Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ehli Sünnet (Hutbe)

Ey şerefi İman ile müşerref olan ehli İman,
Din-i Celil-i İslamın hükümleri iki ana kola ayrılır: İtikat ve İnanç esasları ile alakalı hükümler; Amel ve ibadete tealluk eden hükümler.
Ve işte sana ilim mebde-i olan bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir, bilmiyordun ve lakin biz onu bir nur kıldık. Onunla kullarımızdan dilediğimize hidayet vereceğiz ve emin ol, sen herhalde doğru bir yola çağırıyorsun. Ayet-i kerimesinde buyrulduğu üzere bu hükümlerin vazıı bizzat Allah ve Rasülüdür. Bilahare bu hükümleri mevzu edinen ilim dalları tertip edilmiş ve İtikattan bahseden ilme, İlm-i Tevhid ve Sıfât; amel ve ibadetten bahseden ilme ise İlm-i Şerâî ve Ahkam denilmiştir.
Ashab-ı Kiram ve Tâbiin devirlerinde, sohbet-i nebi hürmetiyle, müslümanların akidelerinin temiz olması, ihtilafların az ve kendisine müracaat olunabilecek kimselerin çokluğu sebebiyle, bu tür ilimlerin tertibine ihtiyaç duyulmamışken; fitnelerin çoğaldığı, bit’atlara meylin arttığı, eimme-i din üzerine zulmün galip geldiği sonraki devirler için ise, bu ilimlerin tertip edilmesi zaruri hale gelmiştir.
Müslümanlar olarak birinci vazifemiz; neye nasıl inanacağımızı çok iyi bilmek ve Ehl-i sünnet ve cemaat çizgisinden ayrılmaktan şiddetle sakınmaktır. Bu hususta İmam-ı Rabbanî hazretleri şöyle buyururlar: Mükellef olanlara vacip olan ilk zarûri vazife, akidelerini Ehl-i sünnet ve’l-cemaat alimlerinin görüşlerine münasip şekilde tashih etmeleridir.
Ümmet ikiye ayrılır: Ümmet-i davet ve Ümmet-i icabet. Peygamber Efendimiz ve sonrası gelmiş ve gelecek bütün insanlığa ümmet-i davet; bunlar içinde Peygamber Efendimizin, Allah tarafından, getirip tebliğ buyurduğu hususlara inanmış müslümanlara ise ümmet-i icabet denir. Ümmet-i icabet de ehl-i sünnet ve ehl-i biddat olmak üzere ikiye ayrılır.
Ehl-i sünnet: Rasülüllah Efendimiz ve onun eshabının yoluna sımsıkı sarılan, dînî hükümleri kendi arzularına göre te’vil ve tahriften kaçınan, ehl-i islâm arasına tefrika sokmaktan sakınan, bid’atlerden uzak kimselere denir. Hadis-i şerifte fırka-i nâciye diye işaret edilen de bu cemaattir.
Peygamber Efendimiz S.A.V:
Yakında ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Biri müstesna bu fırkaların hepsi Cehenneme gidecektir. Ya Rasülellah! O bir fırka kimlerdir” diye sorulunca: “Benim ve eshabımın yolu üzerine olanlardır.” şeklinde cevap vermişlerdir.
Hadis-i şerifte dikkat edilmesi icabeden bir husus vardır. Bu fırkaların hepsi İslâmî fırkalardır. O halde, Biri hariç tamamı cehennemdedir sözünün manası: itikâdındaki bozukluk sebebiyle cehennem ateşinde temizlendikten sonra, itikadî bozukluğu küfre varmamışsa, cennete girecektir demektir.
Şunu hiç hatırdan çıkarmamak gerekir ki itikattaki lekeyi, cehennem ateşinden başka hiçbir şey temizleyemez, isterse o kimse abid, zahid olsun...
Fırka-i naciye ise, itikadları sebebiyle cehenneme girmeyecektir. Ancak ameldeki noksanlıkları sebebiyle, cehenneme girebilirler.
Muhterem Müminler!
Ehl-i sünnetin inanç ve iman ile alakalı mevzularda selahiyetli büyük alimleri ve imamları vardır. Müslümanlar, İnanç hususunda iki imamdan birine tabi olmuşlardır.
Birincisi İmam-ı Ebu Mansur Maturidî hazretleri,
ikincisi ise İmam-ı Ebu’l- Hasen’il-Eş’ari hazretleridir. Bu iki imamın arasında esasa ait hiçbir farklılık yoktur. Sadece teferruata ait bazı inceliklerde, küçük mana ayrılıkları olmuştur. Bu iki İmama bağlı olan ehl-i sünnet Müslümanları, birbirlerini kardeş bilir, biri diğerini sapıklıkla veya bid’atle itham etmezler.
Amel ile alakalı dini hükümlerde ise Müslümanlar, mutlak müctehid, Allah’ın Kitabından ve Peygamber efendimizin sünnet-i seniyyesinden hüküm çıkarmaya muktedir, dört imamdan birine tabi olmuşlardır. Bu dört büyük imam: İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam-ı Malik, İmam-ı Şafii, İmam-ı Ahmed bin Hanbel. Hazeratıdır. Her bireri, Selef-i Salihin dediğimiz Eshap ve Tabiin’in yolunda yürümüşler, İslam aleminde zuhur eden muhtelif görüşlere, felsefi nazarîyelere, karşı hakkı ve hakikati müdafaa etmişlerdir.
Muhterem Müminler!
Ehl-i sünnet ve cemaat mezhebinin maksatlı bir şekilde tahrip edilmesine, karalanmasına ve yok edilmesine müteveccih faaliyetlerin hızlandığı şu zamanda, Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve onun Eshabının yolunu müdafaada gösterilecek her türlü gayret, zamanımızın en kıymetli hizmetidir. Burada, ehl-i sünnet ve cemaat itikadı üzere devam edip, bunlar ile alakalı ilimleri tahsil eden, talebe ve muallimlerin ve bunların her türlü hizmetlerini üstlenmiş olan müesseselerin kıymet ve ehemmiyeti daha iyi anlaşılacaktır...
// mollacami.net//ücharfbeşnokta //

Allah (c.c.) razi olsun...

Cenabi Allah ilminizi artirsin.


Allah (c.c.) razi olsun...

Cenabi Allah ilminizi artirsin.


Allah (c.c.) razi olsun...

Cenabi Allah ilminizi artirsin.


Allah (c.c.) razi olsun...

Cenabi Allah ilminizi artirsin.



Hutbe ve Vaazlar

MollaCami.Com