Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
*Safahatdan Asım bölümü ve obama gerçeği...
“Eşeklerin canı yükten yanar, aman, derler,
Nedir bu çektiğimiz dert, o çifte çifte semer!
Biriyle uğraşıyorken gelir çatar öbürü;
Gelir ki taş gibi hain, hem eskisinden iri.
Semerci usta geberseydi… Deymeyin keyfe!
Evet, gebermelidir inkisar edin herife.
Zavallı usta göçer bir gün akıbet, ancak,
Makamı öyle uzun boylu nerde boş kalacak?
Çırak mı, kalfa mı, kim varsa yaslanır köşeye;
Takım biçer durur artık gelen giden eşeğe.
Adam meğer acemiymiş, semerse hayli hüner;
Sırayla baytarı boylar zavallı merkepler.
Bütün o beller, omuzlar çürür çürür oyulur;
Sonunda her birinin sırtı yemyeşil et olur.
‘Giden semerciyi derler, bulur muyuz şimdi?
Ya böyle kalfa değil, basbayağ muallimdi.
Nasıl da kadrini vaktiyle bilmedik , tuhaf iş;
Semer değilmiş o rahmetlininki devletmiş’
Nasihatim sana: Herzeyle iştigali bırak;
Adamlığın yolu nerdense, bul da girmeye bak.
Adam mısın: Ebediyen cihanda hürsün, gez;
Yular takıp seni bir kimsecik sürükleyemez.
Adam değil misin, oğlum: Gönüllüsün semere;
Küfür savurma boyun kestiğin semercilere”
(Safahat; Asım bölümü)
Amerika seçimlerinin ardından atılan manşetlere, yazılan köşe yazılarına, yapılan yorumlara, koro halinde alkışlamalara bakınca Mehmet Akif’in Safahat’ta anlattığı “semerci” hikayesini hatırladım.
Seçim gecesine kadar Bush politikalarını hayasızca alkışlayan, İslam coğrafyasını kan gölüne çevirmiş olmasına rağmen toz kondurmayan, Bush’tan “yarım arpa boyu” kadar faydalanmak için kırk takla atan, sahip olduğu medya gücünü onun emrine veren “muhabbet fedaileri” birden bire yönlerini seçimi kazanan zenci adama çevirdiler.
Hatta o kadar ileri gittiler ki, Bush ve kadrosunu, Türkiye’de cüzamlı ilan ettikleri vatanperverlere destek vermekle suçlamaya başladılar. Adama sormazlar mı, iki dönemdir Amerika başkanlığını yapan adamı sekiz senedir alkışladığınıza göre siz de destekçinin destekçisi olmuyor musunuz?
Afganistan ve Irak bu adamın devrinde işgal edildiğine göre, milyonlarca masum insan katledildiğine göre ve zerre kadar kaşlarınızı dahi çatmadığınıza göre, siz kendinize de bir ad buldunuz mu? Köleliği çoktan kabullenmiş ve kollarındaki zincirlerle efendilerini alkışlayan bu güruh, şimdi eski efendilerinin hilelerinden ve yeni efendilerinin faziletlerinden bahsediyorlar.
“Eşeklerin canı yükten yanar, aman, derler,
Nedir bu çektiğimiz dert, o çifte çifte semer!
Biriyle uğraşıyorken gelir çatar öbürü;
Gelir ki taş gibi hain, hem eskisinden iri.
Semerci usta geberseydi… Deymeyin keyfe!
Evet, gebermelidir inkisar edin herife.
Zavallı usta göçer bir gün akıbet, ancak,
Makamı öyle uzun boylu nerde boş kalacak?
Çırak mı, kalfa mı, kim varsa yaslanır köşeye;
Takım biçer durur artık gelen giden eşeğe.
Adam meğer acemiymiş, semerse hayli hüner;
Sırayla baytarı boylar zavallı merkepler.
Bütün o beller, omuzlar çürür çürür oyulur;
Sonunda her birinin sırtı yemyeşil et olur.
‘Giden semerciyi derler, bulur muyuz şimdi?
Ya böyle kalfa değil, basbayağ muallimdi.
Nasıl da kadrini vaktiyle bilmedik , tuhaf iş;
Semer değilmiş o rahmetlininki devletmiş’
Nasihatim sana: Herzeyle iştigali bırak;
Adamlığın yolu nerdense, bul da girmeye bak.
Adam mısın: Ebediyen cihanda hürsün, gez;
Yular takıp seni bir kimsecik sürükleyemez.
Adam değil misin, oğlum: Gönüllüsün semere;
Küfür savurma boyun kestiğin semercilere”
(Safahat; Asım bölümü)