Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Kaside-yi Bürde hakkında bazı notlar..

كاَنَّمَا سَطَرَتْ سَطْراً لَمَا كَتَـــبَتْ
فُرُوعُهَا مِنْ بَدِيعِِ الْخَطِِّ فيِ اللَّقَََـمِ

Ke ennemâ setarat setran limâ ketebet
Fürûuhâ min bedîil hattı fil lekami.

Allah Rasulü’nün huzuruna gelirken, ağaçların
kökleri ve dallarının yol üzerinde yazdığı gayet
güzel ve garip yazıyı süslemek için sanki düzgün
çizgi ve satır çizmiş idi.


***

مِثْلُ الْغَمَامَةِ اَنَّى سَارَ سَائِــــرَةٌ
تَقِيهِ حَرَّ وَطِيسٍ لِلْهَجِيرِ حَــــمِ

Mislül ğamâmeti ennâ sâra sâiraten
Tekıhi harra vatıysin lil hecîri hamî.

O Allah Rasulü’nün huzuruna gelen ağaçlar,
Allah’ın Rasulü nereye gitse ayrılmayıp onunla giden
ve günün ortasında kızgın fırın gibi olan güneşin
sıcaklığından onu koruyan bulut gibidir.

اَقَْسَمْتُ بِالْقَمَرِ الْمُنْشَقِّ اِنَّ لـَــهُ
مِنْ قَلْبِهِ نِسْبَةً مَبْرُورَةَ الْقَسَــــمِ

Aksemtü bil kameril münşakkı inne lehü
Min kalbihî nisbeten mebrûratel kasemi.

Allah’ın Rasulü’nün işaretiyle yarılıp iki parça olan ayın
Rabbına gerçek ve doğru yemin ile yemin ederim ki,
o ayın melekler tarafından yarılmış olan
Allah Rasulü’nün kalbine benzeyişi ve münasebeti vardır.


***

وَمَا حَوَى الْغَارِ مِنْ خَيْرٍ وَمِنْ كَرَمٍ
وكُلُّ طَرْفٍ مِنَ الْكُفَّارِ عَنْهُ عَــِمى

Ve mâ havel ğâru min hayrin ve min keramin
Ve küllü tarfin minel küffâri anhü amî.

Allah Rasulü’nün mucizelerinden şunu hatırla ki,
en güzel ahlâka sahip olan Rasulü Ekrem Efendimiz’i ve O’nun arkadaşı,
kerem sahibi Hazret-i Ebu Bekr’i (r.a) mağara bir araya getirmiş
ve kafrlerden hepsinin gözleri kör olup,
mağaranın sakladığı o iki zatı görmemişlerdir.

فَالصِّدْقُ فيِ الْغَارِ وَالصِّدِّيقُ لَمْ يَرِمَا
ٍوَهُمْ يَقُولُونَ مَا بِالْغَـارِ مِــنْ اَرِمٍِِ

Fes sıdkı fil ğari ves sıddîku lem yerimâ
Ve hüm yekûlûne mâ bil ğâri min erimin.

Bütün davasında gerçek özelliklerinde
pırıl pırıl Rasulü Ekrem Efendimiz Ebû Bekr-i Sıddık ile beraber
mağarada birbirlerinden ayrılmadıkları halde düşmanları onları göremediler.
Ve Bu mağarada kimseler yok dediler.


***

ظَنُّوا الْحَمَامَ وَظََنُّوا الْعَنْكَبُوتَ عَلَى

خَيْرِ الْبَرِيَّةِ لَمْ تَنْسُجْ وَلَمْ تَحُــــمِ

Zannül hamâme ve zannül ankebûte alâ
Hayril beriyyeti lem tensüc ve lem tehumi.

Kafirler, güvercinlerin kısa zamanda kainatın efendisi Hz.Muhammed Aleyhisselam’ın bulunduğu mağara üzerine yuva ve yumurta yapıp dolaşmayacağını sandıkları gibi, örümceğinde az zamanda mağara üzerine ağ öremeyeceğini sandılar.

وِقَايَةُ اللهِ أغْنَتْ عَنْ مُضَاعَفَـــةٍِ
مِنَ الدُّرُوعِ وَعَنْ عَالٍ مِنَ الأُطـُمِ

Vikâyetullâhi ağnet an müzâafetin
Mined dürûı ve an âlin minel ütumi.

Yüce Allah’ın sevgili Habibi’ni ve mağara dostu
Hz.Ebu Bekir’i vikâye etmesi, kat kat zırhlardan ve yüksek
kalelerden onları müstağni kılmış ve başka korunma
şekline ihtiyaç bırakmamıştır.


****

مَا سَامَنِى الدَّهْرُ ضَيْماً وَاسْتَجَرْتُ بِهِ
اِلاَّ وَنِلْتُ جِوَاراً مِنْهُ لَمْ يُضَــــمِ

Ma sâmaniyed dehru zaymen vestecartü bihî
İllâ ve niltü civâran minhü lem yüdami”

Zamanın bana zulmetmesiyle O Allah Resulü’nün
kuvvetli himayesine yaptığım ilticalarımda
nail olmadığım iltica vuku bulmamıştır.

وَلاَ الْتَمَسْتُ غِنَى الدَّارِينِ مِنْ يَدِهِ
اِلاَّ اسْتَلَمْتُ النَّدَى مِنْ خَيرِ مُسْتَلَمٍِ

Ve leltemestü ğıned dârayni min yedihi
İllestelemtün nedâ min hayri müstelemin.

Kendisinden iyilik görülenlerin en hayırlısı
Allah Rasulü’nün elinden, dünya ve ahiret zenginliğini
her ne zaman istemiş isem, O’ndan in’am ve ihsan
almadığım istediğimi bulamadığım vaki değildir.


****

لا تُنكِرِ الْوَحْىَ مِنْ رُؤْيَاهُ اِنَّ لَــهُ
قلباً اِذَا نَامَتِ الْعَيْنَانِ لَمْ يَنـَمِ

Lâ tünkirul vahye min rü’yahü inne
lehû kalben izâ nâmetil aynâni lem yenemi

O Allah’ın Rasulü’ne rüyasında gelen vahyi,
rüyada geldiğinden dolayı sakın inkar etme.
O’nun öyle bir uyanık kalbi vardır ki, gözleri uyuduğu
zaman O’nun kalbi yine uyanıktı ve etrafında olup
bitenleri görür ve duyardı.

وذَاكَ حِينَ بُلُوغٍ مِنْ نُبُوَّتـِـــهِ
فلَيْسَ يُنْكَرُ فيه حَالُ مُحْتَلَــــمِ

Ve zake hine büluğin min nübüvvetihi
Fe leyse yünkeru fîhi hâlü muhtelemi

O rüyada meydana gelen vahiy Efendimiz’in nübüvvet
mertebelerine ulaştığı zamanda idi.
O durumda rüya gören hali inkar olunamaz.

تَبَارَكَ اللهُ مَا وَحْىٌ بِمُكْتَسـَــبٍ
وَلاَ نَبَىٌّ عَلَى غَيْبٍ بِمُتَّهَـــــمٍِ


Tebârekallahü ma vahyün bi müktesebin
Ve lâ nebiyyün alâ ğaybin bi müttehimin

Yüce Allah’ın şanı ne büyüktür ki, vahiy hiçbir nebi için
çalışmakla kazanılmamış, elde edilmemiştir.
Gayp ile töhmetlenen, yani gaybtan haber verişlerinde
yanılma ve hatası görülen hiçbir peygamber yoktur.



***


كَمْ أبْرَأتْ وَصِباً بِاللَّمْسِ رَاحَتُـهُ
واَطْلَقَتْ اَرِباً مِنْ رِبْقََةِ اللَّمَـــمِ


Kem ebraet vasaben bil lemsi rahatühü
Ve etlagat eriben min ribkatil limemi

Allah Rasulü çok kerre mübarek avucunu
sadece hastaya sürmekle onu şifaya kavuşturmuş
ve çok kerrede dertli ve muhtaçları cinnet hastalığından kurtarmıştır.

وأحْيَتِ السُّنَّةََ الشَّهْبَاءَ دَعْوَتـُــهُ
حتَّى حَكَتْ غُرَّةً فِي الأعْصُرِ الدُّهُمِ

Ve ahyetis seneteş şehbae dağvetühü
Hattâ haket ğurraten fil ağsurid dühümi.

Allah’ın Rasulü’nün duası kurak ve kıtlık
senesini öyle ihya ettiki , o sene,
diğer zamanlar içinde kara atın alnındaki
beyaz nişana benzer en parlak sene oldu.

بِعَارِضٍ جَادَ اَوْ خِلْتَ الْبِطَاحَ بِهَـا
سَيْباً مِنَ الْيَمِّ اَوْ سَيْلاً مِنَ الْعَـرِمِ

Bi arizın cade evhıltel bitaha biha
Seyben minel yemmi ev seylen minet arimi

Efendimiz (s.a.v)’in duasının kıtlık senesini ihya etmesi
bir bulutun cömertçe bol yağmur yağdırması sebebiyle olmuştur.
Bulut o dereceye kadar yağmur döktü ki, sen görseydin, geniş vadileri denizden kanallar yahut taşmakla Sebe’ beldesini harad eden Arim vadisinin seli sanırdın.

دعْني وَوَصْفِيَ آيَاتٍ لَهُ ظَهَــرَتْ

ظُهُورَ نَارِ الْقِرَى لَيْلاً عَلَى عَلَــمِ

Dağnî ve vasfî âyâtin lehü zaherat
Zuhura nâril gırâ leylen alâ alemi

Allah’ın Rasulü’nün, gece yüksek dağlar üzerinde parlayıp
her taraftan görülen ziyafet ateşi gibi aşikâr olan
mucizelerini tarif ve vasfetmem için engel olma, beni halime bırak.

Allah razi olsun h shn kardesim cok güzel devam ettirdiniz ;)
okumak isteyen herkes buradan cok rahat sekilde takip ve istifade edebilecek...

arabi ilimlerde tüm konularin bu sekilde düzenli devam etmesine ayrica mesrur oluyoruz..Emek veren tüm kardeslerimizden Rabbim gani gani razi olsun insaallah ..


Allah razi olsun h shn kardesim cok güzel devam ettirdiniz ;)
okumak isteyen herkes buradan cok rahat sekilde takip ve istifade edebilecek...

amin.. Rabbim cümlemizden razı olsun.
devam etmeye çalışacağız inşaallah
Rabbim gayretimizi arttırsın.

فَالدُّرُّ يَزْدَادُ حُسْناً وَهْوَ مُنْتَظِــمٌ
وَلَيْسَ يَنْقُصُ قََدْراً غيرُ مُنْتَظِــمٍِ


Feddürrü yezdadü husnen ve hüve müntezimün
Ve leyse yengusu kadran ğayra müntezamin

İnci muntazam olarak dizilmiş olursa güzelliği artar.
Fakat haddi zatında kıymetli olduğundan,
gayri muntazam olmakla da kadrü kıymeti eksilmez.



****


فَمَا تَطَاَولَ آمَالُ الْمَدِيحِ اِلـَـــى
مَا فِيهِ مِنْ كَرَمِ الاَخْلاَقِ الشِّيَـمِ


Fe ma tetavele âmâlül medîhi ilâ
Mâ fîhi min keramil ahlâkı veş şiyemi

Allah’ın Rasulü’nü öven kimsenin, arzu ve emelinin,
bütün güzel huylardan ve makbül adetlerden
temayüz etmiş bulunan ve o zatı tam olarak anlatmaya
uzanmasında ne fayda vardır ki,
O’nu hakkıyla zaten övmek mümkün değildir.

آياتُ حَقٍّ مِنَ الرَّحْمَنِ مُحْدَثـَــةٌٌٌ
قَدِيمَةٌٌ صِفَةُُ الْمَوْصُوفِ بِالْقِــدَمِ


Ayâtü hakkın miner Rahmâni muhdesetün
Kadîmetün sıfatül mavsûfi bil kıdemi

Allah’ın Resulü’nün mucizelerinden biri ve hatta
en büyüğü, Rahman olan yüce Allah tarafından
gönderilen hak ayetlerdir ki, lafız ve nuzülü itibariyle muhdes,
mana itibariyle kadîmdir.Bu kıdem sıfatı ‘Kadîm’ sıfatıyla
mavsuf olan yüce Allah’ın sıfatıdır.

لَمْ تَقْتَرِنْ بِزَمَانٍ وَهِىَ تُخْبِرُنَا
ٍعَنِ الْمَعَادِ وَعَنْ عَادٍ وَعـَنْ اِرَمِ

Lem takterin bi zemânin ve hiye tuhbiruna
Anil meâdi ve an âdin ve an iremi

Kur’an-ı Kerim’in manaları bize öldükten sonra
dirilmekten, gelip geçmiş olan Ad kavminden ve İrem’den
haber veriyor ki, bu haliyle bir zamana mukarin ve mahsus değildir.


****

دَامَتْ لَدَيْنَا فَفَاقََتْ كُلَّ مُعْجِـزَةٍ
مِنَ النَّبِيِّينَ اِذْ جَاءَتْ وَلَمْ تَــدُمِ

Damet ledeyna fe fakat külle muğcizetin
Minen nebiyyine iz câet ve lem tedümi

Kur’an-ı Kerim kıyamete kadar tahrif olunmadan
bizim yanımızda daima mahfuz bulunmakla
diğer peygamberlerin bütün mucizelerinden üstün olmuştur.
Çünkü o peygamberlerle gelen mucizeler,
zamanlarına mahsus kalıp daimi olmamıştır.


Kasidei Bürde

MollaCami.Com