Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


edep...

Manyetik hal. Karşı konulmaz cazibe. Kendini hissettiren tavır. Sessiz haykırış. Tasdike gerek duymayan hal. Güzelden gelen karşı konulmaz cezbe. Güzele olan gidiş. Kesbi kazanım. Aşırı duyarlılık hali. Nübüvvet turfandası. Ashab ahlakı. Hassas ruhlara has bir hal. Marifet sofrasının hasılatı. Ebu Bekir (radıyallahu anh) ahlakı. Haticetül Kübra (radıyallahu anha) idraki. Ömer (radıyallahu anh) sezgisi. Ali (radıyallahu anh) anlayışı. Asıl Osman (radıyallahu anh) öğretisi.



Bazen konuşmaktır edeb, en küçüğü olduğu halde katıldığı meclisin Ali (radıyallahu anh) misali, yalnız kaldığını hissettiği Nebisine (sallallahu aleyhi ve sellem) destek olma adına. Çoğu kez susmaktır edeb, Sıddık (radıyallahu anh) gibi el pençe durarak karşısında.



Esmânın hakkına riayettir edeb. Sahibinin hürmetine. Sanata karşı bakış, Sani’nin (celle celâluhu) azameti nisbetinde.



Düşünsel boyutta haddini bilme. Had, ise mikyas ölçüsünde bir belirleyici. Yani tespiti ancak marifet yörüngeli. Edebe hakkıyla riayet edenler ancak haddini bilenlerdir. Kemal ancak onunla mümkün.


Haktan gelen ilahi maya. Düsturlara sadakat. Kaideleri idrak. Taptuk kapısına olan bağlılık. Eğri oduna dahi geçit vermeme ahlakı. Şartsız teslimiyet. Her baktığından O’na (celle celâluhu) yol vurup gidebilme cehdi.


Platonik hal. Tek taraflı bir kabul. Çünkü edeb, iman yörüngeli. Koşulsuz bağlılık esastır imanda. Edeb dahi, beklentisiz sadakata işaret bu bağlamda. Zikzaksız gidiş elzem. O bir şuur hali zira. İdrakin dinamize edilmiş modeli bir anlamda.



Edeb, yalana, sululuğa, gayri ciddi hallerin cümlesine, kahkahaya, cümbüşlere, malayani neticelerin hepsine, şeytani yaklaşımlara, nefsani pranglara, dünyevi sofralara, tutsak olunan her şeye karşı ebedi bir isyan. Her mefhum hakiki şeklini onda bulur. Edeb, hakiki bir lütuf. Gerçek bir ihsan. Haktan gelen bir ikram.

Toplumsal arenada sahibi adına güçlü bir referans. Aidiyet tayini adına sağlam bir hüccet. Ameliye-yi şuur. Bilincin açık hali. Onun mayasıyla yoğrulu her şey kulun lehine. Hayır yamaçlarına yapılan yorucu koşu. Nefse kafa tutup dizginleyebilme gayreti. Her şeyden evvel Hakk’ı (celle celâluhu) kabul ve tasdikteki samimiyet hali.

‘Sen O’nu (celle celâluhu) görmüyorsan O (celle celâluhu) seni görüyor ya’.. İnce bir seziş. Haklı bir tespit. İşte edeb, bu tespitin lazımı. Her an tekmil veriyor gibi iş yapabilme bilinci.

Edeb, davranışlara yansıyan bir hal, bir yakin ürpertisi. Geçici dolduruşlardan ziyade, daima yenilenen, kuvvetlenen bir iman ve idrak hali. Ahlaki katmanda ise edeb, düşünce ve amellerin insani ölçüler boyutunda olmasını tespit ve teşvik edici iksir. Bu bağlamdaki yoldaşları ise, terbiye, marifet ve ahlaki değerlerin, insanı insan kılan ilkelerin yaşanır kılınması, özden taşması büyük nispette teşvik edici tabii neticeleri. O toplum içindeki sosyolojik ayıraç. Bakışları kendisine çivileyen mistik hal.



Edeb, kısaca duyarlılıktaki hassasiyetin adı. Edebin ölçüsü bilgi ile sınırlı. Bildiğin kadar bulduğun şey edeb. Kabı küçük olanların hali içler acısı. Edeb, bir yönüyle de bildiklerinden ödün vermeme gayreti. O bir inşa hali.

Mevlanaya göre edeb ise;

‘Ademoğlunun eğer edebden nasibi yoksa adem değildir, Ademoğluyla hayvan arasındaki fark edebdir, Gözünü aç da bak cümle Kelamullah’a, Kur’an’ın bütün ayetlerinin manası edebden ibarettir.’


Edeb, her halini O’na (celle celâluhu) takdim keyfiyeti. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) meclisinde sesini kısma öğretisi. Kapıyı çalmadan içeri girmeme bilinci. O’nun (sallallahu aleyhi ve sellem) olduğu yerde susabilme ahlakı. Konuşunca da, hata ettim düşüncesiyle ömrünün sonuna dek oruç tutabilme azmi. Sevdiğini sevebilme, yüz çevirdiğinden ise yüz çevirme kararlılığı. Zamana ve de zemine göre çıkış yolu aramama öz verisi. Bir noktadan sonra ‘bundan sonrası bana yasak’ keyfiyeti. Kapıyı çokca aşındırmama hali. Beş vakit olarak namazın netleşmesinden sonra sıkılıp bir daha geri gitmeme sebebi.



Edeb, sabahlara dek ibadet şevkini içinde hissetme. Aldığın en küçük nimeti dahi sebep bilip şükretme. Halden şikayeti şerre kafa tutma bilip reddetme. Hayra şükür, şerre sabır bilincinde sebat etme. Hak ile olan birliktelikte dahi eşinden izin talep etme. Hayat arkadaşını gideceği yere kadar geçirme. Komşusu açken tok olmayı ar sayma. Kısaca edeb, sünnet eksenli bir hayat sürme. O’nun (sallallahu aleyhi ve sellem) hayatında ne varsa alma ve hayatımıza hayat kılma. Söylemi kolay, tatbiki ise dünyevi, şeytani ve dahi nefsani engellerle dolu çetin yol…




Edeb bir taç imiş nur-ı Hüda’dan
Giy ol tacı emin ol her beladan

Birol Topuz

Edeb, davranışlara yansıyan bir hal, bir yakin ürpertisi.
Edeb, sabahlara dek ibadet şevkini içinde hissetme.

emeğinize sağlık kardeşim...


Edeb, davranışlara yansıyan bir hal, bir yakin ürpertisi.
Edeb, sabahlara dek ibadet şevkini içinde hissetme.

emeğinize sağlık kardeşim...


Makale Köşemiz

MollaCami.Com