Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Münkirleri perişan eden beyit…

Bir gün Abdülhak Hamid’in hayranlarından iki inkârcı Maçka Palas’taki dairesinde kendisini ziyarete gelmişlerdi…
Bunların biri milletvekili, biri de doktordu…
Ben kendilerini o gün orada tanıdığım için, inkârcılıklarını konuşmalarında sarf ettikleri herzelerden anladım.
Çünkü ısrarla üzerinde durdukları nokta dahi şairimizin saygılı bir şiddetle eleştirdikleri mü’minliği idi!
Hele inkârcı milletvekili birçok materyalizm mugalataları (demagoji) yaptı, nihayet şöyle bir şey söyledi:
- Mü’minlerin ebediyen yaşayacakları bir cennetle kâfirlerin ebediyen yanacakları bir cehennemden oluşan bir ahret âlemi yalnız akıl ve iz’âna değil, tabiat kanunlarına da aykırıdır. Böyle bir şey bugün artık nasıl kabul edilebilir üstadım?
Abdülhak Hâmid hiç heyecanlanmadan, gayet sakin bir eda ile ‘Makber’in şu ulvi beyteni okumakla yetindi:
Ukbaya nasıl denir ki boş rey
Dünya dahi hiç değil olur şey
İnkârcılar hiçbir cevap veremediler, sustular ve nihayet o zor durumdan kurtulmak ister gibi, kalkıp gittiler!
..” (İsmail Hami Danişmend, Tarihi Hakikatler)

çok şükür rabbime ki iman sahibi kullar hiç birzaman inanmayan kişiler karşısında yenilgiye ugranıyorlar


Hikaye & Kıssalar.

MollaCami.Com