Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Sadi Şiraziâden: Zengin ve yoksul çocuk
Sadi Şiraziâden: Zengin ve yoksul çocuk
Babasının mezarı başında oturmuş bir zengin çocuğu, bir yoksul çocuğuyla konuşurken gördüm. Şöyle diyordu:
"Babamın türbesinin sandukası kıymetli taştandır. Üzerindeki kitabe renkli ve güzel, türbenin dışı da mermer ile döşenmiş, firuze taşlarıyla süslenmiştir.
Senin babanın mezarı gibi birkaç kerpiç ve bir avuç toprakla meydana getirilmiştir."
Yoksul çocuğu bu sözleri dinledikten sonra şöyle cevap verdi:
"Sus! Baban bu ağır ve süslü taşlar altında kımıldayana kadar, babam cennete varmış olur.
Peygamberimizin şu sözünü duymadın mı:
âYoksulların ölümü rahata erişmektir. Zenginlerinki ise hasrete düşmek.
Yoksulun geri bıraktığı bir şeyciği yoktur ki, zengin gibi ayrılık acısı çeksin.â
Eşeğin sırtındaki yük ne denli hafif olursa, yol da o kadar rahat yürür.
Yoksulluk zahmetinin yükünü çeken kişi, ölüm kapısını hızlı geçer.
Bolluk, rahat ve kolay yaşayan insanın ölmesi bu yüzden zordur,
Her haliyle esaretten kurtulan esir, zindana düşen beyden mutludur."
Bir başka hikâyeciği de şöyledir bu büyük bilgemizin:
İnsan az yemekle melek huylu olur, hayvanlar gibi çok yerse cansız şekilde düşer.
İstediğini verdiğin kişi emrine girer. Ancak nefis, istediğini verdikçe sana emreder.