Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


ihlas ile ilgili birkaç kıssa

' İhlâsı kimden öğrenmeliyiz '

-Mekke-i Mükerreme'de harçlıksız kalmıştım. Basra'dan para bekliyordum ama gelmemişti. Saçım sakalım çok uzamıştı. Bir berbere girdim
'Peşin peşin söyliyeyim param yok' dedim,
'Allah rızası için saçlarımı düzeltebilir misin?'
Berber o anda mevki sahibi birini traş etmekteydi. Onu bırakıp bana başladı. Adam itiraz etti.
Berber
'Kusura bakmayınız efendim' dedi, 'Sizi ücreti mukabilinde traş ediyorum. Ama bu genç Allah rızası için istedi'
Berber dahasını da yaptı, bana harçlık verdi. Aradan birkaç gün geçti, beklediğim para geldi. Ona bir kese altın götürdüm.
'Asla alamam' dedi, 'İnan Allah'ın rızası, daha değerli'

Meclisine gelenlerden biri mübareği denemek ister. Aklınca zor bir soru hazırlar ve sorar.
Mübarek
'sözle mi cevap verelim' der, 'yoksa halle mi?'

-İkisi de olsun.

-Eğer kendi kendini deneseydin, bizi denemeye lüzum görmezdin. Kalbindeki değişimi de mi farketmedin?

-Peki hâl ile cevabınız nasıl olacak?

-Yüzüne bak anlarsın.

Adam aynayı eline aldığında kendini tanıyamaz, çünkü yüzü simsiyahtır. Üstelik bu yola olan muhabbetinden eser kalmamıştır ki bu tard oldu demektir. Büyükleri incitmek böylesine korkunç bir cürettir işte.

Aradığına bağlı

Adamın biri Cüneyd-i Bağdadi'ye gelip 'Nerede o eski kardeşlikler' der, 'Hani, Allah için sevenler?'

ihlaslı olmak için sevdiğini allah rızası için seveceksin nefret5 ettiğinede allah rızası için neret edeceksin
allahı sevdiği için onu sevmek allah-ı (haşa) sevmediği için sevmeyeceksin işte o zaman ihlaslı olunur menfaat gereği değil allah rızası için sevmek gerekir

-Eğer sıkıntılarına katlanacak birini arıyorsan bulamazsın ama sıkıntılarına katlanacağın dostlar arıyorsan çoktur.

Cüneyd-i Bağdadi'nin talebelerinden biri şeytanın vesveselerine kapılıp kemâle geldiğini zanneder. Birbirinden cazip rüyalar görmeye başlar ve bunları arkadaşlarına da nakleder. Cüneydi Bağdadi Hazretleri onun durumuna çok üzülür. Talebesinin ayağına kadar gider ve 'Eğer rüyanda seni cennete götürürlerse üç defa 'La havle...' oku' diye tenbih eder. Hakikaten o gece rüyasında onu alıp cennete götürürler. Aklına hocasının sözü gelir. 'La havle...' okuduğu anda kendini çöplükler, pislikler içinde bulur. İçine düştüğü durumu anlar ve tevbe eder. Mübârek, 'Herkese bir mürşid-i Kâmil lâzımdır' der 'aksi halde mel'ûn şeytan musallat olur ve oyuncak eder.'

Talebelerinden biri sorar: 'Hiç ibadet ve tâat yapmadan Allah'ın (Celle Celalüh) lütfuna kavuşmak mümkün müdür?

-Zaten gelen bütün nimetler Allah'ın lütfudur. Bizim gibi acizlerin ibadetlerinden ne olsun.

Son nefes, zor nefes

Mübarek vefat edeceği gün çok korkulu ve üzgündürler. Yüzleri kül gibi olmuş rengi uçmuştur. Talebeleri bu halden çok ürkerler. Hatta içlerinden biri 'Aman efendim' der, 'biz sizin şefaatiniz ile kurtulmayı ümid ediyoruz. Eğer siz bu kadar sıkıntı çekerseniz bizim halimiz nice olur?

-Ey dostlarım yetmiş yıllık ibadetimi kıldan ince bir ipe astılar. Kâh o yana, kâh bu yana sallanıyor ve ben bu esintinin kabul yeli mi, red rüzgârı mı olduğunu bilemiyorum.

Naaşını yıkayan talebesi su ulaştırmak için mübarek gözlerini aralamaya çalışır. Melekler dile gelir, 'Kendini yorma' derler, 'Cüneydin gözü Allah'ın zikri ile kapanmıştır ve onun didarını görmeden açılmaz.'

Talebelerinden biri onu rüyasında görür. Merakla sorar: -Efendim, Allah-ü teâlâ size nasıl muamele etti?

-İlim ve marifet dolu sözlerimin hiçbir faydası olmadı. Sadece gece kıldığım namazlar imdadıma yetişti.

ihlaslı olmak için sevdiğini allah rızası için seveceksin nefret5 ettiğinede allah rızası için neret edeceksin



allah razı olsun hepsi birbirinden değerli kıssalar mevlam ihlaslı kullarından eylesin cümlemizi emeğinize sağlık

Allah Razı ve memnun olsun kardeşim çok değerli kıssalar


Allah Razı ve memnun olsun kardeşim çok değerli kıssalar

İmâm Kuşeyrî anlatır:

Horasan sultanı ve kahramanlarından Amr bin Leys öldükten sonra onu sâlih bir zât rü’yâda gördü ve aralarında şu mükâleme geçti:

“–Allâh sana ne muâmelede bulundu?”

“–Allâh beni afvetti.”

“–Allâh seni ne sebeple afvetti? Hayâtında nasıl bir amel işledin ki afva mazhar oldun?”

Bunun üzerine Amr bin Leys şöyle cevap verdi:

“–Günlerden birgün yüksek bir tepeye çıkmıştım. Oradan askerlerime baktım. Onların çokluğu ve ihtişâmını seyredince: «Keşke Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem- zamanında vâkî olan gazvelere ordumla beraber iştirâk edip de O’nun uğrunda fedâ-yı cân eyleyen bahtiyarlardan olabilseydim…» diye hislendim. İşte bu niyet ve iştiyâkımdaki ihlâs sebebiyle yüce Allâh, bana rahmetiyle muâmele ederek günâhlarımı bağışladı ve beni sonsuz nîmetleriyle mükâfatlandırdı.”

Bu hâdise, ihlâs ve samimiyetin, mü’min için ne kadar mühim olduğunu gösteren güzel bir misâldir. Buna göre kul, yapamadığı bir amelden bile ihlâs ve samîmiyetinin bereketi neticesinde nice lutuflara mazhar olmaktadır. Nitekim Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem- buyurur:

“Mü’minin niyeti (maksat ve ihlâsı) amelinden hayırlıdır.” (Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr II. 194
GÔnül bahcesinden muhabbetteki sir.(O.Nuri topbas)


Tesekkurler

Allah razı olsun kardeşlerim


Allah razı olsun kardeşlerim

aslında ben teşekkür ederim göstermiş olduğunuz ilgiye allah cümlemizden razı olsun AMİN.

Allah Razı ve memnun olsun kardeşim çok değerli kıssalar

Adamın biri Cüneyd-i Bağdadi'ye gelip 'Nerede o eski kardeşlikler' der, 'Hani, Allah için sevenler?' ihlaslı olmak için sevdiğini Allah rızası için seveceksin nefret ettiğinide Allah rızası için nefret edeceksin.
Allahı sevdiği için onu sevmek Allah-ı (haşa) sevmediği için sevmeyeceksin işte o zaman ihlaslı olunur menfaat gereği değil allah rızası için sevmek gerekir...

çok güzel kıssalar yavuz43 ve melissa her iki kardeşimede teşekkür ederim, Allah razı olsun...


Menkıbeler

MollaCami.Com