Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Nasreddin Hoca ve Timur'un fili:)

FİL:)


Timur, Nasreddin Hocanın köyüne uğrar.Köylü padişahı layıkıyla ağırlar. Padişah da giderken bu konukseverliğe karşılık; "Köyünüze bir fil hediyem olsun" der ve gider.Fil bu zamanla bağ bahçe koymaz her yanı talan eder.Köylü ne yapsın çaresiz padişahın hediyesi diye ses çıkaramaz.
Hocaya:
-Hocam perişan olduk bizi kurtar.Biz bu file bişey yapsak padişah kellemizi alır derler.
Hoca:
-Benimle gelin padişaha durumu arz edeyim der.Köylüyü arkasına alır huzura çıkar.
Timur:
-Hoca niye geldin? Filim nasıl? diye sorar.
Hoca:
-Padişahım bu filiniz derken bi bakar korkudan arkasında kimse kalmamış herkes kaçmış.Padişah:
-Eeeee ne olmuş file?
Hoca:
-Padişahım hediyeniz olan filden çok memnun kaldık.
Yalnız kalıyor bir tane daha istiyoruz

Daha geçen gün duymuştum çok hoşuma gitmişti, mollada görmek daha da hoş oldu :) :D

Teşekkürler laleee kardeşim :) ;)

:D :D :D teşekürler kardeşim laleee..

teşekkürler:)

Teşekkürler laleee kardeşim. eline sağlık.. ;)

Nasrettin Hoca'yı hala dalgaya alanlara duyurulur :) ::)


:D :D :D teşekürler kardeşim laleee..

rica ederim alakanıza teşekkürler...
:) :)

ellerinize sağlık, teşekkürler... :)

EŞİ GEREKMİŞ... (Nasrettin Hoca fıkralarından şiirleştirdiklerim)

Timur, Hoca’nın iline
Fil yollar beldesine.
Köylerde beslenecek,
Savaşta istenecek.
Fil, oburun biriymiş;
Ne var, ne yok bitirmiş!
Ne bahçe, ne bostan, bağ...
Fil değilmiş, sanki dağ!
Gözü gibi bu fili,
Beslemiş tüm beldeli.
Filin yüzünden bîzar
Beldeliler ağlarlar.
Toplanarak bir heyet,
Karar alıp nihayet,
Hep Hoca’ya gitmişler.
Ağlamış, söylemişler:
— Hocam Timur’un fili,
Bizleri etti deli!
Nasıl edip, n’etmeli
Onu geri vermeli...
Yanımızda gelsen de,
Timur’a söylesen de,
Kurtarsa filden bizi;
Çıldırttı hepimizi!
Timur, seni kıramaz.
Fil acayip yaramaz!
Haydi düş önümüze,
Bir babalık yap bize...

Hoca demiş: — Gidelim.
Birlikte söyleyelim.
Gelsin benim eşeğim,
Üstüne bineceğim.

Eşeği getirmişler.
Hoca’yı bindirmişler.
Kavuğunu vermişler,
Kürkünü giydirmişler.
Başta gidermiş Hoca,
Heyet de arkasınca.
Timur’un sarayına,
Yaklaştıkça yanına,
Heyetteki insanlar,
Korkarak saklanmışlar.
Sarayın kapısına,
Varınca arkasına,
Dönüp bakmış ki Hoca,
Kendisidir yalnızca!
Yokmuş geriye dönüş.
Hoca demiş: “Bu ne iş?
Tek başıma kaldım ben.
Bu işin üstesinden
Nasıl gelip, etmeli?
İyice düşünmeli...”
Yapmış ince bir plân,
Hoca, bu işte uzman(?)
Timur’un huzuruna
Varınca demiş ona:
— Ey hünkârım, devletlim
Cömert ve hoş sohbetlim.
Bir dileğim var sizden,
Onun için geldim ben.
Beldemdeki filiniz,
Tek durmuyor biliniz.
Ona bir dişi gerek,
Yanına eşi gerek...
Halkımız pek sevdiler,
Eşini istediler.

Timur demiş Hoca’ya:
— Şeref verdin saraya.
Hocam, seni severim.
Bin istesen veririm...
Derhal, al götür hemen.
Emredeyim âcilen.

Çağırmış korumayı,
Göstererek Hoca’yı:
— Hoca’mın isteğini,
Seçip beğendiğini,
Derhal verin kendine;
Bindirin üzerine...

Seçerek irisinden,
Bir tane dişisinden,
Getirerek vermişler.
Üstüne bindirmişler.
Hoca, düşünce yola,
Saklanan sağa, sola
Hepsi birden çıkmışlar,
Hoca’yı kuşatmışlar.
Öfkelenip, kızmışlar.
Hoca’ya çıkışmışlar:
— Hocam, bizler bir fili...
— Rabbim bu adam deli!
— Hani sen bizdekini...
— Neyin nesi bu yeni?..
— ...

Herkes konuşuyormuş,
Tek Hoca susuyormuş.
Hoca, birden sert çıkmış.
Topluluğa bağırmış:
— Benle yola çıkanlar,
Dinleyiniz korkaklar!
Beraber gidecektik,
Birlikte diyecektik?
Bıraktınız da yalnız
Dişisini alınız...

Ahmet KARAASLAN (DEDEKORKUT38)
KAYSERİ


Nasrettin hoca fıkraları

MollaCami.Com