Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


“İhyâu Ulûmu’d-Din” ve Kırbaç Cezası

Büyük İslâm alimi ve mutasavvıfı İmam Gazalî hazretleri (ö.505/1111 - Tus/Meşhed), “İhyâu Ulûmu’d-Din” isimli dört ciltlik kıymetli eserini yazdığı zaman devrin bazı alimleri tarafından hayli eleştirilmişti. Bunlardan biri de Kuzey Afrikalı Ebu’l-Hasan b. Hirzehem (Hirazhem) isimli bir alimdi. Bu zat İhyâu Ulûm’u inceleyince “Bu kitap bid’attir, sünnete aykırıdır.” diyerek, sultanın da desteğiyle memlekette ne kadar İhyâ kitabı nüshası varsa hepsinin toplanıp yakılmasını istemiş. Halkın elindeki nüshalar toplanarak cuma günü yakılmasına karar verilir. Kitapların yakılacağı cumanın gecesinde bu alim şöyle bir rüya görmüş:

Bir camiye girmiş, Rasulullah Aleyhisselam ile Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer r.a.’ın bir yerde oturduklarına şahit olmuş. İmam Gazalî de elinde tuttuğu İhyâ kitabıyla ayakta duruyormuş. Demiş ki: “Ya Rasulallah, şu adam benim hasmımdır.” Sonra diz üstü çökerek Rasulullah’a yaklaşmış, İhyâu Ulûmu’d-Din’i ona takdim ettikten sonra şunları söylemiş: “Ya Rasulallah, şu kitaba bir bakıver. Eğer onda bu adamın iddia ettiği gibi senin yoluna ters düşen bir şey varsa Allah Tealâ’ya tevbe ediyorum. Eğer senin güzel gördüğün şeyler varsa, hasmımdan adalet hakkımı alıver.”

Rasul-i Ekrem yaprak yaprak kitabın sonuna kadar göz attıktan sonra: “Vallahi bu güzel bir şeydir.” demiş. Sonra onu Hz. Ebu Bekir’e vermiş. O da kitaba göz gezdirmiş ve: “Ya Rasulallah, seni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin olsun ki, hakikaten bu güzel bir kitap.” demiş. Sonra Hz. Ömer’e vermiş. O da kitaba göz atarak benzeri şeyler söylemiş. Bunun üzerine Peygamber Aleyhisselam, adamın elbisesinin çıkarılıp iftira cezası olarak kırbaç cezasına çarptırılmasını emretmiş ve öyle yapılmış. Beş kırbaç vurulduktan sonra Hz. Ebu Bekir: “Ya Rasulallah, bu zat senin sünnetin uğrunda bir içtihad ve saygı gereği böyle yaptı.” diyerek ricacı olmuş ve Gazalî de onu affetmiş.

Adam uyanınca rüyada gördüklerini arkadaşlarına anlatmış. Bir ay kadar vurulan yerlerin acısını hissetmiş. Vefatına kadar da kırbaç izleri sırtından çıkmamış. O zat bu rüyasından sonra İhyâ’yı büyük bir hürmetle
okumayı sürdürmüştür.

İbnü’s-Sübkî (ö.771/1370) der ki: “Bu anlatılan gerçek bir hikâyedir. Bunu bize büyüklerimizden güvenilir bir grup nakletmiştir.”

İbnü’s-Sübki, Tabakâtü’s-Safiyyeti’l-Kübra, 3/456; Taşköprüzade, Miftahu’s-Saade, 2/315-16.

Allah (c.c) razı olsun Yağmur kardeşim.

Amin, Allah cümlemizden razı olsun verd-iebyaz kardeşim.


Tasavvûf

MollaCami.Com