Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Avrupa Konseyi'nden İslam karşıtlığı uyarısı

http://medya.zaman.com.tr/2010/06/24/ym_ab_k.jpg

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Genel Kurulu, laikliğin dinî kıyafetlerin yasaklanmasına gerekçe olamayacağını belirtti ve İsviçre'den de minare yasağını iptal etmesini istedi. Mevlüt Çavuşoğlu başkanlığındaki AKPM'de dün kabul edilen 'Avrupa'da İslam, İslamcılık ve İslamofobi' başlıklı raporda 'dinî özgürlükler' vurgusu ön plana çıktı. Raporda "Laiklik, kamusal alanda dinî pratiklerin yasaklanabileceği anlamına gelmez. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9. maddesi herkese dinî kıyafetlerini kamusal veya özel alanda giyme serbestisini sağlar." hatırlatması yapıldı.

Danimarka Sosyalist Grup üyelerinden Mogens Jensen'in kaleme aldığı raporda, burka yasağını uygulamak isteyen Fransa ve Belçika'ya sert eleştiriler yöneltildi. Burkanın kamuya açık yerlerde yasaklanmasına ilişkin bazı ülkelerde getirilmek istenen yasağa da değinilen kararda, güvenlik açısından birtakım kısıtlamalar getirilse de yasağın genelleştirilmesine karşı çıkıldı. Fransa ve Belçika'da uygulanan burka yasağının olumsuz etkilediği kaydedilerek, "Genel bir yasak, burka giyen kadınların üzerindeki baskıyı artıracak, onun evden çıkmasını ve başka kadınlarla ilişki kurmasını zorlaştıracaktır. Müslüman kadınların, eğitimden, iş hayatından ve kamusal alandan dışlanması onların hayatını daha da zorlaştıracaktır." denildi. Raporda, vücudun tamamını örten burka tarzı kıyafetlerin dinî vecibeden daha çok kültürel ve sosyal geleneklere dayandığı da kaydedildi.

Jensen'in raporunda kadınların giyim tarzlarının ne kendi toplumları ne de devletler tarafından belirlenebileceği vurgulandı. Karar metninde, "İslam, Musevilik ve Hıristiyanlık gibi barışçıl bir dindir. Avrupa devletleri, tıpkı Hıristiyan papazların veya dindar Yahudilerin giydiği kıyafetlere karışmadığı gibi, Müslüman kadınların başörtüsüne de müdahale etmemelidir." uyarısı yapıldı.

LAİKLİK, yasaklara gerekçe olamaz

Kararda, minare yasağının, "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili 9. maddesi ile ayrımcılığın yasaklanmasıyla ilgili 14. maddesini ihlal ettiği'' belirtildi. Kararda, şehir planlamasına ve kamu güvenliğine uygun olarak, nasıl kiliselerin kulesi bulunuyorsa camilerin de minaresinin olmasına izin verilmesi istendi.

Kararda son olarak Avrupa'da ırkçı partilerin İslam karşıtlığını körüklemesi eleştirildi. Avrupa'nın birçok ülkesinde aşırı sağ partilerin son yıllarda politika değişikliğine giderek Müslümanları hedef aldığı savunulurken, "Yabancı korkusunun yerini 'İslam korkusu' aldı." denildi. Hollanda ve İsviçre'de ırkçı partilerin yükselişine dikkat çekiliyor. Avrupa'da çok sayıda Müslüman göçmenin Avrupa kültürü ve değerlerini benimsediği belirtilirken, son yıllarda artan İslam karşıtı uygulamaların ve ırkçı partilerin Müslüman gençler arasında Batı değerlerine yönelik tepkiyi artırdığını ifade etti. Kararın sonuç bölümünde "Avrupa'da Müslümanların sosyal ve kültürel olarak ayrımcılığa hedef olmasına karşı çıkılması'' istendi ve "İslam karşıtlığıyla mücadelede Avrupa Konseyi'nin ortak stratejileri tartışması'' çağrısı yapıldı.

Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerde dinler arası eğitimin güçlendirilmesinin önemine değinilen kararda, Avrupa'da yüksek eğitim kurumlarının İslam araştırmalarını desteklemesi istendi. Kararda, okullarda İslam'ın daha iyi anlatılmasının önemine değinildi. Raporda, 23 milyon Müslüman'ın yaşadığı Avrupa'da İslam eğitimi için devlet bütçelerinden pay ayrılması da tavsiye edildi.
EMRE DEMİR - STRASBOURG

Avrupalı bir milletvekili tarafından hazırlanan raporda başörtüsü yasağı eleştirilirken, CHP'li vekil başörtüsü yasağını savundu...
http://www.bugun.com.tr/newsFiles/1/1/0/1/0/0/0/0/1/1/1/1/0/0/0/0/file/106976.jpg
AKPM Genel Kurulu, Avrupa'da giderek artan İslam karşıtlığı ile ilgili rapor ve buna bağlı karar tasarısını kabul etti.

Oturuma, güncelliğinden ötürü beklendiği gibi bazı Batı Avrupa ülkelerindeki burka ve peçeli çarşaf yasağı damgasını vurdu. Raporu kaleme alan Sosyalist grup üyesi Danimarkalı parlamenter Morgens Jensen, burka yasağını ilk oylayan Belçika'daki bölünme tartışmalarına gönderme yaparak alaylı biçimde "Belçikalı meslektaşlarımızın şu anda burka yasaklamak yerine uğraşacakları daha ciddi konular var sanıyorum" dedi.

Liberal Gurp adına söz alan Alman parlamenter Marina Schuster de burka veya peçeli çarşafa getirilecek genel bir yasaklamanın olası ters etkilerine dikkat çekti.

Avrupa sağını temsil eden Avrupa Halk Partisi (EPP) grubu adına konuşan Hollandalı parlamenter Pieter Omtzigt, Avrupa devletlerinin burka veya peçeli çarşafa genel yasak getirme yetkilerinin olmasını savundu. Omtzigt konuşmasında "liberal bir toplumda vücüdun tamamen örtülmesi bir hak olabilir mi?" sorusunu yöneltti.

Sosyalist grup üyesi İngiliz parlamenter Denis MacShane genel kuruldaki konuşmasına başını tamamen kapatan kara bir örtüyle başladı. MacShane'in konuşmasında "İslamiyette başörtüsü yoktur" şeklindeki yorumuna EPP üyesi Türk milletvekili Mehmet Tekelioğlu "Böyle bir hükmü nasıl verebiliyorsunuz. Bu hükmü vermek bizim işimiz değil. İnsanlar giyinişlerinde özgür olmalılar" yanıtını verdi.

Konu hakkında AKPM'nin kadın-erkek fırsat eşitliği komisyonu adına görüş raporu hazırlayan Türk parlamenter Nursuna Memecan ise İslam'ın bir barış dini olduğunu söyleyerek, Avrupa'da Müslümanların dışlanıp, parmakla gösterildiğine vurguda bulundu.

Memecan'ın bu tespiti oturum sonunda kabul edilen kararına da yansıdı. Kararda, Müslümanların, dini gelenekleri ve kültürel farklılıkları nedeniyle toplumdan dışlandıkları, parmakla gösterildikleri ve kendilerine ayrımcılık yapıldığı hissine sahip oldukları vurgulandı.

Kararda buna karşılık, demokratik normların din ve devlet ilişkilerinin birbirlerinden ayrıştırılmasını gerektirdiğinin altı çizilerek, "Genel anlamda toplumu demokratik biçimde yansıtan ve onun hizmetinde olan hükümetler, parlamentolar ve idari kurumlar tüm ateist, agnostik ve dini inanca karşı nötr olmakla yükümlüdürler" ifadelerine yer verildi.

Kararda, Avrupa Konseyi ülkelerinde hizmet veren bazı İslami kuruluşların "yabancı hükümetlerden" finansal destek ve siyasi direktif aldığı ve hedeflerinin dini olmadığı da belirtildi. AKPM, Avrupa devletlerine, İslami dernek ve kuruluşların maddi kaynakları, yönetim kadroları ve tüzükleri konusunda saydam olmaları için önlem alması çağrısında bulundu.

Kararda, azınlıkta olan bir kültüre mensup göçmenlerin yaşadıkları ülkelerde marjinalleşmemeleri ve paralel bir toplum oluşturmamaları için önlemler alınması ve bu çerçevede kültürlerarası diyaloğun cesaretlendirilmesi de savunuluyor. Ancak İslam'ı bir barış dini olarak tanımlayan AKPM, "teröristlerin ve aşırı siyasilerin İslam dinini kendi iktidar mücadeleleri için kullanmalarına ilk tepkinin Müslümanlardan gelmesi gerektiği" görüşünü de kararına ekledi..

MÜSLÜMAN KADINLAR GİYİNİŞLERİ KONUSUNDA HÜR İRADEYE SAHİP

Burka ve peçeli çarşaf yasağının demokratik bir toplumda güvenlik veya kamusal alanda dinsel nötralite adına gerekli olabileceğinin vurgulandığı kararda, bu giyim tarzına genel yasak getirmenin hedeflenenin aksi etki yapabileceği ve aileler ve toplumu Müslüman kadınların evden çıkmaması için baskı yapmaya itebileceği uyarısında bulunuluyor. AKPM buna karşılık üye devletlerden Müslüman kadınları giyinişleri konusunda hür iradeye sahip olabilmeleri için ve her türlü fiziksel ve psikolojik şiddete karşı korumalarını istiyor. Bu tespitten yola çıkarak da üye devletlerden Müslüman kadınları hakları konusunda duyarlı kılacak spesifik politikalar üretmesini istiyor.

Avrupa'da bazı siyasilerin Müslümanlara karşı ayrımcı politikalarının endişe verici olduğuna da vurgu yapan AKPM, bu çerçevede özellikle İsviçre'nin minare yasağı için düzenlediği referandumun "kaygı verici" olduğunu belirterek, bu ülkelden minare inşasına getirişlen genel yasağa moratoryum uygulamasını ve bu yasağı en kısa sürede kaldırmasını talep ediyor.

Kararda, İslam dininin Avrupa genelinde yüksek öğrenim kurumlarında düzenli olarak okutulması, bu alanda akademik ve dini planda uzmanlar yetiştirilmesi ve İslam ile İslamizm arasındaki farkın anlatılması da istendi.

KELEŞ YASAĞI SAVUNDU

İslam karşıtlığı ve Müslüman düşmanlığı konusunda kritik raprorun görüşüldüğü Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) yaz dönemi oturumunda söz alan CHP milletvekili Birgen Keleş türban yasağını savundu. Danimarkalı milletvekili Morgens Jensen tarafından hazırlanan rapor taslağında başörtüsü yasağı eleştirilirken ve Müslüman kadınların serbest giyimi savunulurken, CHP' li milletvekili Keleş Türkiye'de yasağın laiklik gereği olduğunu iddia etti. Keleş ayrıca isim vermeden AK Partiyi suçladı ve "bazı hükümetler dini iç politika malzememesi olarak kullanıyor' dedi. Keleş'in konuşması diğer Türk milletvekillerinden tepki topladı.

Seda ŞİMŞEK- BUGÜN GAZETESİ


Zulmün Vesikaları

MollaCami.Com