Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Çocukluğumun Ramazanları

bende uyuşmuş okudum , sonunda anladım mevzuyu :)

evet evet ben sizi destekliyorum .... begeniyorum surekli, hadi basracaksiniz Allahin izniyle

Sanki rükudan secdeye inen safların, kubbeyi inleten azametli uğultusunu duyuyorum..
Her yâd, durgun, derin bir göle atılan taşlar gibi gönlümün üzerine düştükçe geniş, hesapsız çemberler yapıyor..
Açıldıkça genişleyen bu hesapsız duygular kalbimde izler açıyor.. Ne kadar heyecanlıyım..!

Merhaba ya şehri ramazan..
Kulaklarımda çocukluğumun o eski ramazan gecelerinde yaşanan manzaralardan kalmış renkler var..
Beynim, sanki sanki bitmez tükenmez arabalar, bitmez tükenmez yollardan taşları oynatarak, temelleri sarsarak, gölgeleri ite ite koşuyor..

ve birden iki taraflarında kalın sütunlar, çukur ..... dizili bir aydınlık sokağa kavuşarak, meramlarına ermiş insanlar gibi artık sakin sessiz kalıyor.

boş bıraktığım yeri dikenler olarak okudum ama emin olamadım :)

o arabaların İstanbul sokaklarını sarsan gürültüsünü, direkler arasını dolduran halkın neşeli uğultusunu şimdi ne kadar yakından, ne kadar canlı işitiyorum.

loş izbe mahalle kahvelerinde davullar gümbürdüyor, uzaklarda zurnalar sesleniyor

ve birden iki taraflarında kalın sütunlar, çukur ..... dizili bir aydınlık sokağa kavuşarak, meramlarına ermiş insanlar gibi artık sakin sessiz kalıyor.

boş bıraktığım yeri dikenler olarak okudum ama emin olamadım :)


Dükkanlar olabilir mi acaba?

neden olmasın ama vav koymayı unutmuşlar öyleyse bnm suçum yok yani :=-0: yoksa rahat okurdum :saddd:

Dikenler olursa da keften sonra elif gelmemesi gerekiyor :O_O:

vav koymayı unutmuşlar


Evet ama başka da bir şey bulamadım.. :-_-:

Dikenler olursa da keften sonra elif gelmemesi gerekiyor :O_O:

neden olmasın ama vav koymayı unutmuşlar öyleyse bnm suçum yok yani :=-0: yoksa rahat okurdum :saddd:


Evet ama başka da bir şey bulamadım.. :-_-:

siz bana bakmayın kardeşim dükkanlar en mantıklısı :)

o zaman son şekli :



ve birden iki taraflarında kalın sütunlar, çukur .dükkanlar . dizili bir aydınlık sokağa kavuşarak, meramlarına ermiş insanlar gibi artık sakin sessiz kalıyor.

çocukluğumun ramazanları
merhaba ya şehri ramazan ...

Gözlerimi kapayıp için için,tatlı tatlı düşünüyorum.Çocukluğumun en hoş hatıraları zihnimde birer birer canlanıyor.Zihnimin uyuşmuş donmuş bahçelerinde bu tılsımlı isim bir rüzgar gibi dolaşarak
hatıralarımı çiçeklendiriyor.Ramazana ait duygularım gönlümün katmer katmer,büklüm büklüm yaprakları içinden gittikçe renkleşerek tatlılaşarak birer meyve gibi büyüyor.
yüreğim mazinin yadıyla şimdi inliyor.
Düşündükçe derinleşiyorum;
Olgun hatıraların ağırlığıyla başım bol meyveli bir dal gibi önüme sarktı;
Ruhumun içinde bir heybet var, sanki ardı arkası alınmaz cemaatlerle dolu büyük camilerde tiz sesli müezzinleri dinliyorum.
Sanki rükudan secdeye inen safların, kubbeyi inleten azametli uğultusunu duyuyorum..
Her yâd, durgun, derin bir göle atılan taşlar gibi gönlümün üzerine düştükçe geniş, hesapsız çemberler yapıyor..
Açıldıkça genişleyen bu hesapsız duygular kalbimde izler açıyor.. Ne kadar heyecanlıyım..!
Merhaba ya şehri ramazan..
Kulaklarımda çocukluğumun o eski ramazan gecelerinde yaşanan manzaralardan kalmış renkler var..
Beynim, sanki sanki bitmez tükenmez arabalar, bitmez tükenmez yollardan taşları oynatarak, temelleri sarsarak, gölgeleri ite ite koşuyor..
ve birden iki taraflarında kalın sütunlar, çukur dükkanlar dizili bir aydınlık sokağa kavuşarak, meramlarına ermiş insanlar gibi artık sakin sessiz kalıyor.
o arabaların İstanbul sokaklarını sarsan gürültüsünü, direkler arasını dolduran halkın neşeli uğultusunu şimdi ne kadar yakından, ne kadar canlı işitiyorum.
loş izbe mahalle kahvelerinde davullar gümbürdüyor, uzaklarda zurnalar sesleniyor

daha ötelerde laterinelerin zilliçıngıraklı ahengi koşuyor.Bütün bu sesler fırtınalardan evvelki ilk hışırtılarıilk kabarmalarıyla yavaş yavaş harekete gelen
bir deniz gibi sakin uyuşmuş gönlümün içinde inliyorkendimde coşkunluk isti'dadları duyuyorum ne kadar hassasım

Merhaba ya şehri ramazan
Asya’nın ve Afrikanın içimizde bir parçasını yaşatan sergi ne güzel bir alemdi ..Tepsilerde fıstıklı baklavalar, testilerde toprak kokulu yoğurtlar serili avlusunda biraz dolaşıp yan dehlizlere sapardım ,kınalı sakallı amcalar şeker satar , …. sesli …. baharat sayardı . Geniş çeşnili şekerlerden,keskin rayihalı tozlardan,hacı yağ ve misk, amber tezgahlarından, tesbihlerden, buhurdanlardan havaya buram buram …… kokusu dolardı.


Osmanlica

MollaCami.Com