Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Neden Kitap Okuma Alışkanlığımız Yok


Bundan üç bin yıl önce yaşamış ve’’Krallara Öğütler’’ adlı kitap yazmış olan bir Çin kralı, kendisi gibi kral olanlara öğütler vererek şöyle yazar:
“Ey yüce krallar, eğer rahat etmek, halkınızı iyi yönetmek istiyorsanız, halkınızı bilgisiz, cahil tutun.
Evet, başkalarının kölesi olmak istiyorsanız o halde cahil kalın okumayın. Neden okumuyoruz, sorusunun karşılığı basit: Okumayı, bir ihtiyaç olarak görmüyoruz. İnsanlar ancak ihtiyaç duydukları şeylerden zevk alır.

Neden okumuyoruz?

Çünkü eğitim sistemimiz okumaya teşvik etmiyor. Çünkü evlerinde okuyan anne babalar görerek yetişen çocuklar çok az. Çünkü okullarımızda okul kütüphanesi yok. Olanlar kapalı. Çünkü yeteri kadar halk kütüphanesi yok. Türkiye’de hâlihazırda 1400 halk kütüphanesi var. Günde ortalama 5 saat TV seyreden bir toplumuz. Bu zamanı TV'ye ayıran bizler, her gün birkaç sayfa okuma zahmetine katlanamıyoruz. TV’ler ve dizileri toplumu esir almış, aile içi iletişimi ortadan kaldırmış durumda. Bazen seminerlerde soruyorum,Aile içinde eşleri ile günlük düzenli olarak 10 dakika sohbet eden kaç aile var acaba? İnternet insanoğluna sınırsız imkânlar sunarken, gençlerimizi, çocuklarımızı asosyal, bencil, bireyler haline getiriyor. İnternete ayırdığımız zamanı, kitaplara ayıramıyoruz. Okumaya mecbur değiliz, ama o bizim için bir ihtiyaçtır.
Kur’an-ı Kerim “İkra” (oku) diye başlıyor. Bu emri sanki mezarlarda Fatiha okumak gibi algılıyoruz. Bu emir bizlere değil sanki Avrupalılara inmiş çünkü onlar bizden daha çok okuyor.

Neden bir ihtiyaçtır okumak?
Okumak, beyni geliştiren en iyi aktivitedir. Nasıl ve ne zaman okumak? “Zamanım yok arkadaş!” Ne çok duyarız bu sözü. Zaman! Ne kadar geniş ve ne kadar dar. Bir insan, saatte ortalama olarak 25-30 sayfa arası okur. Günde bir saat okumaya vakit ayıran biri, ayda 30 saat ya da 600-900 sayfa arası kitap okuyabilir. Bu 300 sayfalık en az 2-3 tane kitap demektir. Çok çalışan, en yoğun insanın bile günde okumaya ayıracağı bir saati mutlaka vardır..”Gerçekten de okuma alışkanlığı edinebilmek zordur. Hele televizyonların ve internetin insanı haber, film, şov bombardımanına tuttuğu, bilgisayarın çocuklarımızı esir aldığı günümüzde okuyabilmek, sanatların en zorudur, fakat en güzelidir.Acaba biz kitap okuma engelli bir toplum muyuz?
Bir Japon bir yılda 25 kitap okur. Bir İsveçli yılda 10 kitap okur. Bir Fransız yılda 7 kitap okur. 6 Türk yılda bir kitap okur.
İnsan okumayı ihtiyaç haline getirdiğinde ne yapar eder, okumanın bir yolunu bulur. Maalesef Türkiye’de ihtiyaç malzemeleri sıralamasında kitaplar 235. sırada yer almaktadır. Dünyada çocuklara özel günlerde kitap hediye edilmesi sıralamasında Türkiye 180 ülke içerisinde 140. Sırada yer almaktadır. Türk çocukları kitap okuma konusunda çoğu Afrika Ülkelerinin gerisinde kalmış durumdadır. Japonya’da toplumun % 14 ü, Amerika’da % 12 si, İngiltere’de ve Fransa’da %21i düzenli kitap okurken Türkiye ‘de yalnız 10.000 kişide 1 kişi düzenli kitap okuyor. Okumak isteyen cebinde, çantasında kitap taşır. Ama sabah bir saat erken kalkarak ya da akşam bir saat geç yatarak okumak pekâlâ mümkündür. Doktora gidildiğinde sıra bekleniyor buralarda da rahatlıkla kitap veya gazete okunabilir. Norveç Oslo da seminer sonrası konuştuğum insanlar bu ülkede doktorda sıra beklenirken bile o zamanı kitap okuyarak geçirdiklerini ifade etmişlerdi. Türkiye’de 1 kişinin kitap okumaya ayırdığı zamanın; bir Norveçli 300 katı, Amerikalı 210 katını, İngiliz ve Japon 87 katını ayırıyor Dünya ortalaması da Türklerin ayırdığı zamandan 3 kat fazla. Norveç’ten İsveç’e karayolu ile yolculuk yaptığımız sırada mola verdiğimiz bir dinlenme yerinde gazete satısı yapan bir görevliye Norveçliler bu kadar çok okuyan bir millet olma özelliğinin nedeni nedir diye sorduğumda; bana bu ülke vatandaşlarının gazete bile alırken bir gazete değil birden çok gazete aldıklarını ifade etmişti. Türkiye de ise bir gazeteyi birden çok kişinin okuduğu aklıma geldi. Ünlü bir Fin atasözü derki;" Kitaplıklar demokrasinin kaleleridir".


TÜRKİYEDE KİTAP OKUMA İLE İLGİLİ SEVİNDİRİCİ GELİŞMELER YAŞANIYOR.
Türkiye’de son üç yılda okuma alışkanlıklarında ciddi bir artış oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı sitelerinde yer alan habere göre 2010 yılında basılan kitap sayısı: 458.339.289: Dört yüz elli sekiz milyon… Türkiye’nin nüfusu 72.561.312. 2010 yılında basılan kitap sayısı bir önceki yıla göre % 15 artmış.Bir yıl içinde 34.863 yeni kitap basılmış.Kişi başına düşen kitap sayısı 6,3. Son üç yıldır yurtlarda kalan öğrencilere günlük yarım saat okuma saati konması ve bunun her gün düzenli bir şekilde yapılmasının da bu istatistiklerin artmasına katkı sağladığını yazmadan geçemeyeceğim. “Örneğin geçen yıl en az 300 milyon kitap satışı olmuş.”Kitap okuma alışkanlığında birinci sırayı yüzde 70’le İstanbul’un aldığını, sonra da sırasıyla Ankara, İzmir, Bursa ve Adana’nın gelmektedir.
Kitap okumayla ilgili ilginç bazı istatistikler
1. Nüfusu 7 milyon olan Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100 bin tirajla basılırken,73 milyon nüfuslu Türkiye’de bu rakam 2-3 bin civarında kalıyor.
2.Kitap için Norveçli 137, Alman 122, Belçika ve Avusturyalı 100 dolar, Güney Koreli 39 dolar ayırıyor. Dünya ortalaması 1,3 dolar iken, Türkiye’de bir kişi kitabı yılda ancak 1 dolaın altında para harcıyor.
3. ABD ‘ de yılda 72 bin adet konusu farklı kitap basılırken (72 bin farklı model gibi), Rusya’da 58 bin Japonya’da 27 bin, Türkiye’de ise 7 bin farklı kitap basılıyor.
4. 11. Türkiye’deki kahvehane ve kütüphane sayılarının kıyaslaması şöyledir; Kütüphane sayısı: 1.412 Kahvehane sayısı: 570.000-Buna göre 49.000 kişiye bir kütüphane düşerken, 122 kişiye bir kahvehane düşmektedir.
5. Japonya’nın %14 ü sürekli kitap okumaktadır. ABD nin %12 si, Almanya’nın %11 i, İngiltere’nin %11 i, Türkiye’nin %0.01 i kitap okumaktadır.
7. Türk halkı kitap okumaya yılda yalnızca 6 saat ayırıyor. Türkiye kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkesinin gerisinde kalmış durumda.
8. Dünya kitap okuma ortalaması Türkiye nin kitap okuma ortalamasından 3 kat fazla
9. Türkiye’de 100 kişiden sadece 4 kişi kitap okuyor.
10. Türkiye, Birleşmiş milletler insani gelişim raporunda Malezya, Libya ve Nijerya gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. Sıradadır.
11. Japonya’da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa’da 7, Türkiye’de ise yılda 12 bin 89 kişiye bir kitap düşüyor.

( Sait ÖZDEMİR - ihyaforum.com - ücharfbeşnokta )

konu çok güzel olmuş hocam bende okuyamayan okuma alışkanlığı kazanamamış bir insanım malesef. ancak bunun cok önemli bi sıkıntı olduğunun farkına vrdm ve okumaya calışıyorum artık.bana önerebileceğiniz kitaplar var mı

konu çok güzel olmuş hocam bende okuyamayan okuma alışkanlığı kazanamamış bir insanım malesef. ancak bunun cok önemli bi sıkıntı olduğunun farkına vrdm ve okumaya calışıyorum artık.bana önerebileceğiniz kitaplar var mı


Aynısı bende de vardı bana o zaman için Hz İbrahim ve numrudun hikaye kitabı var malümatınız vardır. Akıcı, Capcanlı, hikaye yaşanmış bir şey, bir birine bağlı denilmişti. Aldım okumuştum size de onu tavsiye edebilirim. Peki alışkanlık oldumu tam manası ile olmadı ama meslek icabı mecburen kitaplarla haşir neşir olmak zorundayız...

Güzel bir konuya deginmissiniz. Bende kitap okuma aliskanligi var. Bir kitabi okurken sanki onun içinde gibi olurum, bir kaç gün evden uzaklasmis gibi oluyorum baya baya.
Ne yazikki evdekiler benim kitap okuma aliskanligimi bir türlü kabullenemiyorlar :)) Çok gereksiz buluyorlar. Sebebide aslinda her daldan okudugum için. Örnegin Harry Potter kitaplarini bile okumusumdur. Sadece dini kitaplar okumuyorum yani.
Bana göre ise kitap kitaptir. Her kitaptan mutlaka bir faide elde edilir diye düsünüyorum.

Tek dikkat edilmesi gereken husus, dini kitaplari okurken itikadi konularda dikkatli olmak lazim. Ilmi olmayan kisiler bir kitapta ehl-i sünnet akaidine uygun olmayan yazilari taniyamaz. Bu da o kisinin aklinin karismasina neden olabilir.

ben de çok okurum hatta sadece okumam kitabın canına okurum altını çizerim notlar alırım ilaveler yaparım ama her kitabı okuyamam okuma zevkim yüksektir zaman kaybı da olmaması lazım aynı zamanda itikadımıza da zarar vermemeli en çok kritik analitik düşünme ile veya kişisel gelişimle ilgili olanlar dikkatimi çeker tabi şaheser olan kütübden sonra

Analitik dusunme? Bu konuda hangi kitaplari tavsiye edersiniz?

PSİKOLOJİK SAVAŞ (GRİ PROPAGANDA) Nevzat Tarhan,

ÇOCUKLARDA PROBLEM ÇÖZME YETENEKLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ yazar Alma Bingham Çeviren: Dr. A.Ferhan Oğuzkan, Milli Eğitim Yayınları

ENFORMATİK CEHALET Nabi Avcı, Kitabevi Yayınları
bunlara bi bakın beğenirseniz başka tavsiyelerim de olabilir ya da diğer arkadaşlar katkıda bulunabilirler
iyi okumalar

hangi meslek olursa olsun hocam hepsinde okumak şart bi hemşirelikte mesela okumadığında hastalarla olsun diğer çalışanlarla olsun iletişimde sıkıntı yaşanıyo ayrıca okumadığında bi çok bilgi eksikliğide yaşıyosun o yüzden kitap okumak şart gerçekten

Yararli paylasimlar
ellerinize yüreklerinize saglik

cevrenizde, dengenizde okumus yoksa yalniz kalma ihtimaliniz yüksek...!

bir de günümüzde net aliskanligi var ki akillara zarar.. (kopyala-yapistir :) )

zaten bir milleti bölüp yönetmek istersen
önce dilini al sonra dinini böl..!

egitim sistemleri degismedigi müddetce okuma aliskanligi alabilmemiz mümkün degil...

sıkıntılar için tavsiye edeceğiniz kitap önerebilir misiniz?

Dale Carnegie'nin üzüntüyü yen adlı bir kitabı var. Mutlaka okumalısınız.
Rhonda Britten'in Korkusuz Yaşam adlı kitabı da çok güzeldi. tabi bunlar zahiri sebepler. bir de maneviyat erbabının yazdıkları var onlar zaten malumunuzdur söylemeye hacet görmedim

dale carnegi baya bir karalamış bu yazarları okurken diğer taraftan da islami eserleri de okumak lazım

mesela imam gazalinin kalplerin keşfi kitabı da iyidir

bilgisayar başında fazla durduğumuz için


Kariyer Yolculuğu

MollaCami.Com