Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Kur’an-ı kerim'e abdestsiz el sürme caiz değildir

KUR’AN-I KERİM'E ABDESTSİZ EL SÜRME CAİZ DEĞİLDİR


Bir konu hakkında herkes, bazı şeyler söyleyebilir. Ancak bu her söylenenin doğru olduğunu veya kabul göstermesi gerekeceğini gerektirmez.

Bir şey ki; kabulü ammeye mazhar ise; o şey mu’teberdir. Efendimiz s.a.v.:”Ümmetim dalalet üzerine birleşmez.” hakikatiyle bunu izah eder.

Şer’i delillerden olan icma’da dinin temel delillerinden biridir. Mesela mecliste bir mesele tartışılırken o görüş ekseriyet tarafından kabul edilirse,artık o görüş tüm Türkiye’ye malolmuş ve kabul görmüş demektir. Hükmü de onun üzerinedir. Diğerlerin ortaya attıkları görüşler, bir görüşten öte bir mana ifade etmemektedir.

Aynen bunun gibi de; Vakı’a suresinin 79. ayeti de bu kabildendir. Âyette:”Ona tam bir surette temizlenmiş olanlardan başkası el süremez.” Bu hüküm islam alimlerinin; milyonda biri hariç olsa bile, umumunca: ”Kur’an-a abdestsiz ve cünüb halinde iken el süremez.” hakikati zahirdir.

Konunun daha iyi anlaşılması için bu konuda yapılan rivayetleri zikredelim:

“Hasan Basri Çantay tefsirinde: ”Levh-i mahfuza cismani bulaşıklardan temizlenmiş olanlardan başkası muttali’ olamaz. Ona muttali’ olan yalnız meleklerdir. Yahud Kur’an-a hadeslerden tamamen temizlenmiş olanlardan başkası el süremez. Bu tefsire göre”La yemessühü” nehy manasına bir nefiydir. Yani”El sürmesin.” demektir. Yahud mana şudur.”Kur’an-ı küfürden temizlenmemiş olanlar istemezler.”[1]

Âyet mana itibariyle bir şeyi yasaklamaktadır.

Bir çok alimler; Bu Kur’an'a abdestli olmayan kişiler el süremez, derken; diğer bazı alimler de: ”Kitaptan maksad levhi mahfuzdur.
Buna göre de ayetin manası: ”Levhi mahfuza temiz olanlardan başkası el süremez.”olur. Buradaki temiz olanlar ise meleklerdir.

Delil olarak da: ”O (Allah indinde) çok şerefli, kadri yüce, tertemiz sahifelerdedir. Kıymetli, sevgili, takva sahibi katiblerin elleriyle (yazılmıştır.)[2] Buna göre temiz olanlar meleklerdir.

Kur’an hürmet ve tazim gereği abdestsiz ele alınmaz. Bu fukahanın icmaıyla sabittir.

Bir de bir kısım alimler, yalnız öğretmek ve öğrenmek kasdıyla ele alınmasında bir beis görmemişler. Ancak gerek fetva, gerek takva abdestsiz ele alınmamasını gerektirir.

Böylece abdestsiz, cünüb kimselerle ay hali gören ve loğusa kadınların Kuran'ı ellerine alması haramdır. Hüküm budur.

Kur’ an'a göre; mademki kitabı temiz olan meleklerin tutabildiğini haber verdiğine göre; bizdeki Kur’an'da, levhi mahfuzda yazılan kitabın aynısı olduğuna göre onu tutanların da mutlaka abdestli olmaları farzdır.

Bu ayet hakkında farklı farklı görüşlerin olması Kur’an'ın ve ayetlerinin zenginliğini gösterir.

Bazı alimlerde, bunun âyetle değil de, Peygamberimizin s.a.v. sünnetiyle sabit olduğunu söylerler. Bu konuda şöyle akli ve nakli deliller getirirler:

1)Bu ayet Mekke’de nazil olduğundan fıkhi meselelerle ilgili olmayıp, iman ve itikadla alakalıdır.

2)Âyet de emir değil, bir şeyi haber vermektedir. Kuran'a abdestsiz temas edilemiyeceği haberini bildirmektedir.

Özetle; Rasulullah'ın sünneti de Kuran'ı abdestli olarak ele almanın farz olduğunu bildirir.

İbni Hibban ashabı sünenin tesbit ve rivayet ettiklerine göre Rasulullah s.a.v.,Yemen halkına yazdığı mektubta: ”Kuran'ı ancak abdestli kimseler eline alabilir.” buyurmuştur.

Fukahanın cumhuru (Ebu Hanife-Malik-Şafii) da böyle hükmetmişlerdir. Sahabilerin çoğu da çocuklarına Kuran'ı ellerine alacakları zaman abdest almalarını emrederlerdi.

Kuran'a abdestsiz dokunulamaz,hükmü,itiraz kabul etmeyen hükümlerdendir. Kuran, Sünnet ve İcma’ ile sabittir. Çünkü; Edille-i Şer’iyye, dini delil ve kaynaklar dört olup, burada üçüyle sabit olmuştur. Oysa biriyle bile sabit olsa hakikattır.[3]

Hz. Rasulullah'ın Amr ibnu Hazm’a yazdığı mektupta: ”Kuran'a sadece temiz olanlar dokunsun-emri de vardı. Buradaki bu mektub sahabeye yazılıyor, onlara söyleniyor, müşrikler dokunmasın, demiyor.

Hz. Ömer’in müslüman oluşuyla ilgili rivayette: ”Hz. Ömer kız kardeşine: ”Şu okumakta olduğunuz yazıyı bana verin” dediği zaman kız kardeşi: ”sen kirlisin,ona sadece temizler dokunur, kalk yıkan, der. Oda kalkar yıkanır ve sonrada Kuran parçasını alır.[4]

Bu âyetteki: ”Nefy, Nehy (yasaklama) manasındadır. Yani taharetsiz kirli eller ona dokunmasın, ancak maddi ve manevi pislikten; hubüsü hadesten taharetle temizlenmiş imanlı,abdestli kimseler temas etsin.” [5]

Bazı alimlerin bir beis olmayıp,kılıflı bir halde bile tutmayı mekruh görmesiyle beraber,fıkhen mushafa dokunmak yani temas cünüb için,abdestsiz için caiz değildir.

Cünüb için ayriyeten Kuran'ı okuması caiz değildir. Bu konuda Peygamberimiz: ”Cünüb ve hayızlı Kuran'dan bir şey okumasın.” (Tirmizi-Ebu Davud)

Tahavi ise bazı âyetlerin okunmasının ise caiz olduğunu söyler.

Özetle söyleyecek olursak: Besmele, Hamdele çekmekte bir sakınca yoktur. Zikir, tesbih ve dua o kişi için caizdir. Buradaki men olayı Kuran içindir. Yoksa diğerleri için değildir. [6]

İslamiyet her hususta olduğu gibi bu hususlarda da kişinin madden ve manen temiz olmasını ister. Mesela; cünüb, hayızlı ve nüfesa olan birinin mescide girmesi caiz olmaz iken, zaruret neticesinde girmesine cevaz verilmiştir. Hiç olmasa teyemmüm ederek girmesini tavsiye etmiştir.

Hatta öyle ki, mescidde uyuyan bir kimse cünüb olarak uyansa teyemmüm abdesti olmadan çıkmasının helal olmayacağını söyliyen alimler vardır.

Hadiste: ”Allah temizdir,temizi sever.”

Âyette: ”Muhakkak Allah tevbe edenleri ve temizlenenleri sever.”[7]

Kuran'a temas konusunda abdestsiz ile cünüb müsavidir,değişmez. Hüküm ikisi içinde aynıdır.[8]

Mesela; bir kişi parmağında bir yüzük bulunsa,yüzüğün üzerinde Kuran'dan her hangi bir şey veya Allah’ın ismi bulunduğu halde abdesthaneye girmesi mekruh bulunmuş, zayıf bir görüşe göre de sakınca bulunmamıştır.

Tazim ve hürmete riayet gerekir.

Kuran'dan bir bölüm veya Allah’ın isimlerinden her hangi bir isim olduğu halde cebinde bulunan bir şeyden dolayı sakınca yoktur. Yinede evla olan sakınmaktır.[9]

Evet, cünüb ve hayızlık durumu; Kuran'ı gerek ezberden, gerek yüzünden okuyup, onu her hangi bir kılıf olmaksızın tutmak haram addedilmiştir.

Ancak bir Kuran ayeti dua niyetiyle okunursa onda bir beis görülmemektedir.[10]

Zaten âyetteki –Mutahharun- dahi taharet kelimesi, hayızlı ve nüfesa, cünüb ve abdestsiz kimseler için kullanıldığında; bu durumlardan arınıp, gusüllü ve abdestli olmayı gerektirmektedir.[11]

Hz. Ali anlatıyor: ”Nebi s.a.v. cünüblük hali dışında, her durumda bize Kuran'ı okuyor (ta’lim) ediyordu.” [12]

Böylece hadiste de ifade edildiği gibi: ”Hayız ve cünüb Kuran'dan her hangi bir şey (sure-ayet) okumasın.” derken, haramiyetini ifade etmektedir. Ancak yemek, içmek, bir bineğe binerken okunacak olan ayet ve duaların okunmasında bir beis yoktur, caizdir.”[13]

İçerisinde âyetlerin bulunduğu dini kitablar abdestsiz olarak ele alınabilir.

Kimse bu benim dediğim kayıtsız-şartsız doğrudur, diyemez. Aksi takdirde Allah’ın ezeli ve ebedi kelamını kendi sonlu görüşüyle sınırlamış, onu inhisar altına alıp, iftiraya kadar gitmiş olur. Ondandır ki eskiden yazılan kitabların sonlarında; -Allahu A’lemu bissavab-(Allah en doğru olanını bilir.) denilirdi.

Denize dalan dalgıçların elerine geçirdikleri hazinenin bir parçasının diğerlerinden farklı olmasıyla inkar edemeyeceği gibi...

Veya körlerin ayrı ayrı yerlerinden tuttukları fili tarif etmeleri gibi,Kur’an-ın meseleleri tahrif edilmemeli,gözü açık olarak yorumlar ve tarifler yapılmalıdır.



MEHMET ÖZÇELİK

[1] Age. 3 / 1003.Beyzavi.,Ahkam Tefsiri. M.A.Sabuni.Mütr.M.Taşkesenlioğlu. 4 / 413-416.Şafiide aynı görüşte.Tefsir-i Kebir. Fahreddin-i Razi. Terc.heyet. 21 / 253-254.

[2] Abese.13-16.

[3] Bak.Tefsir-u Ayatil Ahkam Minel Kur’an.M.A.Sabuni.(Arapça) 2 / 506-507.

[4] Bak. Kütüb-ü Sitte Muhtasarı.Prof.İ.Canan. 4 / 288-289.

[5] Bak.Hak Dini Kur’an Dili. Elmalılı Hamdi Yazır. 7 / 4723,(Heyet) 7 / 411, Mecmuatün minet Tefasir. (Arapça) Beyzavi-Nesefi-Hazin-İbni Abbas- 6 / 166-167.

[6] El-İhtiyar.Abdullah bin M. bin Mevdud. (Arapça) 1 / 13.

[7] Bakara.222,Tevbe.108.

[8] Bak.Hidaye.Ebil Hasen A. bin Ebibekr b. Abdil Celil. (Arapça) 1 / 31.

[9] Bak.Mecmaul Enhur fi Şerhi Mültekal Ebhur. (Arapça) Damad Efendi. 1 / 25-26.

[10] Bak. İslam İlmihali. Mehmet Dikmen.Sh.215,244.

[11] Bak. Mevarid.M.Sarı.Sh.942.(Arapça sözlük)

[12] Tac. (Arapça) Şeyh Mansur Ali Nasıf. 1 / 116.(Hadis kitabı)

[13] Tac.age. 1 / 119.


Makale Köşemiz

MollaCami.Com