Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Büyük âlim fâtıma fakîhe ve hanım alimler

BÜYÜK ÂLİM FÂTIMA FAKÎHE VE HANIM ALİMLER

Büyük âlim Fâtıma Fakîhe, mûteber Hanefî fıkıh kitaplarından Tuhfetü'l-Fukâhâ'yı yazan meşhur Alâeddin Semerkandî'nin fazîletli ve ilmiyle bilinen kızıdır.
Tuhfetü'l-Fukahâ'yı, Bedâyîu's-Sanâyi' fi Tertîbi'ş-Şerâyi ismi ile şerh eden Mevlâna Alâeddin Kâsânî ile evlenmiştir.
Alâeddîn hakkında "Tuhfe'sini şerhetti, kızıyla evlendi." denilmiştir.

Baba, kız ve kocası Kâsân'da üçü bir evde otururlar ve halka fetva verirlerdi. Alâeddin Kâsânî şüphe ettiklerini hanımına söyler, o da meseleyi hallederdi. Sonradan Halep'e yerleştiler ve orada vefat ettiler. Kabirleri Halep'te Kubûrü's-Sâlihîn kabristanındadır.

Mevlâna Kâsâni bir ara hanımı Fâtıma'nın arzu ve teşvikiyle Halep'ten memleketine dönmeye karar vermişti. Zamanın hükümdarı Kutbeddîn Şehîd bunu haber alınca huzuruna davet ederek Halep'te kalmaları ricasında bulundu. Mevlâna Kâsânî bu kararı hanımının arzusuyla verdiğini, hanımı da hocasının kızı olduğu için onu kıramayacağını söyleyince hükümdar, Fâtıma'ya bir kadın ile mektup gönderip Halep'te kalmaları arzusunu bildirdi. Fâtıma, Sultan'ın arzusuna uymuş ve ölünceye kadarHalep'te kalmıştır.

Fâtıma Hanım bir Ramâzan-ı Şerîf'te kolundaki bileziği çıkarıp sattırmış, parasıyla her gece âlimlere tatlılı iftar yemeği tertip etmişti. Ondan sonra bu, Halep'te âdet hâline gelerek devam edegelmiştir.

Fâtıma Fâkihe, aynı zamanda hüsn-i hat (güzel yazı) ile de bilinir. Müstakîmzâde, Tezkiretü'l-Hattâtîn'de ondan şöyle bahseder: "Fâtıma fetva verir, fetvayı kendisi yazar ve imza ederdi. Kocasıyla babası da fetvanın altını şahit sıfatıyla imzalarlar, böylece bir fetva üç imza ile verilmiş olurdu.

Ocak 2010 Fazilet Takvimi
~~~~~~~~~~~~

YİNE FARKLI BİR KAYNAKTAN ÂLİM FÂTIMA HANIM’A DAİR BİLGİ:

“Tuhfetu’l Fukaha” kitabının yazarı imam Alauddin Semerkandi’nin fakihe bir kızı vardı. Adı Fatıma idi.
Bu hanım âlimden ders alan bir talebesi, onun “Tuhfetu’l Fukaha”sını “Bedaiu’l Sena’i” adıyla şerh eder.
İmam Semerkandi daha sonra kızını, bu talebesi ile evlendirir. Bu talebe, günümüzün ünlü Hanefi âlimlerinden İmam el-Kesani’dir.
İmam Kesani daha sonra eşi Fatıma ile Halep’e ders vermek için gider.

İmam Kesani’nin talebeleri der ki, bazen hocamıza zor sorular sorardık ancak o bizden izin alıp evine giderdi. Evden döndükten sonra bize zor sorunun cevabını çok detaylı bir şekilde anlatırdı ve bu sıkça olurdu. Sonra anladık ki İmam Kesani bu soruların cevaplarını almak için eşi Fatıma’ya gidiyor ve ondan aldığı cevapları getirip bizimle paylaşıyordu.

Hişam Ebu Urve, İmam Ebu Hanife ve İmam Malik’in hocasıdır.
Eşi Fatıma binti Münzir’den ilim tedris etmiştir.

İşte ilk dönem İslam âlimlerinin hayatı böyleydi. Annelerinden, eşlerinden, kız kardeşlerinden ya da diğer hanım âlimlerden ders almaktan hayâ etmiyorlardı. Hatta onlardan ders aldıkları için övünüyorlardı.

Dr. Muhammed Ekrem Nedvi, İslam Tarihinde Hanım Alimler


İz Bırakanlar (İslâm Büyükleri)

MollaCami.Com