Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Tevhid Bahri (Osmanlıca Metin)

تَوْحيدْ بَحْرِى

الله آدين ذِكر ايدَلم اوَّلا وَاجِبْ اُلدُرْ جُمْلَه اِيشْدَه هَرْ قُولَه

الله آديِنْ هَرْ كِيِمْ اُولْ اَوَّلْ آكاَ هَرْ ايشِي آسَانْ اِدَه الله آكاَ

الله آدِى اُولْسَه هَرْ اِيشِكْ اُوكىِ هَرْ كِزْ اَبْتَرْ اُولْميَه آنِكْ صُوكُو

هَرْ نَفَسْدَه الله آدِينْ دىمُدامْ الله آدِيلَه اُولُورْ هَرْاِيشْ تَمامْ

بِرْ كَزْ الله دِيسَه عَشْقْ اِيلَه لِسَانْ دُوكُولُورْ جُمْلَه كُنَاهْ مِثْلِ خَزَانْ

اِسْمِ پَاكِنْ پَاكْ اُولُورْ ذِكْر اَيْلَيَنْ هَرْ مُرَادَه اِيرِيشُورْ الله دِييَنْ

عَشْقْ اِيلَه كَلْ اِيمْدِى الله دِيَه لِمْ دَرْد اِيلَه كُوزْ يَاشْ اِيلَه آهْ اِيدَهلِمْ

اُولَه كِيمْ رَحْ مَتْ قِيلَه اُولْ پَادِوشَاهْ اُولْ كَرِيمُو اُولْ رَحِيمُ اُولْ اِلَه

بِرْدِرْ اُولْ بِرْلِيكِنَه شَكْ يُوقدُرُرْ كَرْچِه يَاكلِشْ سُويْلَيَنْلَرْ چُوقْدُرُرْ

جُمْلَه عَالَمْ يُوغْ اِيكَنْ اُولْ وَارْ اِيدِى يَارَادِلْمِشْدَنْ غَنِى جَبَّارْ اِيدِى

وَارْايكَنْ اُولْ يُوقْ اِيدِى اِنْسُ ومَلَكْ عَرْشُ و فرْشُ و آىُ و كُونْ هَمْ نُهْ فلَكْ

صُنعِلَه بُونْلاَرِى اُولْ وَارْ اَيْلدِى بِِرْلِكِينَه خُمْلَه اِقرَارْ آيلَدِى

قُدْرَتِنْ اِظهَارْ اِيدُوبْ هَمْ اُولْ جَلِيلْ بِرْلِيكِينَه بُونلَرِى قِلْدِى دَليِلْ

اُولْ دِيدِىبِرْ كَرَّه وَارْ اُلدِى جِهَانْ اُولْمَه دِيرسَه مَحْو اُولُورْ اُولْ دَمْ هَماَنْ

بَارِى نَه حَاجَتْ قِلاوُزْ سُوزِىچُوقْ بِرْدِرْالله آنْدَنْ آرْتِقْ تَكرِى يُوقْ

حَشْرَ دَكْ كَرْ دِينِيلُورْسَه بُو كَلامْ نِيجَه حَشْر اُولَه بُواُولمَايَه تَمَامْ

پَسْ مُحَمَّدْدِرْ بُو وَارْلِغَه سَبَبْ صِدْق ايلَه آنِڭْ رِضَاسِنْ قِيلْ طَلَبْ

***

اَىْ عزِِيزْلَرْ اِشتَه بَا شْلارِزْ سُوزَه بِرْ وَصِيَّتْ قِيلارِزْ اِلاَّ سِزَه

اُ ولْ وَصِيَّتْ كِيمْ دِيرَم هَرْ كِيمْ طُوتَه مِسْكِ كِبِى قُوقُوسِى جَانْلَرْدَه تُوتَه

حَقْ تَعَالَى رَحمَتْ اَيلَيَه آڭَا كِيمْ بَنِى اُولْ بِرْ دُعَا اِيلَه آڭا

هَرْ كِه دِيلَرْ بُو دُعَادَه بُولُنَه فَاتِحَه اِحْسَانْ اِيدَه بَنْ قُلِنَه

Faruk kardeşim bu metin hakkında biraz bilgi alabilir miyiz acaba?

Mevlid-i Şerif'in müellifi Sultan Birinci Murâd Hanın vezîrlerinden AhmedPaşanın oğlu, Şeyh Mahmûd Efendinin torunu Süleyman Çelebi'dir. Mevlid-i Şerif'in bulunduğu "Vasilet'ün-Necat" adlı eseri 60 yaşında yazdığı rivayet edilir.

Eserini yazmasının sebebi olarak gösterilen hâdise hakkında; Künh-ül-Ahbâr, Güldeste, Tezkire-i Latîfî ve başka kaynaklarda geniş bilgi vardır. Süleymân Çelebi'nin vefâtı için düşürülen târih, "Râhat-ı ervâh"tır. Mezarı, Bursa'da Çekirge yolu üzerindedir.İyi bir tahsîl gören Süleymân Çelebi,Bursa'daki Ulu Câminin baş imâmlığına getirildi. Bu câmideki imâmlığı sırasında, birgünİranlı bir vâiz, vâz ve nasîhat ederken, Bekara sûresinin iki yüz seksen beşinci âyet-i kerîmesinin; "Biz Allahü teâlânın peygamberlerinden hiç birinin arasını ayırd etmeyiz (hepsine inanırız). Duyduk ve itâat ettik." meâl-i şerîfini tefsîr ederken de; "Hazret-i Muhammed ile hazret-i Îsâ arasında hiçbir farklılık, üstünlük yoktur." diye, kendi kafasına, bozuk inanışına göre tefsîr etti.

Cemâat arasında bulunan bir kimse dayanamayıp, ayağa kalktı ve; "Ey câhil! Kendi kafana göre nasıl tefsîr edebilirsin? Sen bu ilimde çok gerilerdesin. Hiç peygamberler (aleyhimüsselâm) arasında üstünlük farkı olmaz olur mu? Elbette peygamberimiz Muhammed (aleyhisselâm), bütün peygamberlerden daha üstündür. Burada fark yoktur demek, nübüvvet ve risâlet yönünden fark yoktur demektir. Üstünlükler, mertebeler yönünden değildir. Burada; "Birinin peygamberliğini kabûl edip, diğerini kabûl etmiyerek aralarında bir ayrılık gütmeyiz. Herbirini kendi derecelerine göre peygamber olarak kabûl ederiz" buyurulmaktadır.

Bundan, derece ve fazîletleri aynıdır anlamı çıkmaz. Bunun isbâtı ise, yine Bekara sûresinin iki yüz elli üçüncü âyet-i kerîmesidir. Burada meâlen; "Bu (sûrede sözü geçen) peygamberlerin bir kısmını, kendilerine verilen özelliklerle diğerlerinden üstün kıldık." buyurulmaktadır. Görüldüğü gibi, bu iki âyet-i kerîme, bizim âlimlerimizin tefsîr ettiği gibi birbirlerini doğrulamaktadır. Hâlbuki, senin bozuk düşüncene göre birbirlerini tekzib etmektedir ki, hâşâ bu olamaz!"
gibi pekçok sözler söyledi, pekçok delîller getirdi. Neticede İranlı vâiz, yanlış düşündüğünü kabûl etti. Bütün bunlara şâhid olan Ulu Câmi baş imâmı Süleymân Çelebi, bu hâdiseden dolayı çok duygulanmış ve meşhûr Mevlid-i Şerîfini yazmıştır. Mevlid-i Şerîf'inde, hep Ehl-i sünnet îtikâdını anlatmıştır.

***

Mevlid, mesnevî şeklinden ziyâde, kasîde şeklinde tertiblenmiştir. Bâzı yerlere gazel parçaları da ilâve edilmiştir. Arûz vezni ile yazılmış, (fâilâtün, fâilâtün, fâilün) kalıbı kullanılmıştır. Yalnız bir yerde (Mef'ûlü, fâilâtü, mefâîlü, fâilün) kalıbına yer verilmiştir.Kâfiyeler güzel ve sağlamdır. Süleymân Çelebi, Mevlid'in mısralarının mükemmel olması için çok titizlik göstermiş, bu sebeple Mevlid, üstün sanat sâhibi dîvan şâirlerince dahî sevilip beğenilmiştir.Mevlid'de hem olayların, hem de düşüncelerin anlatıldığı yerlerde, en kısa, en uygun ve mümkün olan en sâde anlatım şekli kullanılmıştır. Mevlid'de, hemen her türlü söz ve ifâde sanatına rastlanır. En çok cinâs, teşbîh ve tekrîr gibi sanatlara önem verilmiştir. Bölümlerin ve kitabın bütünlüğüne titizlik gösterildiği kadar, her mısra'ın ayrı ayrı güzelliği de gözden kaçmamaktadır. Mevlid, lirizm (içlilik) ve öğreticiliği (didaktizmi) iyice kaynaştırmış bir şiir kitabıdır. Kuruluktan uzak olduğu gibi, sırf coşkunluktan da ibâret değildir. Görünüşte kolay, fakat denendiğinde benzerinin yazılmasının çok zor olduğu görülür.


kaynak:biyografi.net

Teşekkür ederiz. Okudum Mevlid-i Şerif ama bu isimle ilk duyduk. Teşekkür ederiz.

İlginiz için ben deşekkür ederim..

hakikaten çok güzel açıklamış
elinize emeğinize sağlık
ALLAH celle celaluhu razı olsun ..


hakikaten çok güzel açıklamış
elinize emeğinize sağlık
ALLAH celle celaluhu razı olsun ..


Mevlid-i Şerif

MollaCami.Com