARİ, Osmanlıca İmla Rehberi, İstanbul, 2005.

Cemil MERİÇ, Bu Ülke, İstanbul, 2000.

Prof. Dr. Hamza ZÜLFİKAR, Doğru Yazalım Doğru Konuşalım.

Mehmet ŞEVKET EYGİ, İlkadım Dergisi, Haziran 2004.

Servet KABAKLI, Tercüman Gazetesi, 19 Kasım 200.5

Murat BARDAKÇI, Sabah Gazetesi, 6 Ocak 2007.

İlber ORTAYLI, Milliyet Pazar, 5 Şubat 2006.

Fatma DURMUŞ, Yeni Şafak, 2005, Haziran.

Peyami SAFA, Osmanlıca-Türkçe-Uydurmaca, Ötüken Yayınları, İstanbul, 1999
,

PAYLAŞIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER...
ALLAH RAZI OLSUN...
ÇOK GÜZEL

defalarca okunması gerekli bir yazı,teşekkürler,


PAYLAŞIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER...
ALLAH RAZI OLSUN...
ÇOK GÜZEL

asıl ben teşekkür ederim sizlere

Diyen ne iyi SöyLemiş..HeLe ki Hayrat ve kitaßeLerde Ne yazıLdığını anLamamaktan yakınmışLar.Sanki ßizden ßahsediyorLar. :) Ama Son zamanLarda ßüyük Rağßet Var.
Umarım o kervana ßizde dahiL oLuruz.Hiç ßir şey için Geç değiL ßence :)
Çok teşekkürLer janwes..SağoLasın..


Osmanlica

MollaCami.Com