Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim

Hz Allah Nimeti Kulunda Görmeyi Sever

Hz ALLAH NİMETİ KULUNDA GÖRMEYİ SEVER

Mü’minin servetinden normal şekilde faydalanması yani yemesi,içmesi,giyinmesi,evlad-ı ıyalini rahatça yedirip giydirmesi de nimete teşekkür cümlesindendir.Bir kısım zenginlerin yemelerine giymelerine bakılınca üzerlerinde Allah’ın nimeti görülmez.Bu da iyi bir şey değildir.Peygamber Efendimiz (s.a.v) :

=”Allah kulunun üzerinde verdiği nimetin eserini görmeyi sever” buyurmuştur.

Bir gün İmam-ı Azam Hazretlerinin yanına gelenerden birinin elbisesi iyice eski idi.Sohbetten sonra herkes giderken o adam da gitmek istedi.Fakat İmam,müsaade etmeyerek beklemesini söyledi.Meclis dağılıp herkes gittikten sonra ikisi yalnız kalınca Hz İmam adama:
-“Şu seccadeyi kaldır,altına olanları al”dedi.
Adam seccadeyi kaldırdı ,altında bin dirhem payı görünce durakladı.İmam:
-“Al o dirhemleri , onlarla kılığını kıyafetini düzelt”
-“Ya İmam ! ben zenginim,bunlara ihtiyacım yok” deyince, O büyük inan adama nasihat edip yukarıda ki Hadis-i Şerifi anlattı.

KENDİNE YAZIK EDEN ZENGİNLER

Sehavet yani cömertlik , mü’mini yüksek derecelere kavuşturduğu gibi, bahillik (cimrilik)de mü’mini her şeyden mahrum edebilir.Hele mal sevgisi Allah sevgisinin üstüne çıkarsa, o zaman insan nafile infak şöyle dursun,farzları bile yapamaz hale düşer.Belki tevil ve red yolula imanını kaybedenler bile olabilir.

Nitekim zamanı saadette olmuştu.Salebe ibni hatip isminde fakir bir mü’min vardı.Namzlarını devamlı Peygamber(s.a.v) efendimiz’i arkasında kılardı.Fakirliken bıkan salebe bir gün Efendimiz’e :

-“Ya Rasülallah! Benim için Allah’a dua et de bana biraz dünyalık versin”der.Rasülullah(s.a.v):

-“Ya salebe!şükrünü ödeyebildiğin az,ödeyemediğin çoktan daha hayırlıdır senin için”diye cevap verir.Salebe müracatında ısrar ederek:

-“Ya Rasülallah,Allah bana mal verirse yemin ederim ki sadaka vererek hayır yaparak şükrünü eda edeceğim” diye teminat verir.

Bu ısrar üzerine Peyamber(s.a.v.) Efendimiz Salebeye mal vermesi için Allah.’a iltica eder.Allah (c.c)sebebler halk eder ve Salebe koyun sahibi olur.Kounlar çoğalır.Salebe Medine-i Münevvere dışında bir merya çekilir.Beş vaktini cemaatle kılan Salebe yalnız Cuma namazlarını kılmak için haftada bir defa şehre gelmeye fırsat zor bulmaya başlar.Kısa zamanda koyunlar daha da çoğalıp büyük meralara ihtiyaç hasıl olur.Salebe daha uzaklara çekilir ve sohbeti Nebevi den tamamen uzak kalır.Bu mahrumiyetin neticesi zenginliğin de verdiği gurur ile mal sevgisi Allah sevgisinin yerini almaya başlar.

O sırada da zekat farz kılınır.Allah Rasülü, Salebeye bir mektup yazarak Emri İlahiyeyi bildirir ve zekatını gelen memurlara vermesini emreder.Salabe memurların geirdiği mektubu okudukça yüzü şekilden şekle girer,asabı bozulur,evvelce verdiği sözü unutur da zekatını vermez.”Bu cizye de nerden çıktı?” diyerek zekatı inkar eder.

Memurlar dönmeden Cebrail(a.s) Allah-ü Teala’nın mealen şu Ayet-i celilesini getirir:

“İnsanlardan bazıları, bize fazlı ile mal verirse mutlaka taadduk edip Salih kimselerden olacağız diye Allaha söz verirler.Allah fazlıdan mal verince de bahilli ederler ve Allahın emrinden yüz çevirirler” İşte böylece Hz Allah salebenin eski halini hatırlatıp zekatı inkar ile düştüğü küfürünü Rasülüne haber verir.

Memurlar gelir fakat bir şey konuşmadan Peygamber (s.a.v) Efendimiz Ayet-i Kerimeyi okuyarak “Yazıklar oldu Salebeye “ der.

Kim bilir,şimdi bu yazıklar oldu hükmüne kendi kendini dahil eden ne kadar zengin kimse vardır!!.....

Hayatın İçinden İslam