Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Turistlerin namaz kılanları görmesi niçin yasak?
Bir ikindi vakti İstanbulâun mânevî güzelliklerinden olan ve turistlerin de çokça ziyaret ettiği Sultahanmet Camiiâne gittik.
Orta öğretim okullarında okuyan çocukların da ziyaret ettiği camide gördüğümüz hâl, bizi üzdü.
Maksadımız sizleri de üzmek değil, ama gördüğüm manzarayı aktarmaya çalışayım, siz karar verin.
Camiye gittiğimizde ikindi namazı vaktine neredeyse bir saat daha vakit vardı. Kapıdaki âgörevliâler turistleri başka kapıya yönlendirirken, bazı görevliler de âcamiye yardımâ talep ediyorlardı.
İçeri girdik, Allah kabul etsin âtahiyyatüâl-mescidâ namazı kıldık ve ikindi ezanına daha vakit var diyerek tekrar dışarı çıktık ve cami çevresinde bir iki fotoğraf çektik.
Namaz vaktine yarım saatten daha fazla vardı, tekrar camiye döndük. Bu defa bazı ziyaretçilerin cami kapısından geri döndüğüne şahit olduk.
Meğer, namaz vakti yaklaştı diye âziyaretçilerâi kabul etmiyorlardı. Kapıdaki görevli, âNamaz vakti yaklaştı, camiye ziyaret yasak (ya da yok)â diye sesleniyordu.
Hâliyle başta âyabancı turistâler olmak üzere âyerli turistâler de memnun kalmasalar da geri dönüyordu.
Neyse biz içeri girdik. Bu defa içerideki görevli, cami içindeki ziyaretçilere, turistlere ve fotoğraf çekmeye çalışanlara seslenerek; âZiyaretçiler dışarı, ziyaretçiler dışarıâ diyordu.
Mihraba doğru ilerleyip ezan vaktini beklemeye koyulduk. Bu esnada caminin müezzini Kurâân-ı Kerimâden okumaya başladı, onu dinledik. Bir yandan da cami âziyaretçileriâne gösterilen bu muamelelerin yanlış olduğu hususu aklımıza takılıp kaldı...
Ezan okundu, namazı kıldık ve dışarı çıktık. Bu esnada hâlâ âziyaretçiâler içeri alınmıyordu. Caminin girişinde, âŞu an namaz vakti, cami ziyarete kapalıâ yazısı duruyordu.
Hatta bu sebeple bazı âziyaretçiâlerle cami kapısındaki âgüvenlik görevlileriâ düşük yoğunluklu âkavgaâ ediyordu. Aynı mealde bir yazı, âyabancı ziyaretçi/turistâler için de dış kapıya, avluya konulmuştu. Orada da âThe Mosgue is closed for prayer service from 17:00 to 17:45â yazıyordu. Buna göre cami, 17:00 ile 17:45 saatleri arasında âkapalıâydı.
Düşünelim şimdi: Namaz vaktinden yarım saat kadar önce başlayan yasakla birlikte, ortalama olarak 1.5 saat süresince caminin âziyaretçiâlere kapalı olması doğru mu?
Cuma günü olsa böyle bir uygulamayı anlamak belki mümkün, ama meselâ Perşembe günü ve ikindi vaktinde, camide yoğunluk yokken bu yapılan doğru mudur? Eğer namaz kılan cemaatin ârahatsız olacağıâ düşünülüyorsa pek de makul bir gerekçe değil.
Çünkü cami büyük. Ziyaretçiler de zaten belli bir yerden ileri geçemiyorlar, tahta engeller var.
Namaz kılanlarla ziyaretçiler arasından neredeyse 50 metre mesafe var. Bir âyasakâ uygulansa bile bunun süresi en fazla 30 dakika olabilir. Cuma namazı dışındaki hangi namaz 1.5 saatlik bir âyasakâ uygulamayı gerektirir ki?
Namaz kılındığı esnada cami içinde ziyaretçilerin olması belki âhuşuâya zarar verebilir, ama bir de fayda yönünü düşünelim. Değişik ülkelerden gelen binlerce turist, namaz kılanları izlese, fotoğraf çekse ya da videoya kaydetse dolaylı bir fayda sağlanmaz mı?
Turistler, Müslümanların ibadet hâlini görse, içlerinden merak eden çıkmaz mı? Cami kapısından geri dönmek, hem yerli hem de yabancı âturistâler için hiç de sevimli değil. Bir yandan âAyasofya yeniden ibadete açılsın, cami olsunâ derken, tam karşısındaki Sultahanmet Camiiânin âmüzeâ muamelesi görmesi doğru olmaz.
Hem, yıllardan beri konuşulduğu halde bu ve benzeri büyük camilerde niçin bilhassa yabancı turistleri hedef alan bir âtanıtmaâ birimi ya da görevlileri olmaz?
Sultahanmet Camii gibi camilere meselâ 5 adet âgüvenlik görevlisiâ yerine 15 adet dil bilen ve yabancılara âdoğru İslâmıâ anlatabilecek bir ekip görevlendirilse daha faydalı olmaz mı?
Müslümanlar namaz kılarken, duâ ederken yabancı turistler o ânı görse ve aynı anda bu görevliler onlara bu ibadetlerin anlamını anlatsa İslâmı seçenler çoğalmaz mı?
İbadet esnasında bu camilerin âziyarete kapalıâ tutulması hangi karara dayanıyor bilemem, ama ziyaretçiler bu durumdan memnun değil.
Başta Diyanet İşleri Başkanı ve İstanbul Müftüsüânün bu konuyu bir daha gözden geçirmesini, ziyaretçilerin fikrini almasını temenni ederiz.
Çok güzel bir irşad mekânı olabilecek bu camilerin âmüzeâ görüntüsünü akla getirebilecek uygulamalara maruz kalması hoş değil...
Faruk ÇAKIR