Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


>kendini bilmek adına okumak>

“Yaratan Rabbinin adıyla oku!
O, insanı bir alakadan (embriyodan) yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O Rab ki kalemle yazmayı öğretti. İnsana bilmediği şeyleri öğretti” (Alak: 1–5).

Okumak ama mutlaka Rabbinin adıyla okumak!
Okumak ama kendini bilmek adına okumak!
Okumak ama başkalarına faydalı olmak adına okumak!

Yunus Emre hazretleri, okumaktan ve ilimden umulan maksadı şu sözlerle ne güzel ifade ediyor;
“İlim ilim bilmektir/İlim kendin bilmektir/Sen kendini bilmez isen/Ya nice okumaktır/Okumaktan mana ne/Kişi Hakk’ı bilmektir/Çün okudun bilmez isen, Ha bir kuru emektir.”

Meşgul olunan ilimin, Hak katında değer bulması için mutlaka Allah rızasına uygun ve insanlığın yararına olması şartı vardır. Bu şartlar yerine getirildiği takdirde, kişinin elde edeceği faydalar bir hadisi şerifte şöylece beyan edilmiştir:

Ebu’d–Derda (ra) anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın şöyle dediğini işittim: “Kim bir ilim öğrenmek için bir yola sulûk ederse Allah onu cennete giden yollardan birine dâhil etmiş demektir. Melekler, ilim talibinden memnun olarak kanatlarını (üzerlerine) koyarlar. Semavat ve yerde olanlar ve hatta denizdeki balıklar âlim için istiğfar ederler. Âlimin âbid üzerindeki üstünlüğü dolunaylı gecede kamerin diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler, ne dinar ne dirhem miras bırakırlar, ama ilim miras bırakırlar. Kim de ilim elde ederse, bol bir nasip elde etmiştir” (Kütübü sitte/4078).

Allah’ın rızasına uygun yapılan ilim sayesinde, o kişinin mağfiret bulması için yapılan dualar hakkında da Aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah Teâla Hazretleri, melekleri, semâvat ehli, deliğindeki karıncaya, denizindeki balıklara varıncaya kadar arz ehli, halka hayrı öğretene mağfiret duasında bulunur”(Kütübü sitte/4073).

İlim talep etmenin, kişinin günahlarına kefaret olacağı da şöylece haber verilmiştir:
“Kim ilim talep ederse, bu işi, geçmişteki günahlarına kefaret olur” (Kütübü sitte/4081).

İlimle uğraşmanın fazileti bir başka hadisi şerifte şöylece bildirilmiştir: “İlim talebi için yola çıkan kimse dönünceye kadar Allah yolundadır” (Kütübü sitte/4080).

İlim, tabi ki kendine has sorumlulukları da beraberinde getirmektedir. Peygamberimiz (sav);
“Kim, bir ilimden sorulur, o da bunu (gizleyip) söylemezse (Kıyamet günü) ateşten bir gem ile gemlenir” (Kütübü sitte/4088) buyurmakla ilim sahiplerini ikaz etmiştir.

İlimin tebliğ edilmesinin Resulullah (sav) tarafından tavsiyesi de şöyle olmuştur;
“Allah benim sözümü işitip belleyen, sonra da onu benden (başkasına) ulaştıran kimsenin yüzünü kıyamet günü ağartsın. Zira nice ilim taşıyıcılar vardır ki, âlim değildir. Nice ilim taşıyıcıları ilmi, kendinden daha âlim olana taşırlar”(Kütübü sitte/6018).

İlim sahipleri ilimlerini başkalarına aktarırken gayet itinalı davranmalıdırlar. Bazıları vardır ki başkalarına daha bilgili görünmek adına konuşur da konuşur ama dinleyenler ondan istifade etmek şöyle dursun; kafaları daha da karışır. Hâlbuki ilim sahibi bulunduğu ortamdakilerin istifadesi için mutlaka onların seviyesine ve idrakine uygun konuşmalıdır. Bu konudaki Peygamber uyarısıyla konumuzu bitirelim:
“Sen bir cemaate akıllarının almayacağı bir şey söylersen mutlaka bu, bir kısmına fitne olur” (Kütübü sitte/4095).

Kendini bilmek adına okunacak güzel bir yazı...
Allah razı olsun cepni, emeğine sağlık...

:)

çok güzel bir yazı. ellerinize sağlık

Başlığı ilk okuyunca dedim "eyvay konu yine kadınların okuma davasına dönecek, yine günlerce tartışılacak" ama yazıyı okumaya başlayınca anladım ki bambaşka bir boyut orataya çıktı...
Çok güzel bir konuydu, her bir satırda ayrı bir güzellik, ayrı bir tat...Teşekkürler...

şu aralar tartışmaya hiç vaktim yok firdevs :D ;)

ben teşekkür ederim,duyabilen yüreğinize sağlık,


Serbest Kürsü

MollaCami.Com