Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Üç Gece!!!

Üç Gece!!!


BİR GECE, BİR ADAM, “Bu gece mutlaka bir sadaka vereceğim!” deyip, sadakasıyla evinden dışarı çıktı. Yolda gördüğü ilk insana sadakasını vermeye niyet etmişti. Öyle de yaptı. Fakat, gecenin karanlığında parayı eline tutuşturduğu insan, karanlıktan istifadeyle evleri soymaya niyetli bir hırsızdan başkası değildi. Hırsız, başına gelen bu olayı arkadaşlarına anlatmış olmalı ki, sadakaya niyetlenen adam, ertesi sabah uyandığında herkesin:

“Bu gece bir hırsıza sadaka verilmiş” diye konuşup durduğunu duydu.

Adam:

“Yâ Rabbi! Bir hırsıza sadaka verdiğim için Sana hamd ediyorum” dedi ve muhtemelen bir hırsıza vermiş olduğu için sadakasının kabul olunmayabileceği düşüncesiyle, ilave etti: “Ancak, mutlaka bir sadaka daha vereceğim.”

O gün akşam olup ortalık karardığında, yine sadakasıyla yola çıktı. Gecenin karanlığında bu sefer, gördüğü bir kadının avucuna sıkıştırdı paraları. Sabah olduğunda ise:

“Bu gece zina yapan bir kadına sadaka verilmiş” diye dedikodu ettiklerini duydu. Meğer, adamın parayı eline tutuşturduğu kadın, para karşılığı kötü bir fiil işlemek niyetiyle dışarı çıkmış bir sokak kadınıydı.

Adam:

“Allah’ım! Bir hırsız ve bir zâniyeye sadaka verdiğim için Sana hamd olsun! Yine de, bir sadakada daha bulunacağım” dedi.

O günün akşamı, yine sadakasıyla birlikte sokağa çıktı. Karanlıkta bu sefer karşısına çıkan adam, esasında çok zengin ama cimri biriydi.

Sadakayı veren adam, sabahleyin uyandığında, bu kez herkesin dilinde:

“Bu gece bir zengine sadaka verilmiş!” sözünün dolaştığını duydu.

Adam:

“Allah’ım! Bir hırsız, bir zâniye ve bir zengine sadaka verdiğim için Sana hamd ediyorum!” dedi.

Takip eden zaman içinde, bu adam bir rüya gördü. Rüyasında kendisine gelen kişi, şöyle dedi ona:

“Senin sadakaların kabul edildi. Senin sırf Allah için verdiğin sadakalar sebebiyle o hırsızın hırsızlıktan vazgeçip iffete gelmesi, o zâniyenin zinadan vazgeçmesi, o cimri zenginin ise ibret alıp Allah’ın kendisine verdiklerinden başkalarına tasaddukta bulunması umulur.”


[Ebu Hureyre(r.a.) tarafından anlatılan, Prof. Dr. İbrahim Canan’ın Kütüb-ü Sitte tercümesinden alıp uyarladığımız bu mesel, Buhârî, Zekat 14; Müslim, Zekat 78; Nesâî Zekat 47’de rivayet edilmektedir.]

şeytanla Bir Görüşme!

Şeytanla kabristanda karşılaştılar. Şeytan çok neşeliydi. Adam sordu: "Bu ne hâl?"
"Altın devrimi yaşıyorum." diye cevap verdi şeytan.
Adam anlamazlıktan geldi: "Ne demek istiyorsun?" "Sen de pekâla biliyorsun" dedi, "Asırlarca âhir zaman dedim durdum. Şimdi artık mutluyum. O Asr-ı Saadet'te neler çektiğimi bir ben bilirim. Hangi sahabeyi görsem dizlerimin takatı kesilirdi. Hele Ömer, onu görünce saklanacak delik arar, yolumu değiştirirdim. Daha sonra da rahat yüzü gördüm sayılmaz.
Sahabeler gitti, müçtehidler geldi. Her asırda bir kutup, bir müceddid, nice alim, nice veli... Bana rahat yüzü mü gösterdiler?. Geylânî gitti, Gazali geldi; Rabbanî gitti, Mevlâna geldi.. Selçuklunun çöküşüyle biraz rahat edeceğimi sandım. Ne gezer. Al sana Osmanlı Ama şimdi altın devrimi yaşıyorum. Evet altın devrimi. Şeytan, daha sonra da bir nârâ atarak "Gün benim, devran benim" diye ekledi.
"Milyonlarca, milyarlarca insanı nasıl yoldan çıkarıyorsun? Bunu hangi kuvvetle yapıyorsun?" diye sordu adam. Şeytan bir kahkaha savurdu: "Allah'ın onlara verdiği kuvvetle!" "Nasıl olur!?"
"Anlatayım," dedi şeytan. "İnsana takılan bütün âletler, duygular, verilen bütün hisler, kuvvetler hep Allah'ın ihsânı. Ben o insana Allah'ı unutturuyorum. İçine vesvese atıyor, ne lâzımsa yapıyorum. Oyunlar tezgâhlıyor, tuzaklar kuruyorum. Sonunda bana uyarsa, Allah'ın bu ihsanlarını benim istediğim yönde kullanıyor. İşte bütün mesele bu kadar basit."
"Demek sen Allah'ı biliyorsun?" diyerek hayretini belirtti adam.
Şeytan acı acı gülerek; "Öyle lâf ediyorsun ki şaşıyorum" dedi.
"Hiç bilinmeyen bir Zât'a isyan edilir mi? Onu bilmeyen mi var? Ama kimisi Kur'an'ı dinler, emirlerine uyar. Kimisi de beni dinler, isyan yolunu tutar. Bu ayrı mesele."
Adam, şeytana silahlarını sordu. "Bunları ezberlemeye hafızan yetmez," dedi şeytan. "En çok kullandıklarım dünya sevgisi, benlik dâvâsı, şehvet, gazap, hırs, haset, riya. Herkesin nabzına göre şerbet veririm. Birine aldanmazsa, diğerini sunarım. Kendime bağlayıncaya kadar peşini bırakmam. Bunu başardım mı işim kolaylaşır. Artık ben o kişinin ardına düşmem. O beni takip eder."
Şeytan onu bir kabre götürerek "Bak" dedi. Adam baktı. Toprağın altı da, üstü gibi seyredilebiliyordu
Şeytan, "Şu var ya," dedi, "Bil bakalım, erkek mi, kadın mı?"
"Ne bileyim ben," diye cevap verdi adam.
Şeytan "vaktiyle" dedi, "şu kemikler bir kadının, şu ileridekine de bir delikanlının bedenleri sarılıydı. İkisini de rahatlıkla parmağımda oynatıyordum. Bu kâinatı, ondaki harika hadiseleri, insanın mükemmel yaratılışını, ölümü, hesap gününü, kısacası, her hakikatı unutturdum onlara. Şehvetten başka birşey düşünmez oldular. Bir ömür boyu hayvan gibi yaşadılar. Şimdi de azap çekiyorlar."
Mezarlıkta biraz ilerlediler. Şeytan bir başka kabri gösterdi: "Bil bakayım," dedi, bu kemikler zengin kemiği mi, fakir kemiği mi?"."Kemiklerden birşey anlaşılmıyor" dedi adam. Ama mezar taşından bu şahsın vaktiyle zengin biri olduğu belli.
"Evet," diye cevap verdi şeytan. "Ben bu adamı servetiyle gururlandırdım. Mal sevgisi gönlünde o kadar yer etti ki, işin birini bırakıp diğerine koşuyor, rüyalarında bile parayla uğraşıyordu. Ona rahat yüzü göstermedim. Gayri meşru kazançların peşinde koşturdum. Zâlim ettim, hırsız ettim, mağrur ettim... Bunlar onu mahvetmeye yetti; şimdi ilk hesabını veriyor. Şu berideki de bir fakirdi. Onu da bunun malına haset ettirdim. Kalbine kin ve nefret tohumları serptim. Bu kadarla da kalmadım, onu ruhî bunalımlara ittim. Sonunda kaderi tenkide kadar götürdüm. O da bir başka azap içinde. İşte bir taşla iki kuş vurmak diye buna denir."
Sözün burasında hiç alâkası yokken yine, "Şu Osmanlılar yok mu," diye içini çekti, şeytan" kendileri gittiler ama, yine de bana çok çektiriyorlar. Fakat ben de intikamımı iyi aldım."
"Nasıl aldın?" diye sordu adam.
"Anlatayım," dedi. Bunu söylerken göğsünü kabartmış, ellerini koltuklarının altına sokmuş, başını gururla dikmişti:
"Asırlarca dinin, imanın ve namusun bayraktarlığını yaptılar. Nice plânlarımı akîm bıraktılar. Nice insanları Allah'a secde ettirdiler. Fakat, şimdi ne oldu? Onların torunları benim peşimdeler. Hâyâ perdelerini sıyırıp çöpe attım. Şimdi birbirlerinin namusuna kötü gözle bakmayı hüner sayıyorlar. Bu manzara beni keyfimden çıldırtıyor. Dahası da var. Dün Osmanlının isminden dehşete kapılan Avrupalı, bugün memleketinize rahatlıkla giriyor. İstediği gibi eğleniyor ve Meyhanelerinizde, kızlarınızın taşıdığı içkileri içiyorlar.Bu konuşmaları dinlerken adamın içinde bir sıkıntı belirmiş ve şeytanın kendisini ümitsizliğe düşürmek istediğini anlamıştı. Elbette daha fazla konuşturamazdı:
"Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır." diye başladı söze. "işte şimdi bu bahara girmek üzereyiz. Sözünü ettiğin pespaye gençliğe bedel din, vatan millet için gece gündüz çalışan çırpınan, göz yaşı döken yeni bir gençlik daha yetişiyor. Hem de akıl almaz bir hızla. Bunu sen de biliyorsun. Nitekim onlarla durmadan uğraşıyorsun. Öyle değil mi?"
Şeytan adamın söylediklerini inkâr edemezdi. Ve yanından ayrılırken "evet" dedi biliyorum.
Ama yine de onlarla uğraşacağım." deyip, kaybolması bir oldu.

"Fakat, şimdi ne oldu? Onların torunları benim peşimdeler. Hâyâ perdelerini sıyırıp çöpe attım. Şimdi birbirlerinin namusuna kötü gözle bakmayı hüner sayıyorlar. Bu manzara beni keyfimden çıldırtıyor."....

"Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır." diye başladı söze. "işte şimdi bu bahara girmek üzereyiz. Sözünü ettiğin pespaye gençliğe bedel din, vatan millet için gece gündüz çalışan çırpınan, göz yaşı döken yeni bir gençlik daha yetişiyor..."
Teşekkürler.

ewet şeytan ne kadar uğrassa da o nesıl yetişiyor ve şeytanın hilelerini yıkmak için ve ummetı muhammed bilincini yerleştirmek için yetişiyor ve gun gelecek seytanın o osmanlıya dert yanması gıbı bu ahır zaman ummeti içinde dert yanacak ALLAHIM SEN BIZLERİ NEFSİMİZLE,BENLİGİMİZLE BAŞ BAŞA BIRAK MA? ECMAİNNN!AMİNNNNNNNNNNNN .........

evet inşallah Ehli sünnet vel cemaat mezhebine tam riayet edip Peygamber efendimiz (S.A.V.) in unutulan sünnetlerini ihya edip onları ortaya çıkartıp birebir uygulamaya çalışan bir nesil geliyor gümbür gümbür...


evet inşallah Ehli sünnet vel cemaat mezhebine tam riayet edip Peygamber efendimiz (S.A.V.) in unutulan sünnetlerini ihya edip onları ortaya çıkartıp birebir uygulamaya çalışan bir nesil geliyor gümbür gümbür...inşallah allah cc cümlemize o nesile dahil olmayı nasib etsin...


evet inşallah Ehli sünnet vel cemaat mezhebine tam riayet edip Peygamber efendimiz (S.A.V.) in unutulan sünnetlerini ihya edip onları ortaya çıkartıp birebir uygulamaya çalışan bir nesil geliyor gümbür gümbür...
Evel Allah.


evet inşallah Ehli sünnet vel cemaat mezhebine tam riayet edip Peygamber efendimiz (S.A.V.) in unutulan sünnetlerini ihya edip onları ortaya çıkartıp birebir uygulamaya çalışan bir nesil geliyor gümbür gümbür...


inşallah

Emeklerine sağlık. İkiside çok güzel. İnşallah Allah cc cümlemize o nesile dahil olmayı nasib etsin... Amin inşallah.

amin inşallah


Emeklerine sağlık. İkiside çok güzel. İnşallah Allah cc cümlemize o nesile dahil olmayı nasib etsin... Amin inşallah.

amin inşallah


Emeklerine sağlık. İkiside çok güzel. İnşallah Allah cc cümlemize o nesile dahil olmayı nasib etsin... Amin inşallah.


Paylaşımlarınız için teşekkürler firdevs27 kardeşim.

''evet inşallah Ehli sünnet vel cemaat mezhebine tam riayet edip Peygamber efendimiz (S.A.V.) in unutulan sünnetlerini ihya edip onları ortaya çıkartıp birebir uygulamaya çalışan bir nesil geliyor gümbür gümbür...''

Yanlış anlamayın arkadaşlar fakat be bazen okadar korkuyorum ve ümidim kırılıyor ki... Bir üniversite öğrencisiyim Çevremde o denli cahiller var ki ve bunların tek gayeleri aynı cahillikleri yeni nesle anlatmak. Bazen tek kalıyorum sanki onların arasında zayıf kalıyorum. Ancak böyle yerlerde yeniden yeşeriyorum... Allah cümlemizin yardımcısı olsun...

Paylaşımlarınız için teşekkürler firdevs27 kardeşim.

Okuyan gözlerinize sağlık...
İlginiz ve değerli yorumlarınız için hepinize ayrı ayrı ben teşekkür ederim arkadaşlar...


kıssadan hisse

MollaCami.Com