Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ağlayan şehir Kudüs

AGLAYAN SEHIR KUDÜS

Geçen ay Ortadogu’da, 1987’de baslayan ve tam yedi yil süren Filistin bagimsizlik ve halk ayaklanmasi Intifada hareketi yillarindan sonra meydana gelen en siddetli çatismalar meydana geldi. Ortadogu bir kere daha kana bulandi. Tarih, bir çöp bidonunun arkasindan babasinin gölgesine siginan, elinde kendini savunacak bir tas bile olmayan masum bir çocuk üzerine bir bölük asker gönderip kahpece kursunlatan Yahudinin canavarlasan vahsetine tanik oldu. Yahudi isgali altindaki Kudüs’ün ilk tanik oldugu vahset digil bu. Tarih içinde 32 defa yakilip yikilan kutsal bir sehir Kudüs. Bir zamanlar Hz. Süleyman’in yaptirdigi Beytülmakdis’i bagrinda saklayan ve Efendimizin Mirac ‘a yükseldigi Mescid-i Aksa’yi sirtinda tasiyan kutsal bir sehir...



Museviler bugün dünyanin birçok ülkesinde özenle korunan bir azinlik statüsündeler. Bagimsiz olarak kurduklari tek devlet ise Ortadogunun göbeginde bir çiban gibi duran Israil. Israil'in Ortadogu'daki varligi artik inkar edilemeyen bir vakia. Ve bu devlette de garip bir tecelli olarak çogunlugu nu Müslümanlarin ve bir kismi ni da Hristiyanlarin olusturdugu Filistinli Araplar azinlik statüsünde bulunuyorlar.

Simdi, üç bin yillik azinlik tecrübesi yasamis olan bir milletten beklenen azinlik halindeki Filistinliler'in yasama haklarini tanimalari, temel hak ve hürriyetlerine saygi göstermeleri degil midir?

Halbuki elli yillik tecrübe Israil'de Filistinliler'in yasama haklarinin taninmadigini ve ikinci sinif bir insan muamelesine tâbi tutuldugunu gözler önüne serdi. Israil'i ziyaret edenler iki toplumun yasama sartlarinin nasil birbirinden çok farkli oldugunu gözlemleyebiliyorlar. Son Harem-i Serif intifadasi Yahudiler'in sivillere, protestocu çocuklara nasil acimasizca muharip muamelesi yaptigini ve taslara kursunlarla karsilik verdigini gösterdi.

Eski Sehrin baris süreci kapsaminda Israil ve Filistin otoriteleri arasinda paylasilmasindaki zorlugun temelinde kutsal mekanlarin sanildigi gibi birbirlerinden net çizgilerle ayrilamiyor olmasi yatiyor. Eski Sehir’de pek çok kisinin sandigi gibi sinirlari net bir Müslüman Mahallesi, bir Hristiyan Mahallesi ve bir Yahudi Mahallesi yoktur. Diger yandan bir dinin kutsal mekanlari sanildigi gibi sadece o din için degil, en az diger iki din için de kutsaldir. Mescid-i Aksa Müslümanlar için kutsal oldugu kadar Yahudiler için de kutsal bir mekanda bulunuyor. Yahudilerin Aglama Duvari, Hz. Peygamberin Mirac gecesinde Burak denilen binegini biraktigi yerdir. Müslümanlara ait kutsal mekanlar ile Yahudi ve Hristiyanlara ait kutsal mekanlarin karmasik bir yapida birbiri içinde bulunmasi bu üç dinin kutsal mekanlarini kesin hatlarla birbirinden ayirmayi zorlastiriyor. Bunun çözümü ise Osmanlinin hüküm sürdügü 600 yil boyunca hakimiyeti altina aldigi bir çok bölgede farkli dinlerin bir arada huzur içinde yasadigi bir ortami saglamasi gibi, bu bölgede de bütün din mensuplarinin baris ve huzur içinde yasayabilecekleri bir idarenin kurulmasinda yatmaktadir.




Yeryüzündeki üç büyük dinden hiçbirisi Kudüs’e digerinden daha az önem vermez. Kronolojik siraya göre üç dinin gözünde Kudüs’ün neden bu kadar önemli ve kutsal olduguna bakmakta bugün gelinen noktayi anlamak bakimindan fayda vardir.


Kudüs

MollaCami.Com