Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ehl-i sünnet mezhepleri arasındaki farklılıklar

Anlaşıldı burada sizin gibi düşünmeyenlere yer yok. Bir kaç söz edip sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim ben.

Aciz kardeş öncelikle üslubunuzdan dolayı sizi tebrik ederim. Rıfk önemli bir haslettir ve bir davetçi de mutlaka bulunması gerekir. Bir bedeviye bile nazik bir Peygamberin ümmeti olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Rabbimiz Hz Musa'yı Firavuna gönderirken yumuşak olmasını istemişken bazılarımıza ne oluyor da kırmızı görmüş boğa gibi hemen saldırganlaşıyorlar. Bu tip kimseler bu davaya en büyük zararı vermektedirler ve bunun vebali de elbette bir gün karşılarına çıkacaktır.

Velev ki ben hatalıyım, size göre vehhabi sapığın tekiyim pekala bazıları böyle davranmakla neyi başarmayı düşünüyorlar? Hakikati ve gerçeği ortaya koyup beni ikna mı edebildiler yoksa size göre bozuk olan akidemi daha da mı sağlamlaştırdılar, hangisi?
Siz daha muhatabınızın ilmini, yaşını, hizbini, şeyhini, tarikatını bilmeden onu tanımadan nasıl hemen iki,üç mesajıyla art niyetli olduğuna karar verdiniz? Düşünün bir kere, sözü değil de, konuşanı/muhatabı ayıplar, kınar, küçük düşürürsek, bu durumda muhatab elbette nefsi davranışlara yönelecektir ve inad, büyüklenme, hakkı inkar, nefsi beğenme gibi hastalıklar ortaya çıkacaktır. Pekala buna sebebiyet vermeye kimin ne hakkı var?

Biz, hakkı ancak hak bir yolla sevdirebiliriz, batılla asla kimseye davetimizi sevdiremeyiz. Neticenin hiç bir önemi yok önemli olan hakkın edeple takdimidir, başarı Allah'tandır. Bizler haklı yolumuzda herkesi razı etmek zorunda değiliz, davet etmek zorunda olduğumuza inanmaktayız, o kadar.

Unutmayalım, münazara edilecek kimseyle edepli, saygılı bir ortam oluşturmak hakka ulaşmada bir köprüdür. Ve Münazara ilim elde etme yollarından biridir. Onun izin verin insanlar görüşlerini ortaya koysunlar belki hakikat onun tarafındadır. Müstağnilik ve ilimi tekele almacı zihniyetin en büyük örneği yahudilerdir.

Neyse sözü fazla uzattım bana müsaade, rahatsızlık verdiysem özür diliyorum. Allah'a emanet olun.


Es-Selamu aleykum

Yine sadece laf kalabalığı ve bir ton acıtasyon. Hala o meşhur delili göremedik.
Hak edene hak ettiği gibi muamele edilir.
Bazı konular vardır ki, o konuları savunana en şiddetli cevap verilmezse o bozuk fikrin yayılma vebaline ortak olunur.
Şahısların kişisel alınganlıkları kendilerini bağlar. Zerre umrum değil.
Bozuk fikirleri ağızlarına sakız yapan ve hakikatmış gibi satmaya kalkanlar,
bunları yaymasına fırsat verilmeyeceğini duvara toslar gibi öğrenecekler.
Geçmiş ola.

düşündüm de sizin gibi kendisini dev aynasında görenlere neden meydanı boş bırakayım ki

Yani zaten hem hastalıklı hem de hastalığından memnun birisini tedavi etmeye çalışmanın bir faydası yok. Bari içeridekilere hem bulaştırmasın hem de onları rahatsız etmesin, hadi Bismillah

konuya dair cevap vereceğim inş. az işlerim var

Yine edebiyat :D Hadi bakalım, edebiyattan başını kaldırınca cevap verirsin belki.

“Ümmetimin İhtilafı Rahmettir”

Kardeşler bu söz, o insanın dini ile taban tabana çelişkili bir sözdür. Çünkü onun dinini vazeden Allah swt kitabının bir çok yerinde ihtilafı şiddetle menetmektedir. Konuya dair o kadar çok ayet var ki, bir kaçını sayalım;

“ Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ihtilafa düşenler gibi olmayın. İşte böyleleri için büyük bir azab vardır. ” Al-i İmran 105

“ Ey Muhammed fırka fırka olup ta dinlerini parçalayanlarla senin hiç bir ilişkin olamaz. Onların işi Allah’a kalmıştır.Yaptıklarını onlara sonra bildirecektir.” En’am 159

“ Rabbin dileseydi insanları bir tek ümmet yapardı Ama ihtilaf edip durmaktadırlar. Yalnız Rabbinin merhamet ettikleri bunun dışındadırlar. “ Hud 118,119

“ Topluca Allah’ in ipine sarılın. Ayrılmayın “ Al-i imran 103

Sadece bunlar mı hayır bakın Allah’ın Rasulü ne buyuruyor;

“... Şüphesiz ki sizden evvelki ümrnetler ihtilaf ettiler de, ihtilafları kendilerini helak…. “
Buhari

“ Cemaata yapışın, cemaati iltizam edin. Fır-kalaşmadan ve ihtilaftan sakının. Şeytan tek kişiyle beraberdir, iki kişiden biraz daha uzaktır. “ Tirmizi

“ … Cemaat – yani birlik ve beraberlik – rahmet, bereket, ayrılık ise azabtır. “
İmam Ahmed

Şimdi kısmen ikitbas ederek konuyu izah etmeye çalışayım inş.

Cahil insanlar her ne kadar bu husustaki ihtilafların ümmet için bir genişlik veya kolaylık olduğunu iddia da etmiş olsalar da inanın İslama en büyük zarar veren, darbe vuran bu ihtilaflardır.

“…. Efendim Mezhepler, Meşrepler ve tarikatlar, müslümanlar için bir genişlikir …. bir kolaylıktır. Dileyen dilediği Mezhebe, Meşrebe veya tarikata müntesip olabilir. Çünkü bunların hepside haktır ve rahmettir…. Allah Rasulü a.s öyle de yapmıştır böyle de....”

Tabiki bu sözler akli selim kimselerin söyleyeceği sözler değildir. Veya söylenmiş ise bu sözler ; ilimden yoksun vahye ters düşen sözlerdir.

Çünkü birbirine zıt hak olmaz. Her ne kadar bu ifadeler cahil toplum arasında yaygın olan sözler de olsa bunlar islamla tezat sözlerdir. Hatta işi daha da ileri götürerek;

“... Arkadaş, bu imamlar cahil insanlarmıydı. Ki, sizin anlattığınız bu şeyleri biz onlardan duymadık veya kitaplarında bunları okumadık… Bunları siz gördünüz ve okudunuz da onlar görmediler mi ? … “

SubhanAllah! Kaldıki bu imamlar – Allah kendilerinden razı olsun - insanlara bizleri mutlaka taklit edin, sakın bizim görüşlerimizden ve ictihatlarımızdan ayrılmayın diye bir söz de zikretmemişlerdir. Aksine, her biri aynı noktaya çağıran, insanları sünneti seniyeye davet eden değerli ilim ehli insanlardı.

İşte, kendilerine Kitap ve Sünnet’ter deliller getirildiği halde onları görmemezlikten gelen veya çeşitli tevillerle onları geri plana itmeye çalışan bir çok zavallının ensesine bir şamar gibi inen bu imamların güzel sözleri :


EBU HANİFE:

1 - Hadis sahih ise işte benim mezhebim yani odur...

2 - Nereden aldığımızı bilmedikçe hiç kimseye bizim görüşümüz ile amel etmesi helal değildir...

3 - Allah’ın Kitabına Resulünün Sünnetine ters düşen bir söz söylediğim zaman benim görüşünü terkedin...
İbn abidin el - Haşiye 1.c.63
Fullani İkazul Himem 50. say.


İMAM MALİK:

1 - Beni bir beşerim hatada ederim isabet de.Sizler benim görüşlerime bakın, Allah’ın Kitabına Resulünün Sünnetine uyanı alın uymayanı da bırakın.

2 - Peygamberin dışında insanların sözleri alınır da reddedilir de.

İbnu Abdil Ber el-Cami : 2.91
İbn Hazm el-İhkam : 6. c .149


İMAM ŞAFİİ:

1 - Bir kimse için Peygamber s.a.v den nakledilen bir sünnetin açıkça belirlenmesi halinde, onu bir başkasının sözünden dolayı terk etmenin helal olmadığı hususunda müslümanlar ittifak halindedirler..

2 - Kitabımda Peygamber s.a.v’in sünnetine aykırı bir şey bulursanız Peygamber s.a,v’in sözünü alınız,benim sözümü terkediniz - diğer bir riva-yete ise - Sünnete uyunuz, başka birinin sözüne itibar etmeyiniz….

3 - Had sahih ise benim mezhebim odur...

4 – Peygamber s.a.v’den nakledilen her hadis benden duymamış bile olsanız o, benim görü-şümdür..

İbn Ebi Hatim : 93.94.S - Fullani İkazul Himem : 147 S


AHMED İBN HANBEL:

1 - Beni taklit etme,malik’i,Şafii’yi,Evzai’yi ve Sevri’yi de taklit etme. Sende onların aldığı kaynaktan al....

2 - Evzai ‘nin, Malik’ in, Ebu Hanife’nin sözlerinin hepsi şahsi bir görüşten ibaret olup bence hepsi eşittir.Delil ancak hadislerdir....

İbn Abdir Berr : El-Cami : 2.I49 - İbn Kayyum el-İlam : 2.0.302


Konu uzun sözü burada noktalayalım. Görüldüğü gibi, gerek Kitap ve Sünnetin ve gerekse onlara güçleri yettiği kadar tabi olan ilim ehli müçtehid imamların ihtilaf konusundaki zikrettikleri şeyler gayet açık ve nettir… Her ne kadar ihtilafı caiz görenler bu imamları kendi batıl fikirlerinin geçerliliği için kalkan olarak ta kullansalar, biz bu güzel sözlerin sahibi olan o güzide imamlarla, ihtilafı rahmet veya caiz gören bu insanları birbirinden ayırt etmekteyiz.

Diğer konulara gelince ...



İtikatta ve amelde Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat çerçevesindeki mezheplere mensup Müslümanlar, Rıza-ı İlahi’yi tahsil ve talep yolunda yapacakları kulluk vazifelerini, hilkatlerine en uygun olan yollardan birine uyarak yerine getirmektedirler. Aralarında münakaşa yoktur. Yöntemlerin farklılığı, gaye ve maksadın farklı olmasını gerektirmez.




İtikatta; Ehl-i Sünnet, selefi, vehabbi, şia, maturidi, eşari vs olmaz.

Fıkıh kitaplarına bakın itikat yani akideye taaluk eden meselelerde zanna asla yer yoktur. Akaid konusunda delil gösterilecek nassın öncelikle sabit olması için lafzen ve mana itibariyle mütevatir yani kesin olması gerekir. Bu da ancak Kuran’dır. [B] “Zannın Hak’tan hiçbir şey ifade etmeyeceğini" belirten Yunus suresindeki bu ayet buna delilimizdir. Akaid konusunda “subutu kati” nassın ancak Rabbimizden geldiği ve korunmuşluğu kesin olan Kuran ayetleridir. Bu ayetlerden de akaidimizi oluşturan ve kesinlik ifade edenlerin dalaleti kati yani ne anlama geldiği apaçık olan muhkem ayetlerdir.

http://www.ihyaforum.com/ehl-i-sunnet-akaidi/35325-sevadul-azam-ehl-i-sunnet.html

http://www.ihyaforum.com/ehl-i-sunnet-akaidi/35321-ehl-i-sunnet.html

http://www.ihyaforum.com/ehl-i-sunnet-akaidi/35324-kuran-i-kerimde-sahabiler.html


Mezhepler

MollaCami.Com