Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Süfyân-ı Sevrî, büyük imam, alim... Alim ama, mert alim!..

Süfyân-ı Sevrî, büyük imam, alim... Alim ama, mert alim!.. Parası yok, pulu yok ama dobra dobra...
Bir menkabesi hoşuma gidiyor: Evinde karanlıkta hırkasını giymiş, çıkmış. Yolda bir müslümanla karşılaşmış.
"--Selâmün aleyküm!" "--Aleyküm selâm!.." Demiş ki:
"--Yâ Süfyân-ı Sevrî! Hırkayı ters giymişsin; çıkart da düzgün giy!.." Bakıyor, ters... Yâni, yüzünü tersine giymiş; astarı dışarıda, yüzü içeride...
"--Ben üzerimdeki elbiseyi, Allah rızası için giymiştim. Allah rızası için giydiğim şeyi, kul rızası için çıkartmam!.." diyor.
Hiç düşündünüz mü, elbiseyi giyerken Allah rızası için giymeyi? Hiç aklınıza geldi mi?..
Allah emrediyor; örtülmesi gereken yerler örtülecek. Onun için giyiniyoruz. "Yâ Rabbi, senin rızan için giyiniyorum!" dediniz mi hiç?.. Bak, alimin haline bak!.. "Ben Allah rızası için giydim bunu!.. Allah rızası için giydiğim şeyi, kul rızası için çıkartmam!.." diyor. Kul, "Astarını giymiş, şuna bak!.. Dikiş yerleri görünüyor." diyecek, beğenmeyecek... Beğenmezse beğenmesin, aldırdığı yok!..


Menkıbeler

MollaCami.Com