Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Şükür

Şükür ; iman, ilim, salih amel, güzel ahlak, afiyet, sıhhat, eblad, mal ve diğer nimetlerinden dolayı Allahu Teala'ya karşı sözle, amel ve mal ile kulluk ve ibadet etmek, nimetlerini günaha kullanmamaktır.

Şükretmek ile nimet artar ve devam eder.Kur'an-ı Kerim'de mealen;
"Celalim hakkı içini şükredersenz elbette size artırırım.Ve eğer nankörlük ederseniz, haberiniz olsun, azabım şiddetlidir.(İbrahim Suresi, ayet7) buyuruldu.

Bunun gibi, velinimet olanların hakkını gözetmek ve onları hayır dua ile anmak lazımdır.Hadis-i Şerifte;
"İnsanlara şükretmeyen( Onların iyiliğini bilmeyen) Allahu Teala'ya şükretmemiş olur."
buyuruldu.Bilhassa ilim öğreten hocaların haklarını gözetmelidir.Zira onlar ebedi saadete, ahiret nimetlerine ve Allahu Teala'nın rızasına kavuşmaya sebep olurlar.

Hikmet sahipleri, Allahu Teala'ya şükretmek, sabırdan ve zühdden üstündür dediler.Çünkü şükür, bütün ibadetleri ve bütün güzel huyları içine almaktadır.

Dil ile ham ü sena etmek, kelime-i tevhid, tesbih okumak ve diğer zikirleri yapmak, Kuran-ı Kerim okumak dilin şükrüdür. Kalp ile; marifet, ilim, doğru itikat, düzgün niyet, yaratılanlarda düşünmek, güzel ahlak elde etmek kalbin şükrüdür. Diğer uzuvların şükürleri de bunlara benzetilebilir.

Şükür, şükürden aciz olduğunu itiraf etmektedir.Zira nimete şükür lazımdır.Şükretmek de büyük bir nimettir.
Ona da şükretmek lazım gelir.

Akıllı bir kimse kendi halini düşünse, dışını ve içini Allahu Teala'nın nimetlerine gark olmuş bulur.Böylece elbette tam şükredemeyeceğini anlar.İster istemez acizliğini dili ile söyler.Bu hal, nimetleri anlamak ve bilmekten meydana gelir.Nimetleri ihsan eden Allahu Teala'ya kulluk ve rızasına uygun ibadet etmekten aciz olduğunu idrak eder.Bu hal öyle yüksek bir derecedir ki, buna sahip olanlar ğek azdır.Nitekim Allahu Teala "... Kullarımdan çok şükredenler azdır." (Sebe' Suresi, ayet 13) buyurmuştur.

Fazilet Takvimi
12 Ağustos/2009

Emeğinize sağlık bu değerli paylaşımız için, çok teşekkürler ...


Cüneyd-i Bağdadî Hazretleri "kuddise sirruh" henüz yedi yaşındayken, hocası ve aynı zamanda da dayısı olan Sırrî-yi Sekatî "kuddise sirruh" ile beraber hacca gitmişti. Mescid-i Haram'da dört yüz kadar âlim toplanmış, şükür hakkında konuşuyorlardı. Buna rağmen, herkesi tatmin edecek bir şey söyleyebilen olmamıştı. Sırrî-yi Sekatî bir de yanındaki Cüneyd-i Bağdâdi'ye sordu. 'Madem ki buradasın, sen de bir şeyler söyle' dedi.

Küçük Cüneyd dedi ki:
"Şükür, Rezzak olan Allahü teâlâ'nın ihsan ettiği nimet ile O'na isyan etmemektir"

Orada bulunanların hepsi şaşırıp, 'Seni tebrik ederiz, maksadı en güzel sen tarif ettin. Ancak bu kadar tarif olurdu' dediler.


Alıntı ( Huzur Pınarı )


Emeğinize sağlık bu değerli paylaşımız için, çok teşekkürler ...


Cüneyd-i Bağdadî Hazretleri "kuddise sirruh" henüz yedi yaşındayken, hocası ve aynı zamanda da dayısı olan Sırrî-yi Sekatî "kuddise sirruh" ile beraber hacca gitmişti. Mescid-i Haram'da dört yüz kadar âlim toplanmış, şükür hakkında konuşuyorlardı. Buna rağmen, herkesi tatmin edecek bir şey söyleyebilen olmamıştı. Sırrî-yi Sekatî bir de yanındaki Cüneyd-i Bağdâdi'ye sordu. 'Madem ki buradasın, sen de bir şeyler söyle' dedi.

Küçük Cüneyd dedi ki:
"Şükür, Rezzak olan Allahü teâlâ'nın ihsan ettiği nimet ile O'na isyan etmemektir"

Orada bulunanların hepsi şaşırıp, 'Seni tebrik ederiz, maksadı en güzel sen tarif ettin. Ancak bu kadar tarif olurdu' dediler.


Alıntı ( Huzur Pınarı )


Hutbe ve Vaazlar

MollaCami.Com