Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Aşüre Günü Meydana Gelmiş Ve Gelecek Bazı Mühim Hadiseler

1-Adem (a.s)’ın Tövbesinin kabul edildiği gündür.
Hz. Allah evvelâ melekleri halk ediyor. Melekler Hz. Allah’ı zikir ile meşgul oluyorlar. Hz. Allah meleklerine “Ey benim meleklerim ben yeryüzüne kudretim ile halife yaratacağım .Yeryüzünde bana ibâdet edecekler.”

Melekler:” Ya Rabbi! Sen fesat çıkaracak olan şeyi niye yaratıyorsun. Biz seni zikir ediyoruz” derler. Çünkü onlar kendilerinin hılâfete layık olduğunu zan ediyorlardı. Hz. Allah muhakkak ki “ben sizden daha iyi biliyorum. Benim hâlife yaratmamın bir hikmeti vardır” deyince Melekler “Evet rabbimiz en iyi bilendir” diyorlar.

Hz. Allah şekillenmiş balçıktan yani topraktan Adem (a.s)’ı yaratıyor. Bir kaç safhadan geçirildikten sonra ona ruh veriliyor. Adem (a.s) Cuma günü yaratılıyor.Aşure günü kendisine ruh verilmiştir.Sonra Hz. Allah meleklerine Adem (a.s)’a secde emrini veriyor. Melekler Adem (a.s)’ı görünce ona hayran kalıyorlar.

Melekler secde edip kalktıktan sonra Hz. Allah Hocaları olan Azâzile soruyor “Yâ Azâzil sen neden secde etmedin “deyince Azâzil “ben ateşten yaratıldım, Adem ise topraktan yaratıldı.Ateş topraktan daha üstündür”diyor.Böylece Azâzil’in asırlardan gizlediği kibir ve gururu ortaya çıkıyor ve Cennet’den kovuluyor.Melekler bu hali görünce Hz. Allaha şükür için 2 defa secde ediyorlar.Böylelikle insan ile şeytan arasında ezeli savaş başlıyor.Hz.Allah Meleklerine “Ey Meleklerim kendinizi daha layık gördünüz.O zaman şu eşyaların isimlerini sayın diye” buyurunca Melekler :

لاَ عِلْمَ لَنَا اِلّاَ مَا عَلَّمْتَناَ

“Ya Rabbi! Bizim için ilim yoktur.Biz ancak sizin öğrettiğiniz şeyi biliriz” diyorlar. Hz. Allah Adem (a.s)’a eşyaların isimlerini saymasını öğretiyor. Hz. Allah evvelce öğrettiği için Adem (a.s) sayıyor.

Hz.Allah “Ey Meleklerim ben sizin gizlediğiniz şeylerde yani kendinizi hılâfete daha layık gördüğünüzü biliyorum.”

Hz.Allah Adem (a.s) uyku ile uyanıklık arasında iken sol kaburga kemiğinden Havva validemizi yaratıyor.Sonra sen ve zevcen cennete girin.Cennette ki şeylerden istifâde edin.Yiyin için ama şu ağaca dokunmayın.Eğer dokunursanız haddinizi aşanlardan olursunuz.Onlara şeytanın ezeli düşmanı olduğunu ve ona kanmamalarını bildirir .Hz. Adem ve Hz. Havva cennet’e girip yaşamaya başlıyorlar.Şeytan bir gün nurâni surette yanlarına girip “Ey adem ve Havva sizi ebedi saadete ulaştırayım mı?” Adem (a.s) hiç kulak asmıyor.Şeytan yılmayıp “Rabbiniz size neden bu ağaçtan yemeyi yasakladı.Bu Cennetde ebedi bir Melek olarak kalmayın diye.”Hz. Allahın isimlerini veriyor.Adem (a.s) ve Havva v. bir kişi Hz. Allahın ismini zikir ederek yemin edemez.Yeni ve taz olan buğday ağacından yiyorlar.Yedikleri anda avret mahalleri açılıyor.Kendilerinden hayâ ediyorlar.Avret mahallerini incir yapraklarıyla örtmeye çalışıyorlar.

Hz. Allah şöyle nida ediyor “ Ben size demedim mi? O ağaçtan yemeyin şeytan en büyük düşmanınızdır demedim mi?” buyuruyor. Hz. Allah Adem (a.s) ve Havva validemize Yeryüzüne inmelerini söyler.Şeytana da yer yüzünde fesat çıkarmasını söyler.Böylece Hz. Adem ve Havva v. İle şeytan arasında fesat başlıyor.Hz. Adem ve Havva v. çok üzülüyor.
Hz. Adem Hindistan’ın Serendip adasına Hz. Havva’yı Arabistan da ki Cidde’ye indiriyor. Hz. Adem ve Havva v. çok göz yaşı döküyor.

İnsanlardan en çok göz yaşı döken Adem(a.s)’dır.İkinci olarak Davut (a.s)’dır.Adem (a.s)’ın gözyaşını terâzinin bir kefesine koysak diğer kefesine Davut (a.s) dahil bütün insanların gözyaşını koysak Adem (a.s)’ın gözyaşı ağır gelir.Terazinin bir kefesine Davut (a.s) ‘ın gözyaşını diğer kefesine bütün insanların gözyaşını koysak Davut(a.s)’ın gözyaşı ağır gelir.

Hz. Adem tam 300 sene göz yaşı döküyor. Adem (a.s) ‘ın gözyaşlarından serendip ırmağı meydana geliyor.Bütün hayvan ve kuşlar o ırmaktan su içiyorlar.Hz. Allah’a “Ya rabbi! yeryüzünde o kadar tatlı bir su içmedik” deyice Adem (a.s) kuşların bile kendisi ile alay ettiğini düşünerek utancından kafasını semaya kaldırıp bakamıyor. Hz. Allah “Ya Adem! Ben yeryüzünde benden korktuğu için ağlayan kulumun gözyaşından tatlı bir su yaratmadım” buyuruyor. Adem (a.s) ben Rabbimden uzak kaldım diye ağlıyor. Hz. Allah “ ben yakınımdan tövbe edenlere icâbet ederim.Eğer o tesbihlerden uzak olduğunu zan edersen günahkarların bağırmalarını dinle.Meleklerin tesbihlerinden sizin ağlamanız bana daha sevimlidir “diyor. Hz. Allah dünyanın güzelleşmesi için Cennet’de Adem (a.s)’a güzel kokular ihsan ediyor. Adem (a.s)’ın göz yaşlarından karanfil ve tarçın,Havva validemizin göz yaşlarından baharatlar ve şifalı otlar meydana geliyor.Daha sonra Hz. Allah Adem (a.s)’ı safa tepesine,Havva validemizi Merve tepesine çıkarır.Orada Cenâbı Hakka ibadet ediyorlar. Hz. Allah Adem (a.s)’a kabe’nin yerini gösteriyor ve oraya Kabe-i Muazzamayı inşaa etmesini emr ediyor.Daha sonra Havva Validemizde oraya geliyor.Havva v. ve Hz. Adem birleşiyorlar.Beraber tevbe ediyorlar ve tevbeleri kabul oluyor.İşte Havva V. ve Adem (a.s)’ın tövbeleri bugünde, yani Aşure gününde kabul olunmuştur.


2-İdris (a.s)’ın 4. Kat semâvâta yükseldiği gündür.
Hz. Allah her bir Peygambere bir mucize izhar ediyor ki; Nuh (a.s) gemiyi, Musa (a.s) kimyayı, Süleyman (a.s) sabun, Şit (a.s) evi, İdris (a.s) elbiseyi , ölçüyü, tartıyı, seneleri saymayı bulmuştur.İdris (a.s) zamanına kadar insanlar hayvan derileri ile kapanıyorlardı. Ama İdris (a.s) elbise dikmeyi öğrenince elbiseler ile kapanmaya başlıyor.
İdris (a.s) günde 2000 defa Allah’ı zikir edermiş. Dünyada 365 sene yaşıyor. Hz. Allah evvelce bildirdiği gibi kendisini diri olarak semâvâta kaldırıyor.


3-Nuh (a.s)’ın gemisinin Cûdi dağına yerleştiği gündür.
Nuh (a.s) kavmini imana davet ediyor. Kendisine 80 kişi icâbet ediyor.Hz Allaha dua ediyor.
“Ya Rabbi! Arz üzerine kafirlerden deveran eden hiçbirini bırakma”diyor.
Nuh (a.s) gemi yapıp içine iman edenleri ve hayvanlardan birer çift alıp beklemeye başlıyor. Recebi şerif ayında tufanın zulmetleri başlıyor. Kendisine her zaman süt getiren saliha bir teyze “Oğlum Nuh tufanda beni almayı unutma!” diyor. Tufan başlayınca Nuh (a.s) teyzeyi gemiye almayı unutuyor. Tufan şiddetli bir şekilde 6 ay devam ediyor. Seller, dalgalar kâfirleri bir yandan diğer bir yana çarpıyor. Hepsi helak oluyor. Nuh (a.s) Cûdi dağında kalıyor. Orada tufan bittikten sonra kalan erzakları birleştirip aşûre yapıyorlar.
Aşûre Nuh (a.s) ‘ın sünnetidir. Bugün mü’minler ve hayvanlar oruç tutuyorlar. Oruçlarını bu aşûre ile açıyorlar. Tufanda unutulan Saliha kadın süt getirip “oğlum tufanda beni unutma” diyor. Nuh (a.s) şaşırıyor. Tufan bitti diyor. Teyze biraz düşünüp” 6 ay önce hayvanımızın ayağı çamurlu bir şekilde eve gelmişti. Demek ki tufan o zaman oldu diyor. Hz. Allah o hanımı Saliha niyeti sebebi ile tufandan koruyor. Bundan anlaşılıyor ki bir kimsenin Saliha niyeti ve saf kalpli olması çok şeyler kazandırıyor.



4-Hz. Allahın, İbrahim (a.s)’ı dost kabul etmesi ve ateşten koruması, arz ve semâya bakarak Allah’ı bulması hep bu günde zuhur etmiştir.
Halil Sıfatının verilmesi :
Hz. Allah mü’minin kalbine 360 defa nazar edermiş. İbrahim (a.s) zikir ile meşgul olduğu için bu sıfat verilmiş. Melekler zaman zaman İbrahim (a.s)’ın yanına gelir imtihan ederlermiş.Bir defasına 4 büyük melekler imtihana gidiyorlar. İbrahim (a.s) onlara yemek hazırlatıyor. Melekler tabi ki başka bir surette olduğu içi diyor ki; bu yemeğin mükâfatı nedir? Diye sorunca İbrahim (a.s) “başında Besmele, sonunda Elhamdülillah diyerek Allah’ı zikir etmektir” diyor.Melekler aslını, yani Melek olduklarını söylüyor. Hz. Allahın kendisi için Halil’im demesini müjdeliyor.
Kulluktan sonra en büyük makam dostluk makamıdır. Birisini sevecek misin Allah ‘ı sev, korkacak mısın Allah’tan kork, isteyecek misin Allah’tan iste, utanacak mısın Allah’tan


5- Süleyman (a.s) ‘a saltanat verildiği gündür.
Süleyman (a.s) Davut (a.s)’ın 18 oğlundan en küçüğüdür. Gazza şehrinde dünya’ya gelmiştir. Çok fetva sahibi ve bilgili idi. Babasının vefatı ile 13 yaşında tahta geçti. Hz. Allah Süleyman (a.s)’a ilim mi istersin yoksa saltanat mı istersin diye Meleklerine sorduruyor. Süleyman (a.s) ilim isterim deyince Hz. Allah’ın çok hoşuna gidiyor. Cenabı hak ona hem ilim hemde saltanat veriyor.
Süleyman (a.s) “Ya rabbi! Bana öyle bir mülk ver ki benden sonra onu hiç kimseya verme. muhakkak ki sen ihsan edicisindir. İnsanlar, dünya malı elde kalacak olsaydı , Sultan Süleyman’a kalırdı desinler.Böylelikle insanlar dünya malına meyl etmesinler”. Bizde faniyiz dünya malına değer vermememiz lazımdır.
Hz. Allah, Süleyman (a.s)’ın emrine rüzgarı, bütün cinleri ve hayvanları veriyor.Süleyman (a.s) cinleri ağır işlerde kullanıyor. Hz. Allah’a isyan etmesin diye Süleyman (a.s)’a 40 yıl peygamberlik veriyor. Azrail (a.s) bir saatlik ömrü kaldığını haber verdiği zaman, Allahu Teâla’ya iltica ediyor. Cinlerin gaybı bilmediklerinin, insanlar tarafından iyice anlaşılması için vefatının bir müddet onlardan saklanmasını istedi. Bu duası kabul olundu. Cinlere kapısız bir köşk yaptırarak içine girdi. Asasına dayanır halde ruhunu teslim etti. Sağlığında yanına yaklaşan cinler andığı için, onların haberi olmadan bir sene öylece kaldı. Nihayet bir ağaç kurdunun asasını yemesi üzerine yere düştü. Böylece asasına dayalı halde cansız durduğu anlaşıldı. Bu hadiseden anlaşıldığı üzere cinliler gaybı bilmezler. Sadece Hz. Allahın bildirdiğini bilirler.


6- Eyyüp (a.s)’ın hastalıktan kurtulduğu gündür.
Eyyüp (a.s)’ın o kadar malı, mülkü, evladı olduğu halde, Hz. Allah onu imtihan edip elinden her şey’i alıyor. Sadece yanında hanımı kalıyor. Hz. Allah bütün bunlarla beraber çiçek hastelığı veriyor, bütün vücudunu o hastalık kaplıyor. Ama bir defacık bile olsun Mevlâmız’a isyan etmiyor.
Ayeti kerime de meâlen:
“Biz onu sabırlı bulduk, o ne güzel bir kuldur”.
Bazı kitaplarda vücudunu kurtlar sardı, herkes ondan tiksindi, ve köyden atıldı derler , bunlar kesinlikle yanlıştır. Hz. Allah hiçbir Peygamberine böyle yapamaz. Malum ki bu hastalık ilk Eyyüp (a.s)’da meydana gelmiştir. Köylülerin de bir mağaraya sığınmaları ise hastalığın köylülere bulaşmaması içindir. Yoksa köylüler kendisinden tiksindiği için değildir. Bu hastalıktan kurtulması ise şöyledir. Hz. Allah Eyyüp (a.s)’a Cebrâil (a.s) vasıtası ile hitap ediyor:
“Ey kulum! Sen olduğun yerde depren, oradan çıkan su ile yıkan” buyuruyor.Eyyüp (a.s) denileni yapıyor ve şifa buluyor. Bu su şu anda Şanlı Urfa da bulunuyor. Eyyüp (a.s) sabrettiği için Hz. Allah
“ ne güzel kulum” buyuruyor. Onun için sabırda önemli bir ibadettir. Son zamanlar da ise sabır edilmeyen şeylerden biri fakirliktir. Fakirliğe sabır etmek lazımdır. Kimse fakiri hor görmez.
Peygamber Efendimiz :
Fakirlik benim gururumdur. Belki sizin fakir diye hakir gördüğünüz kişi, ya büyük bir mertebeye sahipse hiçbir kimse görüşüne göre davranmaması lazımdır.


7- Musa (a.s)’ın kurtulması, firavun ve askerlerinin denize dökülmesi.
Musa (a.s) ile kavmi, firavundan kaçarken üzerine kızıl deniz geliyor. Hz Allah denizin ortasından yol açıyor, onlarda geçiyorlar. Firavun onların geçtiklerini görünce bizde geçelim diyor. Ama deniz eski haline dönüyor. Firavun ve askerleri boğuluyorlar. Dalgalar onları oradan oraya sürüklüyor,ölüyorlar. Firavun o dehşet’de ölürken Musa’nın rabbine iman ettim diyor. Ben Hz. Allah’a iman ettim demiyor. Allah’ın ismini zikirden âciz, o kadar azılı bir kâfirdir.


8- Yunus (a.s)’ın balığın karnından kurtulması.
Yunus (a.s) Ninova şehrinde ki Âsur şehrini irşat ile vazifelendiriliyor. İnsanların imana gelmesi için çok uğraşıyor, ama kendisine iki kişi iman ediyor. O kadar ileri gidiyorlar ki onu şehir’den kovuyorlar. Yunus (a.s) yine göreve devam ediyor. Onları imana getirmek için çok uğraşıyor.Ama n e yazık ki ne kadar gayret etse de, karşı tarafta hiçbir hiç gayret yoktur. Yunus (a.s) onları korkutuyor.Kırk gün sonra gelecek olan felaketi onlara haber veriyor. Kırk gün sonra şehrin üzerini karabulutlar kaplıyor, nefes alamıyorlar. Herkes Yunus (a.s)’ı arıyor, bulamıyorlar. Sonra kendi başına ibadet yapan birini görüyorlar. O zatın tavsiyesi üzerine tövbe tepesine çıkıyorlar. Birbirleri ile helalleşiyorlar, Hz. Allahın bütün sıfatlarını sayıp içten yalvarıyorlar. Hz. Allah onları af ediyor. Bunun üzerine Yunus (a.s)” bunlar kurtuldular, bundan sonra kimse bana inanmaz” diye bir vahiy gelmeden Tarsus’a giden bir gemiye biniyor. Sonra çok şiddetli bir fırtına başlıyor. Gemidekiler” burada efendisinden kaçan bir köle var, onu bulup denize atalım” diyorlar.Bunu duyan Yunus (a.s) “efendisinden kaçan köle benim, beni atın” diyor. Onun Peygamber olduğunu bilenler bunu kabul etmiyorlar. Üç defa kura çekiliyor, üçünde de Yunus (a.s) çıkıyor, onu atıyorlar. Bir Yunus balığı onu yutuyor. Üç gece balığın karnında kalıyor. Vücudu hamur oluyor. Hayvanların Hz. Allah’ı nasıl zikr ettiğini görüyor.
Hz. Allah’a şu şekilde dua ediyor:

“Senden başka ilah yoktur.Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim!”
Üç günün sonunda balığın karnından çıkıyor. Kendi yerine dönerken yolda bir çoban görüyor. Çoban koşarak onun geldiğini Padişah’a haber verince, Padişah sevinçten saltanâtını o çobana veriyor. Kendisi Yunus(a.s)’ın yanında derviş oluyor.



9- İsâ (a.s) ‘ın Sema’ya kaldırılması.
İsâ (a.s) ‘ın kavminden 12 kişi kendisine iman ediyor. Onlara havâri deniliyor. Yehûda isminde biri İsâ (a.s)’ın yerini düşmanlara söylüyor. Hz. Allah onu semâ’ya kaldırıyor. Yehûdayı da İsâ (a.s)’ın suretine koyuyor. Düşmanlar Yehûda’yı öldürüyorlar.


10-Peygamber Efendimiz’in Medine’ye dahil olması.
Hz. Hatice’nin vefatı, Ebu Talibin vefatı ile müşrikler, azıyorlar. Müslümanlar mallarını, mülklerini bırakarak bölük, bölük Habeşistan’a gidiyorlar. Hz. Ebu Bekir, Peygamber E’miz,Hz. Ali ve hapis olan Müslümanlar kalıyorlar. Müşrikler Dârunnedve de toplanıyorlar. Peygamber Efendimizi öldürmek için çare arıyorlar. Ebu Cehil her kabileden güçlü, kuvvetli olanları seçelim, Muhammedi (s.a.v.) öldürsün. Hz. Allah bunu Peygamber Efendimize haber veriyor. O gece Ebu Bekir ve Peygamber E. Hicret ediyorlar. Peygamber E. Yatağına Hz. Ali’yi yatırıyor. Korkma sana bir şey yapmayacaklar. Eline bir avuç toprak alıyor. Kafirlerin üzerine atarak, Yasin-i Şerif suresinin 9. Ayetini okuyor.Kafirler onu göremiyor.Hz. Ebu Bekir ile sevr mağarasına saklanıyorlar. Mağaranın ağzına bir örümcek yuva yapıyor, bir de ağaç bitiyor. Müşrikler mağaraya kadar geliyorlar, ama içine bakmadan dönüp gidiyorlar. Peygamber E. Mekke’den ayrıldığı için çok üzülüyor ve şöyle diyor.”Ey Mekke! Sen bana beldelerin en hayırlısısın, beni senden çıkarmasalar ben gitmezdim.”Sonra Medine’ye gidiyor,Medine’ye varınca tam bir bayram havası yaşanıyor.

Peygamber Efendimiz ‘in Hatice Validemizle izdivâcı, arşın kürsün yaratılması bu günde meydana gelmiştir. Kıyametin kopmasının da bu günde olacağı rivayet olunmaktadır.



Mollacami.net verd_iebyaz

Rabbim idrakimizi artırsın..hakikaten ne kadar da kıymetli bir gün..okurken hayretler içinde kaldım...bizlere ibret olan hadiseler hep bugünde sonuç bulmuş...
Rabbim aşurenin hatrına....maddi manevi yaralarımıza derman olsun...

emeğinize sağlık kardeşim..çok faydalı bir paylaşım oldu...

Allah razı olsun efendim...

Allah razı olsun kardeş


Allah razı olsun efendim...


Muharrem

MollaCami.Com