Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ayın güneşe aşkı...



Bir gün ay dedi ki:
“Ben, güneşe olan aşkımla âlemi ebediyen nurlara boğacağım.”
Ona dediler ki:

“Sözün doğruysa gece gündüz durmadan ona koşmalısın ki ona ulaşasın. Ona ulaştın mı da onda yok olursun, varlığın görünmez artık. O zaman onun ışıklarıyla yanarsın. Onun yüceliği, varlığını ortadan kaldırır. İşte onun nuruyla göründüğün vakit halk, cemaline müşteri kesilir. Herkes, parmağıyla birbirine seni gösterir. Herkes gözünü sana diker. ‘Ne oldu da ay, güneş önünde ışık saçıyor?’ der.”

Bir âşık, pervasızca yok olunca toprağın arta kalan kısmından görünür. Bir adam kedisini nura atar, yakıp yandırırsa bir müddet ayrılıktan sonra vuslata erişir.

Ayın on dördü bile o kadar güzelliğine rağmen yine de hilâl halindeki noksanlıktan yardım görür. On dördüncü gece kendini bezemiştir, bu meydanda. Fakat kimse ona dikkat etmez, kimse onu göstermez. Çünkü o, kendisini görmektedir. Fakat hilâl haline gelip yeni ay oldu mu herkes ona göz diker.

Ey oğul! Bilmiş ol ki, varlığına bağlı kaldıkça bitimsiz belâlara uğrarsın. Fakat gönlün, yokluk diyarında konakladı mı şirk pisliğinden arınırsın.
Şirk sütüne alışan tevhid yetkinliğinden mahrum kalır...


Alıntı.



Ey oğul! Bilmiş ol ki, varlığına bağlı kaldıkça bitimsiz belâlara uğrarsın. Fakat gönlün, yokluk diyarında konakladı mı şirk pisliğinden arınırsın.
Şirk sütüne alışan tevhid yetkinliğinden mahrum kalır...


Şirk sütüne alışan tevhid yetkinliğinden mahrum kalır..nekadar güzel söz
paylaşım için teşekkürler


Tasavvûf

MollaCami.Com