Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


İKRA SURESİ

“Yaratan Rabbinin adı ile oku” (İkra:1) Yani O’nun yüce adıyla “Allah” yüce ismi ile başlayarak oku. Okumaya başla emri Allah’tan inerken, başlangıçta Hira mağarasında Hz.Muhammed (s.a.v)’in zatına melek gelip, canına tak diyen şiddetli bir sıkıştırma ile yalnız;

-“İkra (oku)” demiş. O zamana kadar Hz. Muhammed (s.a.v) okuma bilmediği için;

-“Ben okumuş değilim” demişti. “Yani okuma bilmem ki ne okuyayım” demişti. Bunun üzerine şiddetli bir sıkma ile;

-“Oku” demiş. O da yine;

-“Ben okumuş değilim” demişti. Üçüncü defa ki sıkıştırmadan sonra olan iş bu;

-“Rabbinin adıyla oku” emri ile başlamıştı. Şu halde bu emir, ilk inmesinde hem yaratıcı bir mahiyette Hz. Muhammed (s.a.v) okumazken okur yapmış, hem öğretici bir şekilde nazmı ile okunanı belirtmeye başlamış hem manası ile ilk vazifenin böyle yaratan, terbiye eden Allah’ı tanımak ve O’nun ismiyle okumaya başlamak olduğunu yükümlü tutmak şeklinde anlatılmıştır. Bu başlangıçta şöyle demek olur. Sen bu zamana kadar okumadın. “Sen Kur’an’dan önce bir şey okumuyordun.” (Ankebut:29/48) Kitabın niteliğini imanın esasından neden oluştuğunu bilmezdin. “Sen önceden kitap nedir? İman nedir? Bilmezdin.” (Şuara: 42/52)

Fakat işte yaratmak denilen işin sahibi olup kâinatı yaratan ve seni yaratıp yetiştiren, sana ve her işine sahip olan Rabbin seni kudretiyle şu anda bir okur yaptı. Okunacak bir Kur’an, bir kitap indirmeye başladı.

“Kur’an okumak istediğin zaman, Allah’ın rahmetinden kovulmuş, şeytanın şerrinden Allah’a sığının!” (Nahl: 16/98) ayetinde geçtiği üzere Kur’an okumanın hakikati, sözü rast gele söylemekten daha güzel bir şekilde düzgün olarak bağlayarak birbiri ardınca ağızdan sesler çıkarmaktır ki, gerek ezberden ve gerek yüzünden, gerek gizli ve gerek açık mutlak olarak okumak demektir. Kitabın kitap olması için gerçekten yazılmış olması şart olmadığı gibi, okumak içinde mutlaka yazı şart değildir.

“O insanı bir kan pıhtısından yarattı” (Alak:2) “Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.” (Alak:3)

Yani O insanı bir kan damlasından yarattı ve sonsuz keremiyle rızıklandırdı. Yani başkası değil, O her cömertten daha cömert olan keremine, kerametine nihayet olmayan, karşılıksız, bedelsiz, korkusuz, endişesiz, lütuf ve hilm ile, sebepli veya sebepsiz, alışılmış ve alışılmamış cömertlik ve yardım ile nimet verip, ihsanda bulunan, kerametler ve mucizeler bağışlayan ve gerçek kerim (cömert) yalnız kendisi olan o yaratan ve sana ismi ile başlayarak okumayı emreden ancak Rabbindir.

“O kalem ile öğretendir” (Alak:4) Kelam ile yazıyı öğreten, o vasıta ile ilim belleten de O’dur. Yoksa bir kan pıhtısından yaratılmış olan insanlar ne kalem bilirdi, ne yazı.

“O insana bilmediği şeyleri öğretti.” (Alak:5) İnsanda olmayan kuvvetleri, yetenekleri, kabiliyetleri yaratarak ve deliller getirerek ve ayetler indirerek Vehbi (Allah vergisi) olarak da öğretti. Çalışarak kazanmış yoluyla da öğretti. İşte öyle sonsuz kerem sahibi olan Rabbin sen hiç okumamış iken, yalnız cömertliğinden sana ledünni (Allah tarafından ihsan edilen) ilmi vererek böyle bir emir ile seni kaleme muhtaç etmeden de okutur.

Bilmediğin şeyleri bildirir ve bildirdi. O’nun için sende O’nun ismiyle bu Kur’anı oku, oku! Beydavi derki; Yüce Allah insanı en güzel mertebelerden en yücesine nakleden ve nimetini ortaya koymakla Allahlığını anlatmak ve cömertliğini gerçekleştirmek tarzında insanın başlangıç ve son durumunu sayarak bu şekilde önce Allah’ı tanımaya akıl yoluyla delalet edene işaret; ikinci olarak da işitme yoluyla delalet edene uyarıda bulunmuştur.

Rabbim ilim okuyup öğrenmeyi ve amel etmeyi nasip eylesin. Vesselam.

Rabbim ilim okuyup öğrenmeyi ve amel etmeyi nasip eylesin. Vesselam.
Aminn degerli kardeşim


Rabbim ilim okuyup öğrenmeyi ve amel etmeyi nasip eylesin. Vesselam.
Aminn degerli kardeşim


Kur'ân-ı Kerîm ve Tefsir

MollaCami.Com